zwölf

1.5K 166 172
                                    

Bu bölümde bol bol yorum istiyorum :')

Şu an kendimi Kihyun'un üstüne atlamamak için zor tutuyordum. Rolleri değişmiş gibiydik. O bana 'Niye bakıyorsun? Açıkta bir yer mi gördün?' der gibi bakıyor ben ise gözlerimdeki yükselen ateşle ona karşılık veriyordum. Şu anki durumuza ben de en az sizin kadar şaşkınım fakat her gün karşınızda bornozlu bir Kihyun görmüyordunuz ki! Ayrıca üstündeki bornoz da benim bornozumdu.

Banyodan sonra her aynaya baktığımda bornozun bana çok yakıştığını düşünen ben şu an yanıldığımı anlamıştım. Kihyun'a 'benim' bornozum, bana yakıştığından daha çok yakışıyordu. Ve ben bu duruma biraz sinirlenmiş olabilirdim.

"Sunbae kıyafetlerim kirli de seninkileri giyebilir miyim?"

'Al hepsini bebeğim beni de giy.' demek istesem de ağzımdan çıkan tek şey "Tabii ki giyebilirsin," demek oldu.

Kıyafetlerimi almak için babamın dolabına doğru eğildiğinde gözlerim cenneti, hormonlarım cehennemi yaşıyordu. Kendimi dizginlemek için oturduğum yataktaki çarşafı sıkıyordum. Ben kendi kendime savaşırken o sırada Kihyun gayet rahat bir tavırla kalktı ve kıyafetlerimle birlikte tekrar tuvalete doğru gitti.

'Sakinleş Minhyuk. Platonik olan o, sen değilsin,' diyen az önce Kihyun fanboyluğu yapan iç sesimi dinlemeye karar verdim. Şu an benim o bornozun içinde olmam ve Kihyun'un da beni görünce kendini tutamaması gerekirdi. Benim değil.

Kendimi biraz da olsa sakinleştirmek için duvarı izlemeye karar verdiğim sırada içeriye Kihyun girdi. Eşofmanım ve tişörtümle babasının kıyafetlerini giyen çocuklara benziyordu ve durmadan düşen eşofmanın belinden yukarıya çekiştiriyordu. Rahat edemediğini anladığım zaman "İstersen eşofmanı çıkartabilirsin, yabancı kimse yok sonuçta," dedim ve bizim yaramaz Kihyun da bunu dememi bekliyormuş gibi heme eşofmanı çıkarttı.

Güzel, çünkü artık karşısınızda kendisini tutamayan bir Minhyuk var.

Her an Kihyun'un üstüne atlayabilirdim.

Atladım mı peki?

HAYIR.

Şu an yavaş yavaş üstüne yürüyordum. Gözleri şaşkınlıkla açılmıştı. Aslında emindim ki bu anı milyonlarca kez kafasında kurmuştu. Şaşırmasına şaşırmamıştım çünkü ben de üstüme gelen süper seksi ve yakışıklı bir Lee Minhyuk görsem aynı tepkiyi verirdim. Ne yani siz de o tepkiyi vermez miydiniz?

Evet dediğinizi biliyorum ama merak etmeyin çok uyuyan biriyseniz rüyanızda beni üstünüze doğru yavaş yavaş yürürken görebilirsiniz.

Ah, her neyse Kihyun'un sırtı duvara çarptığı sırada durdum. Kafasını bir milim oynatsa öpüşebilirdik ve inanın şu an en çok istediğim şey buydu. Birkaç saniye hareketsizce bekledim belki kafasını oynatır da öpüşürüz diye fakat öyle bir şey olmadı. Nefes almayı bile bırakmıştı. Oysa ben ilk öpenin o olacağını düşünüyordum.

Yanılmışım.

Artık duracak gücüm de yoktu. Tam çenesini tutmuş ve dudaklarımızı birbirine dokundurduğum sırada odanın kapısı açıldı. İkimiz de kafamızı kapıya döndürdüğümüz sırada karşımızda onları görmeyi beklemiyorduk.

Babam, üvey annem ve kollarını birleştirerek bize ateş saçan gözlerle bakan Hari.

"Hani benimle evlenecektin Kihyun oppa."

Şu anki gergin ortamı Hari'nin tatlı sesi bile yumuşatamazdı. Üvey annem olacak kadın ise bana ayıplar gözlerle bakarken babamın bakışlarını ise hiç tarif edemezdim.

Hayal kırıklığı, öfke, pişmanlık?

Ve sanırım annemin evine geri dönünce de güzel bir dayak yiyecektim.

***
kızlarım iki bölüm art arda atınca bazılarınız onuncu bölümü okumamış sanırım, hemen onu da okuyup gelin:) sizi seviyorum<3

sunbae || kihyuk ✓Where stories live. Discover now