3 - İzin

524 34 14
                                    

Deniz

"Bebeeeoook."

Odamdan bağırarak çıkıp salona koşmaya başladığımda MJ bir hamlede önüne geçmiş ve benimle oyun oynamaya başlamıştı.

Hışımla salona daldığımızda ben MJ'yi yakalamak için savaşsam da ayaklarıma dolandığından dengemi kaybettiğimde, yere yapıştım ve Ece'nin kahkahası bütün odada yankılandı.

Koltukta büyük bir keyifle uzandığını gördüğümde, ona pis bakışlar atmaya çalışsam da emekleyerek koltuğunun yanına vardım ve kafamı kucağına gömdüm.

"Bu köpek beni çok yoruyor."

Ece kıkırdadı. "Artık bizimle oyun oynamadığını biliyorsun, değil mi? Calum aşırı dozda şımarttı köpeğimizi."

"Keşke evimize diğer 'puppy' olarak o gelse, ikisinin birlikte şımarmasına hayatta sesimi çıkarmam."

Sözümle beraber Ece'yle göz göze geldiğimizde ikimizin de gözleri parlamıştı. Çünkü çocuklar gidiyorlardı... Birkaç gün sonra Calum'un bunu bile yapamayacğaını düşünürsek bu biraz hüzünlü bir konuydu. Gerçi...  Çocuklar gidiyordu ama yanlarında bizi götürmeye karar vermişlerdi. Bu da hikayenin başka bir tarafıydı!

Bambaşka bir tarafı! Frozen ile başlayan bir akşamı Avusturalya'ya gitme teklifiyle bitireceğimi asla tahmin edemezdim ama ilk andan beri bu teklifi değil reddetmeyi düşünmek, birkaç farklı şekilde nasıl kabul edeceğimi değerlendiriyordum.

Ertesi gün çocukların Ece'ye de bu teklifi yapmasından sonra Raphie'yle beraber çıldırmıştık. Çünkü bütün bunlar hala biraz hayal gibiydi... Ece'yle ikimiz de gitmeye olumlu bakıyorduk tabii ki ama her şey öyle ha deyince olmuyordu tabi. İkimizin de farklı yerlerde düşündüğümüz şeyler yok değildi.

O sırada MJ benim kucağıma yerleşmişken, ben de Ece'nin benim saçlarımı sevmesine izin vererek onun karnına yerleşmiştim ve ikimiz de yine biraz sessizliği dinlemeye başladık. Sanırım bazen gerçekten kendi düşüncelerimizde kaybolmaktan korkuyorduk.

Bir süre sonra aniden kalktığımda, göbeğini mıncırdım.

"Hadi kalk." dedim şirince gülümseyerek, az önce girdiğim loş ruh hali tamamen terk ederek. "Çıkalım. Hem MJ'yi gezdiririz, hem de gün batımına yetişiriz belki."

Sinsice kıkırdadım. Çünkü ben gün batımı izlemeye aşıktım ve Ece'yle dışarıda olduğumuz zamanlarda o saatlere denk geldiğimizde bunu daha da çok seviyordum. Şimdi de ikimize böyle zaman geçirmek kesinlikle iyi gelirdi.

"Benimle romantik planlar yapmana bayılıyorum."

"Çay bile ısmarlarım..." dediğimde kafamı kaldırdım ve ona flörtöz bir şekilde göz kırptım.

"Aptal." diye mırıldandığında ikimiz de kıkırdamıştık.

Tamamen sevdiğinden.

"E hadi-"

'Zııt- zıııııt- zııııııııt- zıt'

Sözüm zille bölündüğünde Ece'yle sırıtan bakışlarımız birbirini buldu. Bu bizim zil kodumuzdu! Ama sanırım ben kim olduğunu biliyordum.

 Bu bizim zil kodumuzdu! Ama sanırım ben kim olduğunu biliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
5 Seconds of AustraliaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin