Geçmişteki Kabus..

58 8 10
                                    



12 yaşlarındaki haliyle birlikte, yeniden başlamıştı her an tekrar edercesine..

Dershane'ye gidicekti genç kız.. Tam evden çıkarken;

'' Oktay abi'ye de gidiyorum diyeyim en iyisi.. '' 

Oktay, Mina'nın kuzeniydi.. Öz kuzenlerdi ve Mina, Oktay'ı abisi gibi görüyordu.. Aralarında hemen hemen 5 yaş vardı..

'' Ben dershaneye gidiyorum Oktay abi'cim.. ''

'' Tamam Mina'cım, gel seni bir öpeyim. '' diyerek kızı birden kendine çekti ve yanağını öptü.. Ama kız bu anlamsız öpücüğü anlayamamıştı, neyse dedi içinden.. 

Tam kapıda ayakkabılarını giyiyordu ki;

'' Minaa dur bekle bende seninle geleyim.. ''

'' Tamam bekliyorum. '' demişti küçük kız.. Aynı dershaneye gidiyorlardı çünkü..

Dayılarının evlerinden çıktıktan sonra asansöre bindiler..

O sırada Oktay, Mina'nın gömleğinin içine elini değdirerek kıza dokunmaya çalışmıştı. 

Ve kız şok olmuş ne yapacağını bilmiyordu.. Asansör durur durmaz hızlı bir şekilde apartmandan çıkıp koşar adımlarla ağlayarak dershaneye girmişti.. Ardından Oktay kolundan tuttu ve; 

'' Özür dilerim bak bunu sonra konuşacağız tamam mı, ama kimsenin haberi olmasın.. '' diyerek geçirmişti..

Mina, kendisini direk lavaboya atıp yüzünü yıkayarak, yaşadığı şok'un etkisiyle kendine gelmeye çalışıyordu.. 

Aynadan kendisine bakarak;

'' Ne yapacağım ben şimdi, bunu bana nasıl yapabilir? '' diye düşünüp duruyordu..

İstese de kimseye söyleyemezdi.. Kendisine inanmazlardı çünkü..

İlerleyen zamanlarda git gide Oktay her Mina'lara geldiğinde gizliden gizliye sıkıştırıyordu kızı..

Mina'da kaçamıyordu.. Üstelik ailesi de anlamıyordu bu durumlarını..

En sonunda küçük kız günlük tutmaya başladı ve her şeyi tek tek duygularıyla birlikte günlüğüne doldurmaya başladı;

'' Sevgili günlüğüm, 

Yine ben geldim.. Konuşabildiğim tek şey sensin..

Ne hakkında olduğunu tahmin edebiliyorsundur.. Bugün yine Oktay vardı..

Ben odamdaydım, geldiklerini duymadım.. Ben yatarken bir anda odama girdi ve kalkmaya çalışırken üstüme yattı. Kalkmak istedim ama kalkamadım.. İki bileğimi de çok sıkı tutuyordu.. Bağıramadım.. Çünkü bağıramayacağımı biliyordu.. İstesem de yapamazdım.. Annem onu oğlu gibi görürken bunu yapamazdım.. 

Elimde bir delilim de olmuyordu hiç.. Bana inanmalarını istiyorsam delilim olmalıydı.. 

Beni öpmeye çalıştı ama kafamı hep çevirdim.. En sonunda da öptü.. Dediği şeyler hep aynıydı;

'' Bana küsme.. ''. '' Küstüm '' yada '' bırak beni '' diye bağırdığımda yada bağırmakla tehdit ettiğimde de beni bırakıp aşağıya indi.. Benimde mi karşılık vermemi bekliyor anlamıyorum ki.. ''

BİRKAÇ HAFTA SONRA;

'' Sevgili günlüğüm,

Bugün yine kalabalıktık.. Ben odamdaydım.. 3 yaşındaki küçük kuzenim Kenan'la oynuyordum.. Buna rağmen Oktay geldi ve küçücük çocuğun yanında bile dokunmaya çalıştı.. Bende kaçmaya çalıştım ama kolumu kapının yanındaki kalorifere çarpınca Oktay kapının önüne geçti ve bileğimden tutarak çıkmama izin vermedi.. Kenan'a baktığımda küçücük çocuğun gözlerinde bile korku gördüm.. Onu iktirerek çıktım ve hadi Kenan aşağıya iniyoruz diyerek herkesin yanına geçtik..

Efkar-ı Dem (Düzenleniyor Devamı En Kısa Ve Yeni Zamanda Karşınızda!!!)Where stories live. Discover now