Burcu

3.8K 114 2
                                    

Toprak Urazla haberleştikten sonra arabayı evine sürdü. Uraz kapısına gelen Burcuyu evde Deniz olduğu için yarın öğle yemeğine sözleşerek yollamıştı. Toprak karısının evde olduğunu duyunca hızını arttırmıştı. Yol üstündeki pastaneden karısının sevdiği tatlılardan paket yaptırmıştı. Kapıyı açıp içeri sessizce girdi. Elindekileri mutfağa bırakıp yatak odasına çıktı. Banyodan su sesi geldiğini duydu. Kapıyı tıklayıp ses alamayan Toprak biraz bekledi. Hala ses gelmediğini görünce kapıyı kırıp içeri girdi. Yerde yatan karısını görünce korkuyla bekledi. Karısının başını dizlerine aldı ve tokatlamaya başladı.
-Tuğçe... Tuğçe uyan hayatım....Tuğçe!
Karısını kucaklayıp kendilerine yakın olan Alinin hastanesinin yolunu tuttu. Düşmanlık düşünecek halde değildi. Korkuyordu karısı için ağlıyordu. Hastaneye vardığında karısını sedyeye taşıdı ve odaya kadar eşlik etti. Kapının önünde duvara yaslanıp kendini yere bıraktı. Karısı, meleği içerdeydi. Başına birşey gelirse yaşayamazdı. Evi ne için terkettiğini bile bilmiyordu. Bir sabah baş ağrısıyla uyanmıştı ve karısı yanında yoktu. Önünde eğilen biriyle kafasını dayadığı dizlerinden kaldırdı. Ali dosyalara gerekli imzaları attıktan sonra Altayın doktoruyla görüşmeye inerken Toprağı gördü. Toprak Akhun kendi hastanesinde ne arıyordu? Sinirle yanına ilerledi. Bu adamı öldürecekti Denizi bu adam yüzünden kaybetmişti. Yanına vardığında iç çektiğini duydu. Ne yani ağlıyor muydu?! Eğilerek omzunu tuttu
-Toprak?
Toprak Aliyi görünce kafasını sağa sola salladı.
-Napıyorsun burda?
-Kk...karım A.Ali karım..ölüyor.
Ali birşey demeden yukarı çıktı. Az önce görüştüğü zümrenin dağılmadığını görünce hepsini aşağıya indirdi. Toprak kendilerine doğru koşan doktorları görünce ayağa kalktı. Ali tüm profesörleri aşağıya indirmişti. Tuğçe yerinde Denizde olabilirdi. Ve Toprağın bu durumda aynı şekilde davranacağına adı gibi emindi Ali. Toprak açılan kapıdan beş saniyede olsa karısını görmüştü. Ali onu kendine çevirerek
-Onlar hastanenin en iyi doktorları merak etme
Toprak Urazın bu adama yaptıklarının fazla ve saçma olduğunu düşündü.
-Teşekkür ederim.
Ali eliyle sırtını sıvazladı. Toprak dayanamayarak
-Aradan çekileceğim Ali. Birşey bilmiyorsun yarın konuşalım
-Neyi bilmiyorum. Hangi aradan çekiliyorsun?
Toprak cevap verecekken içerden bir hemşire çıktı. Ardından bir doktor çıkarak
-Tahlil yapacağız Ali bey. Başının arkasında da bir şişlik var bunun içinde MR alacağız.
-Yarın gel herşeyi anlatacağım.
Toprak Aliye bunu dedikten sonra doktorun peşinden koştu. Alinin kafası karışmıştı. Ne demişti şimdi bu adam böyle. Ne demek aradan çekileceğim.
-Ne işler çeviriyorsun Toprak Akhun? Nasıl bir oyunun içindesin?

Toprak koridorda bir sağa bir sola gidip duruyordu. Adamı gelip
-Abi otursan artık? Başın dönmedi mi?
-Anlamıyorsun Recep karım iyi değil. Durumunu öğrenmeden rahat edemem.
Toprak kendine doğru mutlu şekilde gelen hemşireyi gördü. Karşısında 32 diş sırıtan kadına sert bir bakış atarken
-Ne var? Ne gülüyorsun
-Tebrik ederim efendim baba oluyorsunuz. Diğer bilgileri doktor bey çıkınca size verecektir.
-Ne! Ne babası?
Doktor Tuğçenin odasından çıkıp Toprağın yanına geldi.
-Neler oluyor doktor? Ne diyor bu hemşire!
-Eşinizin sağlık durumu gayet iyi efendim. Sadece bayılmış dikiş atıldı. Hamilelikte olur. İlerleyen zamanlarda da sık sık midesi bulanacak ve başı dönecektir.
-Ne zaman göreceğim onu?
-Biraz dinlense iyi olur. Yarın görüşmeniz daha sağlıklı olur. Geçmiş olsun
Toprak doktorun arkasından bakakaldı. Recep abisinin haline anlam veremiyordu. Yengesi hamileydi. Abisi için bundan iyisi can sağlığıydı.
-Abi tebrik ederim. Birşey olursa ben kapıdayım.
Toprak lanet ederek arabasına binip sahile sürdü. İçmek ona her zaman iyi geliyordu.

Sabah olduğunda Deniz uyanıp güzel bir kahvaltı hazırladı. Aşağıya inen abisini görünce gülümsedi
-Günaydın
-Günaydın abicim.
-Kahvaltı hazırladım. Hadi gel
-Deniz üzgünüm güzelim acil çıkmam lazım.
Deniz üzülmüştü. Bi heves kalkıp abisiyle vakit geçirmek için kahvaltı hazırlamıştı. Deniz abisine ilerledi. Savaştığı kravatını elinden çekip düzgünce yapmaya başladı.
-Bende Nehiri uyandırayım o zaman.
-Nehir evde değil.
Deniz bir an duraksadı. Abisinin gözlerinin içine baktı
-Nerde?
Kravat bağlamayı bitiren Deniz abisinden cevap bekliyordu.
-Ailesini özlemiş güzelim bende dün annesine götürdüm. Hem onlarda Emreyi özlemiştir.
-Anladım. Tamam.
Uraz kardeşinin alnından öptü. İçinden özür dileyerek
-Seni seviyorum canım akşama görüşürüz.
-Görüşürüz.

DOKTOR HANIMWhere stories live. Discover now