Bölüm 3: Aynı İskelenin Üstünde

4.7K 491 21
                                    

Küçük oğlan gölgelerine sığındığı yeşil bitkinin arkasında kız kardeşinin de aralarında bulunduğu arkadaşlarını gözetliyordu keyifle. Saklambaç oynuyorlardı ve bulamadıkları bir tek o kalmıştı. Ah, kesinlikle kazanmıştı! Kahkahalarını zapt etmekte zorlanırken bir fısıltı duydu: "Yakala!"

Ardından gelen ürpertici sesle başını çevirdiğinde, deli gibi havlayan bir sokak köpeğinin son sürat üstüne geldiğini gördü. Korku tüm vücudunu ele geçirirken, ayakları beyninden bağımsız hareketlendi ve kaçmaya başladı. 

Doğum günü yemeğinin verildiği restorantın hemen yakınındaki parkta salıncakların önünde toplanmış bir grup çocuk, pes ederek çağırmayı kararlaştırmışlardı ki, arkadaşları ortalarına dalıverdi peşindeki köpekle birlikte! Ve onlar da bu garip grubu kovalamaya koyuldular. 

Ömer zayıf, çevik, ayrıca hızlı koşan zeki bir çocuktu. Köpeğin kendisini yakalamakta ve hatta mümkünse parçalamaktaki ısrarını anladığında, yönünü plâja çevirmiş, denize atlarsa kurtulabileceğini düşünmüştü. Diğer taraftan, peşindeki hayvanın cılız, bakımsız ve hastalıklı hâli ilk anda arayı açmasını kolaylaştırsa da dakikalardır sarf ettiği efor, küçük bedenine ağır gelmiş, hızını düşürmüştü. Yine de kumsalı geçip iskelenin başına varmıştı. Dört ayaklı canavar giderek yaklaşırken denize ulaşma ümidini yitirmek üzereydi ki,  kırmızı elbisesinin eteklerini savura savura adeta uçarak karşıdan gelen uzun bacaklı sarışını fark etti.

Oynak tahtalara aynı anda ayak bastılar ve genç kadın elini tuttu çocuğun. Şimdi birlikte koşuyorlardı!

****

"Ateş et!" diye haykırdı Bora, "Neyir, ateş et!"

Aldığı bu komutla korku ve tereddütleri bir anda uçan esmer güzeli arka arkaya iki defa asıldı tetiğe. Ilgın'la Ömer iskelenin diğer ucuna erişmek üzereyken, köpek kalçasına yediği kurşunlarla kumsalın iskeleyle buluştuğu noktaya yığılıverdi. 

Köpeğin sesi ile hareketinin arkalarından eksildiğini fark etse de genç kadın, artık hızlarını kesmeleri mümkün değildi. Kollarından kavradığı küçük çocukla suya düşerken: "Korkma sakın..." diye fısıldayabildi ancak.

Mavi gözleri yeşil yeşil bakan gözlerle buluştuğunda güçlü bir güven duygusuyla sarmalandığını hissetti çocuk, nefesi tuzlu suya karışırken. 

Suya daldıkları sırada, dakikalardır onları takip eden gruptan kopan Ömür yığılmış kalmış köpeğin üstünden korku dolu bir çığlıkla aşarak, denize doğru koşmaya devam etti. Hiç bir şey düşündüğü yoktu, bildiği onun da ağbisinin peşinden gitmesi gerektiğiydi.  İskeleden atlamak üzereydi ki bir çift güçlü kol kucaklayıverdi onu: "Dur bakalım küçük hanım, nereye?" diyordu bir yandan da. Bora son saniyede yakalamıştı küçük kızı.

Bazen, Sevgili Okur, birileri dokunur hayatına teklifsizce, karşılık beklemeden en zor anında. Belki de hatırlamazsın sonraki yıllarda ne ismini ne de yüzünü. Ancak bıraktığı iz, saklansa bile hafızanın derinliklerine, esasen asla silinmez, arayışlarının, tercihlerinin, iyiliklerinin temelini oluşturur ve ömür boyu eşlik eder sana. İşte o gece Ilgın ve Bora, Ömer ile Ömür'ü böylesi bir dokunuşla kurtardılar, belki bilerek, belki bilmeyerek.

Çelik ve Demir kardeşler, koşarak çıktıkları iskelenin ortasında, Sude çöküp kaldığı kumların üstünde yetişemeden hiç bir şeye ancak tanıklık edebildiler, Ilgın'ın Ömer'le birlikte denize atlamasına ve Bora'nın Ömür'ü suya düşmeden yakalamasına. 

****

Ilgın atlayış esnasında olabildiğince yukarıda tutmaya çalışmıştı küçüğü. Allah'tan ki çocuk yüzme biliyordu ve her nasılsa fazla bir panik yapmamıştı da bir kaç çırpınış sonrası, genizlerine kaçan tuzlu su yanlarına kâr kalarak, merdivenlere yüzmeyi başarmışlardı. Genç kadın gösterdiği çaba yüzünden ilk sefer denizin dibini boyladığında kumlara, ikinci sefer kucağına aldığı çocukla basamakları tırmanırken demir trabzana kolunu sürtse de, bu kadarına şükrederek tahtaların üstüne attı kendisini en sonunda birileri Ömer'i elinden çekip alırken. 

GÜVENLİ AŞK (SEVGİLİ OKUR SERİSİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin