10-Yıldızlar

16.4K 1K 204
                                    


Katherine'in kaleye dönüşü, sadece birkaç gün önce yaşadığı hayal kırıklığının, yenilginin intikamı gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Katherine'in kaleye dönüşü, sadece birkaç gün önce yaşadığı hayal kırıklığının, yenilginin intikamı gibiydi. İnsanların şaşkın bakışları üzerindeydi. Çünkü o, düğün gecesinin sabahında kocasının yanından gönderilen, çevresindeki herkes tarafından kocasını elinde tutamadığı için eleştirilen küçük Leydi değildi artık. Jordan'ın onun bedenine doladığı kolları da bunun ispatı niteliğindeydi. Attan inmeleri gerektiğinde herkes kadar Katherine'i de şaşırtan bir şey oldu. Dük, kollarını uzatarak teklifsizce karısını kucakladı. Bonnie ve Martha, telaşla avluya çıkmışlardı. Önce Katherine'in yaralı olduğunu zannedip korktular, fakat kızın kocasının kucağındaki görüntüsünün acı çekmekle hiçbir ilgisi yoktu.

Genç çift, birbirlerinin gözlerine bakarak sanki birbirlerinden başka kimseyi umursamıyormuş gibi kaleye doğru ilerlediler. Katherine, düşmemek için kollarını Jordan'ın boynuna dolamıştı. Adamın gözleri öyle büyük bir dikkatle üzerindeydi ki, bakışlarının yoğunluğu yüzünden ondan başka hiç kimseye odaklanamıyordu. Kısa bir anlığına da olsa yeniden tanıştıkları zamana döndüğünü hissetti, Jordan'ın kocaman bir adam ve onun küçük, savunmasız bir kız olduğu zamanlar... Ancak kısa sürede toparlandı. Sonsuz maviliklerde kaybolmak gibi bir lüksü yoktu. Hayatı boyunca güvendiği insanların ihanetine uğramıştı. Şimdi bu adamdan etkilenecek değildi.

Jordan, karısının güzel gözlerine büyük bir dikkatle baktı. Bu gözlerde on sekiz yaşında bir genç kıza göre öyle çok anlam yüklüydü ki... Hüznü kalbini sızlattı, tutkusu içini ısıttı ve cesareti gülümsemesini sağladı. Bakışlarını bir an bile kaçırmamıştı, Katherine. Meraklı ve ilgiliydi, adamın gülüşünü fark edince kendisininkiyle karşılık vermişti. Güzelliği can yakıcıydı. Ancak en önemlisi bu gözlerde önceki evliliğinden alışkın olduğu nefret yoktu. Jordan, annesi konuşuncaya kadar kollarındaki kadından başka bir şeye dikkat etmeden ilerlemeye devam etti.

"Jordan! Katherine'i nereye götürüyorsun?"

"Odamıza..."

Katherine, duyduğu şeyin doğruluğuna inanamayarak kaşlarını çattı. Fakat mantıklı bir itiraz cümlesi bulamadığı için sessizliğini korudu. Jordan, merdivenleri neredeyse hiç zorlanmadan çıkmış ve babasının döneminden beri kullanılmayan, onun için kısa süre önce yeniden hazırlatılan geniş odanın kapısını açmıştı. Batmakta olan güneş, çevrenin yeterince ayrıntılı görünmesini engelliyordu. Eşyalar siluet halindeydi. Koridordaki şaşkın hizmetçiye hekimi çağırmasını emrederek karısını yatağın üzerine bıraktı. Odanın mumları yakılırken ikisi de sessizliklerini korudular. Katherine, hekimin bacağı için çağırıldığını tahmin ediyordu. İyi olduğunu, hekime gerek olmadığını söylemek istedi. Ama ilk konuşan taraf olma düşüncesi garip şekilde rahatsız ediciydi. Jordan, yatağın yakınındaki sütunlardan birine yaslı halde kollarını göğsünde birleştirmiş, onu izliyordu. Hekimin muayenesi bitip gerekli merhem hazırlatıldığında herkese çıkmalarını emrederek yatağın kenarına oturdu. Hiçbir şey söylemeden Katherine'in bacağını tıpkı ormanda yaptığı gibi dizlerinin üzerine koydu. Eline hekimin hazırladığı karışımı aldığında Katherine, bu sessizliğe daha fazla dayanamayarak konuştu.

Kafesteki Cennet (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin