69-Makineler kazıyor

Börja om från början
                                    

"Baba, topladıkları kristallerin ortak özelliği ışıkla ilgili olmaları. Işığı güçlendiren veya değiştiren kristaller bunlar."

Bu bilgi John'un beyninde işlendiğinde, olası sonuçlar çok karamsar çıkmıştı.

"Kristalleri toplamalarına izin vermemeliyiz. Bununla bir silah yapabilirler."

"Nasıl engel olacağımızı bulabildiniz mi baba?"

"Bazı fikirler ortaya çıktı kızım. Fakat bunların test edilmesi gerekiyor. Bu süre zarfında makinelerin elde edebileceği kristal stoklarını hesaplayıp, nereye yönelebileceklerini tahmin etmeliyiz."

"Tamam baba, üzerinde çalışmaya başlıyorum."

Makinelerin programlanma amacı silah yapmaksa, ışığı kullanmaları bedava enerji demekti. Güneşten gelen ışığın kristallerle güçlendirilmesi durumunda, yıkım hasarı büyük olabilirdi.

Jen'i arayıp durumu teyit etmek isteyen John, iletişim cihazından Jen'e seslendi.

"Evet John, seni duyuyorum."

"Jen, makinelerin amacı hakkında bir fikrim var. Senin fikrini öğrenmek istiyorum."

"Nedir?"

"Angela'nın tespit ettiğine göre makineler yer altında ışığı güçlendirecek kristaller topluyorlar. Amaçları bir silah yapmak olabilir diye düşünüyorum."

"Daha önce böyle bir şey duymadım. Genellikle kaynakları toplayıp sömürürler."

"Bu fikir sana imkânsız gibi mi geliyor Jen?"

"Krnaaj'lar söz konusu oldu mu, hiçbir şeyi göz ardı etmemek gerekir."

"O zaman bu makineleri yok etmek için daha hızlı çalışmalıyız. Şimdilik izlemekle yetiniyoruz ama yüzeye çıkma düzenlerini tespit edersek onları tek tek avlayabiliriz."

"Tamam John, bu fikrin üzerinden devam edelim."

John iletişimi kapatıp General'i aradı. Angela ve Jen ile konuştuklarını anlattı. Onların tarafında bir gelişme olup olmadığını sordu.

"Sivil zayiatları hesap ettiğimizde, elimiz kolumuz bağlanıyor John. Senin araştırmalarının bize avantaj sağlamasını umuyoruz."

"Peki General, sonuçları en kısa zamanda ileteceğim."

Karl'ın karşısında belirmesi John için sürpriz olmuştu. Dev beyin ikinci öncü birliğin saldırısı sırasında yardımcı olamayacağını söylemişti. Bu yüzden şimdi görünmesinin amacını anlamak istedi.

"Evet Karl neden geldin?"

"İnsanları gözlemlediğim için duygularını tahmin ediyorum. Hayal kırıklığına uğradın ve kızgınsın. Fakat benim de görevlerim ve emirlerim var."

"Bize yardım etmediğin için hayal kırıklığına uğradığımı inkâr etmeyeceğim Karl. Neden geldiğini merak ediyorum."

"Tırtılların John, dünyanın her yerine yayılmışlar. Aralarındaki telepatik bağı izleyip, gelişmelerini takip ediyorum."

"En azından bu konuda yardımını alabilmek güzel" dedi iğneleyici bir şekilde.

Karl buna aldırmadan devam etti. "Tırtılların yaşam döngüleri normalden daha uzun olmasına rağmen, senin doğaya saldığı nesilden bu yana birçok nesil geçti. Her yeni nesil daha gelişmiş bir telepatik yapıya ve dayanıklılığa sahip. Sonucu bekliyor muydun bilmiyorum ama bu tırtıllar kolektif bir bilince doğru ilerliyorlar."

"Kolektif bir bilinç mi?" diye şaşırdı John. "Onların bize yardım edeceklerine her zaman inandım Karl. Fakat bu son savaşta onlar aklıma bile gelmedi. Ne zaman bize faydalı olacaklar bunu bilemiyorum."

"Onların aralarındaki telepatik bağ sayesinde, dünya üzerinde telepati yeteneği olan her canlıyla iletişim kurabiliyor. Eski tesisten hatırlayacağın Serth ve yavrularına onların sayesinde ulaştım."

"Serth ve yavruları yaşıyor mu? Neredeler?"

"Doğu sahiline yakın bir yerdeler. Telepatik çağrıyı alınca size yardım edip edemeyeceklerini sordu."

"Şimdilik saklansınlar, özgürlüklerine zarar gelsin istemiyorum. Fakat gerektiği zaman ulaşabilmek güzel olacaktır."

"Tamam John iletirim. Bu arada fikirlerini çok başarılı buldum. Başarıya ulaşacağınıza inanıyorum. Siz insanlardan bir şey öğrendiysem o da asla pes etmemeniz."

"Teşekkürler Karl."

John "pes etmeyeceğiz" diye düşündü. "Bütün Krnaaj filosu gelse bile, dünyamızı onlara teslim etmeyeceğiz. Makinelerini yok edip hain planlarını suya düşüreceğiz."

"Baba beni duyuyor musun?"

Telsizden Angela'nın sesini duyan John cevap verdi. "Evet tatlım duyuyorum."

"Baba makineler hedef değiştirdi. Artık metalleri toplamaya başladılar."

"Metaller mi dedin canım?"

"Evet metaller, metro hatlarını kazmaya başlayıp, rayları, hatta vagonları öğütüyorlar."

"Kahretsin, planlarını anladık sanıyorduk ama yine farklı bir şeyler çıktı. Angela beni iyi dinle. Metallerle ilgili tahminlere ağırlık ver. Ne kadar metal topladılar ve nereye götürüyorlar. Bunu bulmaya çalışmalısın."

"Sence bu metalleri bir yerde biriktirecekler mi?"

"Toplamanın amacı biriktirmektir. Bizim öğrenmemiz gereken ise bu metalleri ne amaçla kullanabilecekleri."

"Anladım baba."

Sürpriz taktik değişikliği John'u kızdırmıştı. Metrolardaki kalabalık insan nüfusu yüzünden büyük kayıplar olacaktı. General'i acilen uyarmalıydı.

"General bölge genelinde alarm verin. Yer altından giden bütün ulaşımı durdursunlar. Sivil kayıplarının önüne geçmek için acilen uygulanması gereken bir tavsiye. Makineler metal toplamaya başlamış."

"Tamam John, ben emri vereyim detayları bana sonra aktarırsın."

General kendi üzerine düşeni yaparken John'un büyük planı görebilmek için düşünmesi gerekiyordu. İstilacı kötü uzaylıların önce kristalleri, sonra metalleri toplamalarının amacını çözebilirse, bunun önüne geçebilirdi.

-DEVAM EDECEK-

Yayımlanma tarihi: 13.04.2016

Kelime sayısı: 1059

KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)Där berättelser lever. Upptäck nu