5. Bölüm

17.8K 945 115
                                    


Lancashire Malikânesi

(Lancashire Kontluğu)

Leonard çokta uzağında olmayan merdivenlerden çıkan kalabalığa bakarak memnuniyetsizliğini saklayamayan bir ifadeyle başını salladı ve derin bir nefes verdi. Gökyüzüne kaldırdığı gözleriyle puslu havayı seyretmeye koyuldu bir süre .
Sadece otuz metre ilerisinde bulunan malikane şu an gözüne oldukça korkunç geliyordu.
En azından içeriye girişini geciktirebilirdi. Aksi taktirde bu geceyi çabuk atlatabileceğini düşünmüyordu.

Malikâneden dışarıya kadar duyulan Bach melodileri kulaklarına dolarken gözlerini kapama ihtiyacı hissetti. Uzun süre burda bekleyebilirdi fakat içerisi için aynı şeyi söyleyemezdi.
Akın akın gelen arabaların nal sesleri ve abartılı kahkahalar da Bach'ın dinlendiriciliğine ,zedeleyecek şekilde katılırken tekrar bir soluk daha verdi.
Evet kesinlikle böyle ortamlardan hoşlanmıyor ve bunu saklama gereği dahi duymuyordu. Samimiyetsiz insanlar ve onların maskeli yüzleri ardına saklanmış ikinci bir yüzleri... Bu demektir ki salonda herkesten iki tane vardı ve Leonard henüz bir tanesine bile katlanamazken şu an buradaydı.
Mühim gerekçesi olmasaydı asla böyle bir ortama girmeyeceğini bildiği için adımlarını hızlandırma gereği hissetti.
Biraz daha geç kalırsa Taylor'ın koca çenesinden uzun süre kurtulamayacaktı.
Kendine selam veren bir kaç adama baş hareketiyle karşılık verirken birden önüne atlayan Bayan Bovary ile birlikte adımlarını yarıda kesmek zorunda kaldı.

"Oh... Tanrım ! Bay Harington! Buradasınız." Kadının abartılı bir ifade ile şaşırmış hali yüzünde komik bir ifadenin oluşmasına neden olmuştu fakat Leonard gülmek bir yana dursun kadını gördüğü anda git gide soğuk bir ifade takınmaya başladı. Bayan Bovary ise buna aldırış etmeyerek " Sizi görmek ne büyük şeref !" dedi. Kadının tiz sesi Leonard'ın kulaklarına kapı cızırtısı gibi dolarken Leonard içinden okkalı bir küfür savurmayı ihmal etmedi.
Nerden çıktığını dahi anlayamadığı bu kadında bir maske değil birden çok maske vardı ve şüphesiz Leonard en çok bu kadına tahammül edemiyordu. Yinede yüzüne oturttuğu sahte bir gülümseme ile eğilip kadının ellerini dudaklarına değdirdi ve doğrulmadan önce devam etti. "Aynı şekilde sizi görmekte öyle Leydi Bovary ,yine göz kamaştırıyorsunuz."

Kadının abartılı utangaç kahkahası onlara dönen bir kaç bakışla dikkatleri üzerine çekerken yine tiz sesiyle devam etti . "Beni utandırıyorsun genç adam , " hülyalara dalan bir ifadeyle devam etti "Kaba görünüşünün altında yatan centilmen beni her zaman şaşırtıyor ... böyle zamanlarda neden daha geç dünyaya gelmedim ki diye düşünüyorum ..."

Kadının ardı ardına sıraladığı kelimelerden çoğunu dinlemeyen Leonard sadece son sözlerine karşılık bir cevap verdi. "Eminim Tanrının bir bildiği vardır ,"
Leonard pek inançlı biri sayılmasada bunun için Tanrıya şükredebilirdi. . Zira bu kadının yaşlı haline katlanamazken bir de genç halini düşünmek istemiyordu.

"Kim bilir ..." Leydi Bovary elinde tuttuğu yelpazesini katlayarak Leonardın ne yapıyorsun bakışları altında onun omzuna bir kaç kere vurdu. " Gecelerin soğuk prensini burada görmeyi neye borçluyuz acaba ?" İmalı bir şekilde Leonard'a bakıyor olması kadının her zamanki gibi dedikodu arayışı içinde olduğunu gösteriyordu.

Leonard burun kemerini sıkarak gecenin ilerleyen saatlerinde de bir çok kez söylemek zorunda bırakılacağı cümleleri söylemeye başladı "Sizde çok iyi biliyorsunuz ki Leydi Bovary, bu balo samimi iki arkadaşımın nişanlarını ilan edecekleri önemli bir gün. Burda olmam sizi şaşırtmamalı. " Kelimelerini, karşısında ellili yaşlarda biri değilde on yaşında bir çocuk varmış gibi tane tane söylemişti. Her bir kelimesinde barınan bunalmışlık kendini oldukça beli ediyordu.
Leonard'ın takındığı öyle bile olmasa bu sizi ne ilgilendirir bakışı kadının yüzündeki gülümsemeyi yavaştan silerken bu sefer Leonard, gözlerine ulaşmayan bir gülümseme takındı.

TAŞRALI DÜŞES (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin