"Orası belli olmaz, kendini pecereden atarsın falan. Sonra benim intikam planlarım denize düşer." dedi mutfaktan çıkarken hafif şakayla karışık. Derin bir nefes alarak bende peşinden çıktım ve üst kata yöneldim, kapısı açık olan odada kıyafetler yatağın üzerinde duruyordu.

Üzerimdekileri çıkararak kendimi odada ki banyoya attım ve on dakikalık duşun ardından kısa olan havluyu vücuduma sararak odaya geçtim.

Elim banyo kapısını kulpundayken odada tek olmadığımı farkettim. Acaba banyoya geri mi dönsem diye düşünsem de vazgeçip olduğum yerde durdum. Kapıyı kapattığımda pencereden uzaklaşarak bana yaklaştı. Yutkundum.

"Bundan sonra burada kalıyorsun." dedi şaşırmama müsade etmeden. "Bu oda senin."

''Benim bir evim var.'' dedim kafamı iki yana sallayarak.
Sonuçta benim bir evim vardı ve ben oraya aittim. Burada kalmamı gerektirecek herhangi bir durum olduğunu sanmıyorum. Adımları sakinlikle bana doğru yaklaştı ve tam karşımda durduğunda aramızda bir nefes mesafesi vardı. Hangi ara geriye doğru gidip sırtımı banyo kapısına yasladığımı hatırlamıyorum.

Gözlerini kıstığında bir elini uzatıp kalçama dokundu. Titrek bir nefes aldım. Eli havlunun altındaki yaranın üzerindeydi ama sadece serçe parmağı tenime temas ediyordu. Parmaklarıyla çenemi kaldırdı ve dudağıma tüğ kadar hafif bir öpücük kondurdu.

''Ne yapıyorsun?'' diye sordum anın korkusuyla. Bana yine zarar vermesini istemiyordum. Hiçbir şey söylemeden sadece gözlerimin içine baktı ve belimden tutarak bana biraz daha yaklaştı. İki elimi yumruk yapıp sıkmıştım ve avucumun içinde tırnak izlerinin kaldığına eminim.
Onu omuzlarından itekledim ve etkilenmemesine rağmen yine de bir tepki göstermemişti.

''Erik!'' diye inledim dişlerimi sıkarak. ''Bıraksana beni ya!''

''Şşş, sakin ol Medusa.'' dedi ve boynuma eğilerek bir öpücük kondurup derin bir nefes aldı kokumu içine çekerek.

''Siktir!''diye tısladı ve belimden tutarak kaldırdı beni. Havalanan vücudum korkuyla bacaklarını beline sardı ve kollarım omuzlarına tutundu. Gözlerini gözlerimden ayırmazken hareket etti, ilerledi ve bir süre sonra eğildiğinde sırtım yatağın soğuk yüzeyine değdi ve dudaklarıma uzanarak büyük bir açlıkla öpmeye başladı.

Bir eliyle de beline sarılı olan bacağımı okşuyordu. Dudağımı dişlediğinde ne yaptığımı anlamayarak ona karşılık verdim ve onun hızıyla tırnaklarımı ensesine geçirdim. Kendini bana bastırdı. Erkekliğini orada, kasıklarımda hissettiğimde içimde bir şeyler gıdıklandı ve bir inleme koyverdim ağzının içine. Nefes nefese ayrıldığımızda dudakları bornozun açık bıraktığı boynuma gitti.

''Erik ne yapıyorsun?'' diye sordum tekrar içim titreyerek nefes alabildiğim bir sırada. inlemiştim. Bu utanç vericiydi.
Şu sıralar bu duygular fazla geliyordu bana.

''Seni hissediyorum.'' dedi boynuma bir öpücük bırakarak, sesi bir ilahi gibi kulaklarımı doldurmuştu.
Burnunu boynuma sürterken
''Ne demek bu?'' diye bir soru daha attım ortaya. Sesim az önceki öpücüğün bıraktığı etkisiyle pürüzlü çıkmıştı.

''Geçmiş yılların yamyamları der ki: 'Öldürmeden önce avını hisset' ve bende şuan onu yapıyorum.'' dedi ben soruma cevap vermeyeceğini düşünürken. Sinir kat sayım yükselmişti artık. Boynuma bir öpücük daha bıraktığında ben artık sakin olmak için neredeyse dudaklarımı dişleyerek kanatacaktım. Lanet olsun sakin olamıyordum!

Beni öldürme fikrini her seferinde açıkça yüzüme vurduğunda, bende sakinlik adına hiçbir şey kalmıyordu. Ya korkup tedirgin oluyordum, ürküyordum. Ya da sinirlenip öfkeleniyordum.

Şuan da öfkem kesinlikle ağır basıyordu ve bir şey yapmazsam bedenimin kontrolü elimden kayıp gidecekti. Derin bir nefes aldım, onu umursamayabilirdim. Bir derin nefes daha aldım, kesinlikle sakin olabilirdim.

Gözlerimi kapayarak ellerimi yumruk yapıp derin bir nefes daha aldım. Gözlerimi açarak beline sardığım bacaklarımı çözünce onu üzerimden hızla ittirerek altından çıktım ve havluyu düzelterek elimle kapıyı gösterdim.

Yine de izin vermese altından kurtulamayacağımı biliyordum.
O çok güçlüydü. Onunla başa çıkılmazdı. Bunu size baktığında o bakışlarına yansıyan sarsılmaz ifadesen çok net anlayabilirdiniz.

Bir kez daha sinirle gözlerimi kapatıp açarken ısrarla kapıyı gösterdim. Sırıtarak odayı terkettiğinde ise delirmek üzereydim.

Kasıntı herif.

Yıldıza dokunman beni sevindirir.🌟

İTAATKAR #Wattys2018Where stories live. Discover now