Kızıl Kafa

355 84 69
                                    

Yüzümü rahatsız eden güneş ışığına inat doya doya gökyüzüne bir daha baktım..Burnuma dolan çiçek kokusu istemsizce gülümsememe neden olurken,uzandığım çimlerden avuçlarım ile destek alarak kalkmaya başladım.Daha bu sabah İngiltere'den dönmüş döner dönmez bavulumla birlikte soluğu burada almıştım.Sanırım bana huzur veren ve özgür hissettiğm sınırlı yerlerdeden biriydi burası Tabi benim özgürlüğümün başaladığı yer sevgili üvey amcam Kerim Koçoğlu'nun sınırladığı yere kadardı.Amcam oldukça otoriter bir insandır.İşin garip tarafı bu yanının benim üzerimde fazlaca hissettirmesiydi.Aklıma gelen düşünce ile yüzümü istemsizce buruşturdum.Eve oldukça geç kalmıştım.Oturduğum çimlerden hızlıca kalkarak bavulumu elime aldım.Tam bu sırada çalan telefonumun ekranında yazan amcam yazısı ile iyice telaşlanmıştım.Resim dosyamı da koluma sıkıştırıp,koşar adımlarla parkın çıkışına yöneldim.İlkbahar geldiğini belli edercesine ağaçları yeşilleriyle süslerken ılık esen rüzgar gölü dalgalandırıyordu.Eve gidince amcamın geç gelmemem konusundaki uyarılarına göz devirerek adımlarımı daha da hızlandırdım
Gölün etrafını çevreleyen tahta iskelede koşar adımlarala ilerlerken ayağımın takılmasıyla kendimi yere yapışmış halde buldum.Başka bir zaman bu sakarlaığıma çok güleceğimi aklıma not ederken ayağımın ciddi anlamda acıdığını fark ettim.Yerden oturur bir pozisyon alırken ayak bileğimi ovuşturmaya başladım.Geç kaldığım düşüncesi varlığını hissettirmeye başlamışken,hızlıca etrafıma baktım.Bavulum bir tarafa savrulmuş ve bazı eşyalarım bağımsızlığını ilan ederek etrafa saçılırken resim dosyamı gölün kenarında yüzer vaziyette bulmuştum.Tahta iskeleden hafifçe eğilip,dosyama uzanmaya çalıştığım sırada arkamda duyduğum adım sesleriyle hemen arkamı döndüm.Kulağında kulaklık ve elinde kamerasıyla geri geri gelen kıvırcık kahverengi saçlı birini görmemle
hızlıca ayağa kalktım geriye doğru bir adım daha attığında ben çoktan iskelenin kıyısına gelmiştim.Düşmemek için refleks olarak koluna yapıştığımda hızlıca bana döndü,sıkıca belimden tuttuğunda şaşkınca kahverengi gözlerine bakarken onun da kaşlarını çatmış bana baktığını gördüm.O sırada burnumun üstüne düşen yaprak ile hapşurmama engel olamadım.Zaten kenarında zar zor durduğumuz iskeleden benim sayemde kaçınılmaz sona ulaşmış ikimizde suyu boylamıştık.Havanın sıcak olmasına karşın su oldukça soğuktu.Su yüzeyine çıktığımda iskelede oturmuş bana sinirle bakan gözlerle karşılaştım.Hemen önüme dönerek çıkmya çalıştığım anda kolumdan sertçe yukarı çekildim.
İskeleye oturduğumda kolumu ovuşturarak,söylenmeye başladım.

'Yavaş olsana biraz canımı acıttın'ateş saçan gözlerini bana çevirdi'Bak kızıl kafa seni şu suda boğmadığıma dua et ve şikayet etmeyi kes'olumlu anlamda kafamı salladığımda arkasını dönüp ilerlemeye başladı.'Heyy!Beni burda mı bırakıcaksın?'ilerlerken bir an durdu ve elini kıvırcık saçlarından geçirerek,bana bakmadn konuştu.'Takip et' hemen dağılmış bavulumu bir çırpıda toplayıp peşine takıldım. Arabadan bana uzattığı ceketi hiç düşünmeden üstüme geçirdim.Sessiz geçen araba yolculuğundan sonra evime gelmiştik saat bi hayli geç olmuştu.Telefonum ıslandığı için haber de verememiştim.Kafamda bu düşüncelerle boğuşurken,gözlerimin önünde sallanan elle kafamı o tarafa çevirdim.' Sen Kerim Koçoğlu'nun kızı mısın?'bu soruyu

beklemediğimden biraz şaşırsam da hemen cevap verdim.'Hayır amcam yani üvey amcam'

'Neden buradasın peki?'amcamı tanıması ve bu konuyu kurcalaması beni oldukça sinielendirmişti.'Bu seni ilgilendirmez.'

'Haklısın ilgilendirmez,şimdi in arabadan'sinirli bakışlarımı ona yönlendirdiğimde yüzünde eğlenir gibi bir ifade vardı.arkadan bavulumu alarak yavaşça arabayı terk ettim 'Umarım bir daha görüşmeyiz'deyip kapıyı sertçe çarpıp indim arabadan birkaç adım atmıştım ki üstümdeki ceketi hatırlayıp geri döndüm kapıyı açtığımda sırıtan suratı iyice sinirlerimi bozmuştu.Ceketi koltuğa fırlattığım sırada 'Umarım Yılmaz'dediğini duydum gözlerim kocaman açılmıştı sanırım amcam ve ailesi hakkında bigisi vardı ve beni de ismen tanıyordu.evin önüne geldiğimde yavaşça kapıyı çaldım kapıyı çalışanlardan biri açtı sessiz olmasını söyleyip odama doğru ilerlemeye başladım.Koridorun sonundan gelen ışık ile gözüm o tarafa kaydı merakıma yenik düşüp ilerlediğimde kapının aralık olduğunu fark ettim ses çıkarmamaya özen göstererek biraz daha yaklaştım ve içeri baktım.İçeride daha önce hiç görmediğim yaklaşık kırk kırk beş yaşlarında kızıl saçlı bir kadın vardı odanın ortasındaki kocaman yatakta uzanmış yanında da hemşire olduğunu tahmin ettiğim iki kişi vardı.Tam içeri adımlamaya başlayacağım sırada duyduğum ses ile arkamı döndüm
'Amca?'

Multimedia:Aras Arsoy

KIZILWhere stories live. Discover now