Derin gece ve Yaşam'ın -oyunları

41 4 0
                                    

 Genç kız, bir perşembe günü her zamanki gibi dersi bittikten sonra kaldığı yurda gelmişti.. Yemekhanedeki yemeklerden tabağına kattırıp, ne kadar şey varsa silip süpürmüştü.. Yine bütün gün bir şey yememişti, üstelik saat 17.00' ı gösteriyordu.. 

Tabağını görevlilerin önündeki tezgaha bırakıp merdivenlerden çıkarak tek kişilik ufacık, bir kişinin bile zar zor sığdığı odasına girdi ve yatağa uzanıp biraz uyudu.. Gözlerini açtığında saat daha 19.00' dı.. Cep telefonundan İnternet'e bağlanarak memleketi için olan seferlere baktı ve annesini arayıp konuşarak gitmeye karar verdi.. Bir gün sonra ortak seçmeli olan Trafik dersi vardı ama gitmeyecekti.. 

'' Bir - iki devamsızlıktan bir şey olmaz.. '' dedi kısık sesle..

Otogara gidip saat 21.00 otobüsüne bindi.. 

Otobüslere akşam binmeyi seviyordu çünkü gece yolculukları onu daha da hayran bırakıyordu.. 

Camdan baktığı ışıklar ve karanlık her zamanki gibi onu içine çekiyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Camdan baktığı ışıklar ve karanlık her zamanki gibi onu içine çekiyordu.. Bir taraftan da akşam yolculuklarında az kişi olduğundan muavinler'i etkilemeyi seviyordu.. Her seferinde muavinler kendisine hayran hayran bakıp iç çektiğinde karşılık vermiyor ama içten içe eğleniyordu.. Özellikle kimseyi takmıyor havasıyla her seferinde dışarıya, yollara yada ışıklara bakıyordu.. 

Muavin gelmiş ve o bilinen soruyu sormuştu;

'' Yiyecek yada içecek bir şey alır mısınız hanımefendi? ''

Mina'nın cevabı her zamanki gibiydi; 

'' Hayır teşekkür ederim, bir şey almayacağım.. '' dedi o tatlı ve yumuşak sesiyle.. 

Sesinin gerçekten narin, tatlı ve etkileyici olduğunu biliyordu, çünkü bu zamana kadar tanıdık, tanımadık çoğu kişiden buna dair iltifatlar duymuştu.. 

Sanal'dan konuştuğu erkeklerden sadece sesini duyanlar bile fazlasıyla etkileniyordu ki bir de minyon, beyaz tenli ve hem sevimli hem de tatlı yüzünü görenler bir türlü mesaj atmayı kesmiyorlar en sonunda kurtulmak için başka çözümler arıyordu.. 

Nihayet üç saat sonra yolculuk bitmiş ve memleketindeki otogara gelmişti.. Otogardan çıktı ve her zamanki  gibi ağabeyi Doğa'nın kendisini almasını bekledi.. Hep bekletiyordu.. 

Ve yine otogarın önündeki erkekler kendisini süzmeye başlamıştı.. 

Sonunda ağabeyinin arabasını gördü ve bir şey demeden bindi.. Sonradan fark etti ağabeyinin yanındaki ön koltukta yengesi Gizem de vardı.. 

'' A merhaba yengeciğim, görmemişim kusura bakma.. '' dedi..

Yengesi; 

'' Önemli değil Mina'cığım, nasılsın? İyisindir inşallah.. ''

'' İyiyim yengeciğim, teşekkür ederim.. Sen nasılsın? Ev buldunuz mu? '' 

'' Hayır kuzum.. Daha bakıyoruz ya bakalım.. '' dedi.. 

Efkar-ı Dem (Düzenleniyor Devamı En Kısa Ve Yeni Zamanda Karşınızda!!!)Where stories live. Discover now