* 4 Bölüm *

1K 352 202
                                    

multimedya= Emre Kaplan


Şehrime gel sevgili

Yarın çık gel

Bırak her şeyi, bir bekleyenim var de gel.

Gel ki, bu şehir adımlarınla anlamlansın.

Gel ki, bu şehir nefretim olmaktan çıksın.

Gel ki, nefes alayım.

Gel...

Nazım Hikmet

=Hatırlatma=

Ben hala olayın şokunda ne yapacağımı bilmez bir şekilde karşımdakine bakarken, aynı şaşkın bakışları ondada görebiliyordum. Kafam resmen allak bullak oldu ve hala onun kollarında olduğumu fark edip, ondan kurtuldum ve kekelemeye başladım.

"Se - senin ne iş- işin var bur- burada " 


Hayatımda yaşadığım en büyük olaylar ve aklımda kalan, ömrü hayatımca unutmayacağın şeyler neler diye sorsalar; İlk olarak üniversiteyi kazanmam, ikinci olarak da şu an yaşadığım ve hala çözemediğim olay olarak söylerdim veya tam tersi de olabilir, çünkü şu an yaşadığım benim için büyük bir olay.

Karşımdaki adam bana çatık kaşlar, sert yüz ifadesi ve onlara tezat kocaman açtığı gözleri ile şaşkın bir şekilde bakıyor. Bende de onun yaptığı tepkilerin aynısı mevcuttu, belki de daha fazlası. Kafam da o kadar çok soru var ki mesela; onun burada ne işi var? Beni takip mi ediyor? Yollarımız nasıl bu kadar çabuk kesişti ve daha niceleri. Onun o sert yüz ifadesine rağmen, nereden bulduğum cesareti bilemeden karşımdaki kişiye, aklımdaki soruları tek tek sıraladım.

"Senin ne işin var burada? Beni mi takip ediyorsun? Aman Allah'ım yoksa sapık mısın? Ne istiyorsun be--" cümlemi tamamlama izin vermeden bir aslan gibi, o gür sesiyle resmen kükredi.

"YETER!!!" Bütün şirketin onun sesini duyduğuna yemin bile ederim. Herkesin buraya toplanması an meselesi ve ben rezil olmak istemiyorum. Onun konuşmasıyla susmak zorunda kaldım.

"Şimdi sus ve beni dinle. Asıl senin benim şirketimde ne işin var, dün seni ezmedim, bugün ezeyim diye mi geldin? Sen benim başıma bela mısın?"

Ne demek onun şirketi, ama bu nasıl olur. Ben yanlış bir yere mi geldim acaba? Burası Asel'in kuzeni Mirza beyin şirketi değil miydi?...

"Nereden senin şirketin oluyor, burası bir kere mirza beyin tamam mı? Ve benim kendisiyle iş-" cümlemi yarıda kesmeme neden olan şey aklıma gelenlerin, başıma gelmemiş olması için dua etmem idi. O da benimle aynı şeyi düşündü sanırım ve aynı anda kocaman olmuş gözlerle ağzımızı açtık.

"Sakın bana Asel'in kuzeni olduğunu söyleme"

"Sakın bana Asel'in ev arkadaşıyım deme"

İşte ağzımızdan çıkan bu kelimeler, maalesef daha çok kez karşılaşacağımızın kanıtı gibiydi. Ne yapacağımı bilemez ve içimde nedenini bilmediğim, garip bir duygu yeşerdi. Ben bu duyguyu çözmeye çalışırken, odanın kapısı iki kez çalındı. Mirza ilk önce bana sert bir şekilde bakıp, ondan sonra yüzünü kapıya döndü ve o beni korkutan sesiyle  cevap verdi.

"Gel !!!"

Sekreter kız korka korka içeri girdi ve o sırada açılan kapıdan gördüğüm kadarıyla,  belkide bu kattaki  bütün çalışanların buraya toplanmasıydı. Her ne kadar rezil olmak istemesem de, iş işten geçmişti bir kere. Adını hala bilmediğim sekreter, ilk önce bana kötü bir bakış attı - sanırım patronunu kızdırdığım için - ondan sonra yüzüne bütün dişlerinin ortaya serecek şekilde, sırıtma yerleştirip patronuna döndü ve konuştu.

DAĞ ÇİÇEĞİMWhere stories live. Discover now