Bölüm 32 - Küllerden Doğmak

Start from the beginning
                                    

"Yanlış bir şey söylemek istemem ama karınızdan ya da çocuklarınızdan bahsettiğinizi hiç duymadım."

"Hiç evlenmedim."

Resmen altında bir aşk acısı var diye bağırıyordu yüzü. Zaten böyle bir hayata darbelerden yorulup sığındığı belliydi.

"Bana anlat diyorsunuz ama sizden bir şey duyamıyorum. Bu işler karşılıklı değil midir?" dedim. "Siz bana anlatırsınız ben size."

Sesli bir kahkaha attı. Ringden aşağı inerken "Bir kadın vardı işte. Asla aşık olunmaması gereken cinsten bir kadındı. Ama ben oldum ve booom!" dedi elini havada umursamaz bir biçimde sallarken.

Ben de peşinden aşağı inerken duvardaki saati gördüm. Gitmem gerekiyordu.

"Şimdi gitmeliyim sayın ihtiyar kurt. Ama geri geldiğimde sizi sıkıştırmaya devam edeceğim. "

"Hoş bir hikayem yok Denizciğim kusura bakma. Ama bu kadar dinlemek istiyorsan bir ara anlatırım. Sonra da ben seni dinlerim."

Merdivenlerden çıkarken kendimi düşünmekten alıkoyamadım. Ne olurdu bu adam babam olsaydı. Biliyordum salakça bir düşünceydi ama bana bir baba hayal et deseler Soner hocayı tarif ederdim. Her derdini dinlemeye hazır ve kötü adamları da pataklayabilen cinsten bir baba güzel olurdu.

Ondan şüphelenmiyordum artık. Halil'in Soner hocanın ve Ali'nin babasının aynı karede ne işi vardı hala bilmiyordum ama Soner hoca kötü biri değil. Olamazdı.

Kapıya yönelmişken beni bekleyen birini gördüm.

"Ali?"

Çarpık bir gülümsemeyle oturduğu sandalyeden ayağa kalktı ve bana doğru bir adım attı.

"Selam." dedi.

"Napıyorsun burada? Senin depoda Emre'yle-"

"Değilim işte sana geldim. Konuşalım mı biraz?"

Elim ayağım birbirine dolanmış gibiydi. Tam ağzımı açmışken arkadan başka biri adımı söyledi.

Soner hoca peşimden yukarı çıkmıştı.

"Bu sargılar senin değil mi? Aşağıda bırakmışsın."

Ben hocaya dönene kadar o da yanımıza gelmişti. "Aaa evet, çok sağolun." diyerek elindekileri çantama tıktım. Fermuarı çektikten sonra birbirlerine baktıklarını görünce tanıştırmam gerektiğini anladım.

"Hocam bu arkadaşım Ali. Ali bu da Soner Hocam bahsetmiştim."

Gülümseyerek el sıkıştılar ama ikisi de birbirini süzüyordu.

"Memnun oldum." dedi Ali.

"Ben de memnun oldum ama seni daha önceden tanıyor gibiyim." dedi Soner Hoca.

Babasını tanıyordu evet! Belki de Ali'yi çocukken görmüştü. Ya da babasına olan benzerliğiyle ilgiliydi. Asıl soru, şimdi fotoğraf konusunu açmak gerekir miydi?

Tereddütle Ali'ye baktım. O da bana kısa bir bakış attı ama hemen Soner Hocaya döndü;

"Bilemiyorum belki de. " dedi gülümseyerek.

Sokak DövüşüWhere stories live. Discover now