Bölüm 12: Başlangıç

1.4K 85 12
                                    


Bir pazar günü olmasına rağmen erkenden uyandı Hayal. Diğer tüm günlerin aksine, uyanmak uyumaktan daha kolaydı o gün. Son bir haftada yaşadığı şeylerin gerçekliği iyice batmıştı ruhunun derinlerine. Eskiden sevdiği insanların başına gelen korkunç şeyler daha önce onu hiç ilgilendirmemişti. Hak ettiklerini düşündü hep. "Ama kim böyle bir şeyi hak eder ki?" Kalktı ve yatağını düzeltmeye başladı. Aklı yerinde değildi. Hareket ediyordu ama bedeninin kontrolü onda değil gibiydi. O sadece düşüncelerinin içinde yaşıyordu o an. Sesli düşündüğünün bile farkında değildi.

"Acaba Yavuz da öldü mü?"

"Rüyanda konuştuğunu sanmıştım. Bu saatte uyanık olmana, kendi kendine konuşmandan daha çok şaşırdım." Kızın odasının kapısında belirdi Zeynep. Ve o bile her zamanki neşesinden yoksundu.

"Günaydın. Sende mi uyuyamadın? Bu senin için bile erken bir saat." Hayal yatağını düzeltmeyi bıraktı ve üstüne oturdu. Omuzları düşüktü. Zeynep de odaya girdi ve onun yanına oturdu.

"Bilmiyorum. Artık her şey daha zor geliyor. Uyumak bile. Dün konuştuklarımız aklımdan çıkmıyor. Ya son paket bugün gelirse?"

"Belki katilimiz pazar günleri çalışmıyordur." Yaptığı espriye gülmedi bile Hayal.

"İçimde küçücük bir umut var. Belki son paket geldiğinde her şey biter diye. Sence ben korkunç biri miyim?"

"Neden öyle söyledin?"

"Çünkü görünüşe göre tüm bunların bitmesi demek beş insanın da ölmüş olması demek. O son kişinin de bir an önce ölmesini diliyorum bir yerde."

"Sen kendine bunun için korkunç diyorsan beni direğe bağlayıp şehrin ortasında canlı canlı yakmaları gerek."

Saniyeler süren sessizliğin ardından Zeynep yerinden kalktı ve kahvaltı hazırlayacağını söyledi. Hayal sadece başıyla onaylamakla yetindi. Çok uzun zamandır hiç erken kalkmamıştı. "Bu saatte ne yapılır ki?" diye sordu yine kendi kendine ve sonra her zamanki gibi boş boş oturmakta karar kıldı.



Şimdi öylece oturuyorlardı. Zeynep arkadaşı hakkında endişeliydi. O sabah hem uykusunu hem de iştahını kaybettiğini gördü. O sürekli şikayet eden huysuz kıza karşı bir özlem duydu çünkü artık yerinde değil gibi duruyordu. Hayal'in telefonu çaldığında saat hala erken sayılırdı.

"Evet." Normalden bile daha sevimsizdi telefona cevap verişi.

"Hayal... Rüya gördüm. Son cinayet işlendi..." Başka bir şey söyleyemedi Kerem. Bir cevap bile beklemiyordu. Aralarında oluşan o küçük sessizlik iyiydi.

"Bugün o zaman... Gerçekten bugün müymüş?"

"Oraya geliyorum." Yine bir cevaba ihtiyacı yoktu. Elbette ki orada olacaktı. Merak içindeki önemli duygulardan biriydi ama orada olmaya ihtiyaç duymasına neden olan şey kesinlikle değildi.

"Peki."

Telefonu kapattıktan sonra arkadaşının meraklı bakışlarını gördü. Bugün her şey sona erecek mi demeliydi? Yoksa her şey şimdi başlıyor mu?

"Kerem'di. Son cinayeti görmüş rüyasında. Büyük ihtimalle bugün, en geç yarın son hediyemizi de alırız." Konuşurken ellerine baktı hep.

"Barış'ı arayalım. Yalnız olmak istemiyorum. Lütfen."

"Sorun değil. Kerem de gelecek zaten. Hep beraber bekleriz... Her neyi bekliyorsak işte."


Karanlığı ÖldürmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin