Bölüm 24: Katil

1K 90 40
                                    

Kendini vücudunda gezinen hislerden kurtardığı an harekete geçti Hayal. Zeynep'ten kağıt ve kalem istedi. Telefonun yanında duran küçük not kağıtlardan getirdi kız. Hayal, hızla masanın yanındaki sandalyelerden birini çekti ve oturdu. Arkadaşının getirdiği kağıtlara telefonundaki notları geçirmeye başladı. Zeynep onun yanındaki sandalyeye oturmuş onu izliyordu. Tüm notları yazmayı bitirdiğinde hepsini geliş sıralarına göre masaya yaydı. Tekrar tekrar okudu. Okumayı bitirdiklerini o da okusun diye Zeynep'e verdi. Barış da baktı birkaç kez. Kerem bir katkısı olmayacağını düşündüğünden köşeye çekilip televizyon izledi.

Aradan geçen yaklaşık iki saatin sonunda Kerem bunaldığını söyleyip evden çıktı. O gittiğinde saat 19.15'ti. Barış iki buçuk saat daha kızların yanında kaldı. Onlara bir faydası olmamasının yanında, Kerem gibi o da çok bunalmıştı. Hava almaya ihtiyacı vardı yoksa gerginlikte boğularak ölecekti. Onun evden ayrılışında saat 21.47'yi gösteriyordu. Hayal, Zeynep'in -katilin aradığı sıralarda- yapmış olduğu yemekten yemedi. Karnının açlığından da bahsetmedi hiç. Tek yaptığı notları sayısız kez okuyup farklı anlamlar çıkarmaya çalışmaktı. Zeynep onun için endişelenmişti. Yemek bile istememiş olması kötü durumların habercisiydi.

Hayal notları tersten, birbirlerine geçirerek, bir çeşit anagram arayarak ve başka bir sürü yöntem deneyerek okudu. Ama bir şey bulamıyordu. Katil bildiğini umuyor olabilirdi ama nasıl bakacağını bilmiyordu işte. Verdiği mesajın daha önce hiç üstünde durmadığı kısmına gitti dikkati. Kendine kurtarıcı demişti. Dalga geçip geçmediğini düşündü. Kendini gerçekten kurtarıcı olarak görüyor olamazdı çünkü. Başını iki yana sallayarak bu alakasız düşünceleri kafasından atmaya çalıştı. Notların arasında kaybolmuşken omzuna bir elin değmesiyle dünyaya döndü.

"Hayal... Sen iyi misin?" Sesindeki endişe çok netti.

"Tabii ki de iyiyim. Neden böyle bir şey sordun ki?"

"Saat bir. Ve sen sabahtan beri hiçbir şey yemedin. Bir saatten çok çok daha uzun bir süredir hiçbir şey yemedin diyorum. Korkuyorum."

"Korkma. Şu katili bulduğumuz ve ondan kurtulduğumuz an Burak'ı günlerce mutfağa kapatıp yemek yaptıracağım."

Aldığı cevaptan tatmin olmuştu kız. Güldü. Hayal belki alışılmamış biriydi ve onu anlamak dünyanın en zor işlerindendi ama bu tuhaflığının yanında inanılmayacak kadar da güçlüydü. Onun yaşadıkları kendi başına gelse ne halde olacağını düşündü Zeynep. Yapamazdı. Onun gibi bir masaya oturup kendi başına ölümcül bir adamı bulmaya çalışamazdı. "Artık yat. Yoksa sabah çirkin olacaksın ve sen nihayet seçimini yapmışken bu sefer sevdiğin senden vazgeçecek."

"O kadar çirkin yönlerimi gördü ki, dağınık saçlar ve göz altı morlukları onu korkutamaz bence."

"Kararını verdiğini ne zaman söyleyeceksin ona?"

"Bu iş bittiğinde. Katilden tamamen kurtulduğumuzda."

"O yüzden mi bu kadar uğraşıyorsun?"

"Evet."

Arkadaşına gülümsedi kız. Onu ilk kez bir şey için bu kadar çabalarken görmüştü. İçindeki umudu hissedebiliyordu. Artık başına sadece kötü şeylerin geleceğini düşünen o karamsar kız yoktu karşısında. O yüzden onu kendi haline bırakmaya karar verdi.

"İyi geceler arkadaşım."

"Umarım öyle olur."



Zeynep o pazartesi sabahında erkenden uyandı. Hemen yataktan kalkıp Hayal'i bulmaya gitti. Gece uyuyup uyumadığından emin olmak istiyordu. Önce odasına gitti ona bakmak için ama orada değildi. Oturma odasına girdiğinde hala notların başında olduğunu görünce canı sıkılmıştı.

Karanlığı ÖldürmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin