* 6. Bölüm *

1K 265 189
                                    

multi = Mirza'nın işte ki hali


Şarkı= Alan walker / Faded



"Erkek güzel bulduğu her kadına aşık olur.

Adam yalnızca bir kadına."



= HATIRLATMA =

"Seni bir daha yanım da, şirketim de, benim bulunduğum ortam da dahi görmeyeceğim. Anladın mı beni Selin?"

Adını sonun da öğrendiğim Selin başını o kadar hızlı salladı ki, biraz daha zorlasa yerinde çıkardı herhalde. Neredeyse koşar adımlarla asansöre doğru ilerledi. Mirza onun arkasında bakmaya bile tenezzül etmeden, tekrar bana döndü ve eliyle belime baskı uygulayıp, beni tekrar yürütmeye başladı.

Bütün olayları, başımın dönmesini ,her şeyi unuttum. Şu an tek odak noktam belimde ki elin, vücuduma yaydığı enerji ve sıcaklıktan başka bir şey değildi.

Bana neler oluyor?


******


İnsanoğlu anlaşılması zor varlıklardır, içinde yaşadığı duyguları çözemezsiniz. O kişi size kendini açmadığı ve kendi benliğini göstermediği sürece, tam anlamıyla onu tanıyor sayılmazsınız. Çözebilmek için, bir bütün olmak gerekir. Onun tek kaşını kaldırmasından, derin derin nefes almasından, ellerini yumruk yapmasından ve bunun gibi nice hareketlerden, ne hissettiğini anlamak için O, olmak gerekir. Ben de şu an Mirza'nın, nasıl bir ruh halinde olduğunu çözemiyorum. Onu çözebilmem için, bana kendini açması gerekir. Tabi ki bu ihtimal olanaksızın da dışında, imkansız gibi bir şey.

Nedendir bilmem ama bu düşüncelerim beni, Mirza'yı baştan aşağı bütün hareketlerini incelememe neden oldu.

Odanın ortasında elinde telefonu ile dönüp duruyor ve farkında olmadan, başımın daha da dönmesini sebep oluyordu. İlk olarak yüzeysel bir şekilde incelemeye başladım. 

Üzerine tam oturan beyaz bir gömlek, krem tonların da kravat, onun üzerinde de yelek, ve en dikkatimi çeken şey köstekli saati oldu. Babamda aynı bu tarz da saati vardı, ve ona çok yakıştırıyordum. Ama Mirza' da daha değişik duruyor. Sanki ona daha ağır bir hava katmış, ve olduğundan daha olgun gösteriyordu. Pantolon olarak da gri rengini seçmiş. 

Bu şekilde incelemem bitince, bu sefer tepkilerini analiz etmeye çalıştım kendimce. Bir elinde telefon, diğeri ise pantolonun cebinde, kaşları çatık halde telefonun karşısında ki kişiye bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Hafiften sinirlenmeye başladığını, derin nefeslerinden ve elini cebinden çıkarıp, uzun saç tutamlarının arasından geçirip, dağılmasına sebep olmasından anladım.

Şu an bulunduğum durumu anlatmaya, kelimelerim yetmeye bilir. Kendimi o derece değişik hissediyorum. Duygularım iç içe girmiş, karman çorman bir şekilde beni yok etmeye başlamıştı. Buna daha fazla göz yumamazdım. Yoksa sonumun iyi olmayacağı, başından belli ve kendimi kaptırmayıp, dizginlemem gerektiğinin farkındayım.

Ben bu şekilde dalgın bir halde ona bakarken, telefonda ki kişiye 10 dakika içinde burada olmasını tembihledi ve bana doğru döndü. Onu incelediğimi fark edince, yüzünde kendinden emin sırıtışı yerleştirdi, ve duruşunun dikleştirip bana bakmaya başladı.

Ben ise yakalandığım anda başımı öne eğip, yüzümü ondan gizlemeye çalıştım. Her ne kadar utanmamaya ve yüzümün kızarmaması için çabalasam da, elimde olmadığı için ister istemez kızarmaya başladım. Çok kısık, naif erkeksi bir kıkırtı doldurdu kulağımı. İlk algılayamadım, bir ses nasıl bu kadar kusursuz olabiliyor. Ne kalın, ne ince, mükemmelliğin kelime anlamı sayılacak cinstendi.

DAĞ ÇİÇEĞİMTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang