9.Bölüm *Helikopter*

Start from the beginning
                                    

Şaşkına uğradığım şeyi dile getirdim.
" İlk defa mı bir kızla geldin böyle şirin bir yere? "

"aslında seni kız olarak saymıyorum ama neyse" o gülerken ben sakinleşmeye çalıştım. gözlerini başka tarafa çevirdi. Garson siparişleri getirirken teşekkür ettim. 14-15 yaşlarında vardı. Garson giderken biz afiyetle dönerlerimizi yiyorduk. Hiç konuşmadık. Açız yani. Bir süre sessizce tıkındık.

Son lokmamı da yerken. O Birtane daha söylemişti cidden güzeldi döner. Ayımısın ya dedim "hayır açım" sonra kendimi fazlalıkmış gibi hissedip "ben gidiyim ya" dedim.

"Saçmalama burdan nasıl gitmeyi düşünüyorsun?" Öf yaa dedim. Ateş ikinci dönerinide bitirirken ben paramı çıkardım. Ne yaptığıma bakar gibi bir hali vardı.

" Ne var ?" dergibi baktım. Oda bana "sen hayırdır "dergibi baktı. Öff para vericem sana ödetecek halim yok ya dedim. Sonunda Saçmalama ben yanımda bir kıza para ödetecek tipleremi benziyorum? dedi ve bana çok pis bakarak semih amcanın yanına gitti. Parayı verdi. Semih amca almam desede zorlamıştı Ateş. Güle güle kızım. Ateş, kızıma iyi bak. Ben hemen lafa atladım yoo ne bakması bakmasın bana biz sevgili - Ateş oldu ozaman diyip beni çekiştirirken ya bi dursana yanlış anladılar dedim. "Boşver "

Emirden....

Toprağın kollarını tutarken şimdide ben gülüyordum.
"ee nasıl bir duygu üstünde birinin olması?"

"üstümde biri yok Emir bir ayı var" gülümsedim ya ne kadar inatçı bir kızdı ona mesaj vermeye çalışıyordum. Ama o anlamıyor bana sinirleniyor en acısıda beni arkadaş olarak görüyor. Onu Doruk denen çocukla gördükten sonra nasıl kıskanmıştım onu sevdiğimi, sahiplendiğimi, daha iyi anlamıştım o zaman. o çocuk ona sarılıp öperken ben nasıl onunla konuşurken heyecanlandığımı ve sarılamadığımı düşünüp kendime kızıyordum. Ama şimdi ona sarılıyordum, konuşuyordum onu paylaşamazdım o benimdi. Ama bana sevgili olmadıklarını söylemişti acaba Doruk pelini sevdiği İçinmi böyle bir oyun oynamışlardı? Ama o kız sürtüktü bildiğin. böyle bir kandırmacaya gerek yoktu ki kafam almıyordu. Bunları düşünürken Toprağın yüzüne ne kadar derin baktığımı farkettim. Yüzünü her zerresine kadar incelerken mavi gözlerinde hapis oldum iki mavi göz, ikiside kenetlenmişti. Onu sevdiğimi bilse bana nasıl bir tepki verirdi? Varsın dövsün hatta sövsün ya umrumda değil en iyisi söylemek. ama benden uzaklaşırsa işte bunu düşünmek dahi istemiyordum ben, onu seviyordum bikere. Hala üzerinde olduğumu farkettim aslında memnundum ben
Sadece bana aitti kimseye ait olamazdı . izin veremezdim. Başkasına ait olma düşüncesi bile yok beni çileden çıkarırken ben tıpkı bir uyuşturucu bağımlısı gibi ona bağlandığımı fark ettim. Ona sarılamamam, öpememem, dilediğim gibi konuşamam ilk başta adını "Arkaşız!" Dediğimdendi hay benim dilimi eşek arıları s*ksin" Toprak sana birşey söyleyeceğim toprak dediğimde gözlerine bakarken devamında dudaklarına kaymıştı bakışlarım. Siz arkadaşsınız dedi iç ses takmadım. Ve söyledim "ben artık arkadaş olmak istemiyorum" ne dediğimi anlamaya çalışır gibi baktı. Na.. nasıl? Yani artık arkadaş değilmiyiz ama neden? Biz çok iyi arkadaştık Emir gözleri dolmuştu. Allah kahretsin! Ben ne demiştimki? İşte beni sadece arkadaşı olarak görüyordu. Hızlıca kalktı o giderken tek yapabildiğim arkasından bakmak olmuştu.Ne yapacaktım ben sadece arkadaşmıydık ?? Beni sevmiyordu sevmeyecekti, biz hep arkadaşmıydık yani? Ufacık bir umut ufacık ya beni sevdiğini bilsem zerre beklemem yanına kimseyi yaklaştırmazdım, korurdum ama bana anlatmadıkları bir şeyler vardı. Ve bu beni çileden çıkarıyordu. Ama bende ona hiçbir şeyi söylememiştim.

Eflinden...

Neden azıcık gülsem sanki beni hissizleştirecekmiş gibi geliyordu. Annem ve babamın ölmesi benim doğumum yüzündendi. Eğer benim doğum günüm olmasaydı o kaza olmazdı. Annem ve babamda yaşıyor olurlardı, biz belkide mutlu olurduk beraber. Ozaman ben niye yaşıyordum ki? Ben niye ölmüyorum? Kalkıp üzerimi değiştirdim. Mutfaktan börek kokuları geliyordu. Formalarımı giydim hemen, saçımı açık bıraktım rimel sürüp zıplayarak merdivenlerden indim. Tontişiiimmm gün-meriçi karşımda görmemele daha sessiz bir şekilde "aydın "diye devam ettirdim cümlemi. Sanada günaydın kuzum. Meriç ise gülümseyerek günaydın dedi. Masada yerimi alırken tıkınmaya başladım. Harika olmuş tontişim ellerine sağlık. Meriç ise" teşekkürler efendim "demişti. Kahvaltımız bittikten sonra okula geç kalacağımızı fark ettim. Tontişim biz kalkalım artık geç kalıcaz yoksa dedim. Peki kuzum benim, dikkat et kendine dedi.

Beni Aşka İnandır!!(BAKIMDA) Where stories live. Discover now