Yine mi kan tutulması?!~20

16 1 0
                                    

Durulanıp küvetten çıktıktan sonra havlumu sarınıp odaya geçtim. Zaten uykum vardı ve sıcak su da daha beter mayıştırmıştı beni. Bir an önce uyumak istiyordum. Ayrıca karnım da çok fena ağrıyordu. Havlumu yere bırakıp iç çamaşırlarımı üzerime geçirdim. Ardından sade asker yeşili pijamalarımı da giydim ve yatağa girdim. Zaten hemen de uykuya dalmıştım.

°~°~°

Sabah alarmın sesiyle erkenden uyandım. Tabi buna uyanmak denirse saat normalden daha erken çalmıştı üstelik hala karnımda hafifte olsa sancı vardı. Bu etmenler sinirlerimi tepeme çıkarmıştı. Ne vardı güzel bir pazartesi olsaydı.

Sıcacık yatağı bırakmak istemesemde üzerimdeki yorganı teperek yataktan attım. Ve yataktan kalktım. Yorganı yatağa geri kaldırmak için arkamı döndüğümde çarşafımda o uğursuz lekeyi gördüm. Bir ihtimal deyip lekeyi düşünmemeye çalışarak pijama ve külotumu sıyırdım. Sesli bir şekilde inleyip Hilal'e seslendim.
"Hilal hemen buraya gel!" sesimin oraya kadar gitmesi için biraz fazla bağırmıştım. Ve ses tonum da endişe barındırıyordu. Bir yandan Hilal'in hemen gelmesi için dua ederken bir yandan da bayılmamak için dua ediyordum.

Düşünme onu Su! Şimdi hiç sırası değil! Düşünme, düşü-

Ben kafayı yemeden ve bayılmadan kapı açıldı. Kapı açılır açılmaz Barış içeri daldı ve onla göz göze geldim. Ama onun gözleri hemen sonra alta kaydı. Sonra gözleri olabildiğine açıldı ve hemen sırtını bana döndü. Niye böyle yapt-

"Tanrım. Sen- burada- ahh!"

"Asıl sen neden bu haldesin ve neden beni çağırdın?"

"İlk olarak seni değil Hilal'i çağırdım. İkinci olarak zevkten böyle durmuyorum. Ben a-" söyleyeceğim şeyin farkına varıp hemen sustum ve anında kızardım. Abim ve Barış altıncı sınıftan beri bu konuda benimle alay ederlerdi. Erkek gibi büyüdüğüm için utanmadığımı düşünürlerdi ama ben utançtan ölürdüm her seferinde. O zamanlar annem yardımcı olurdu ped takmak konusunda ama o gidince evdeki yardımcılarımız falan yardım ettiler. Sonra abim Hilal ile tanıştı biz buraya geldik falan derken Hilal yardımcı olmaya başladı. Bu alışkanlıktan olsa gerek zaten onun ismini söylemiştim. Şimdi ne yapacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu.

"Şey... Sanırım ben anladım. Ne yapmam gerekiyor?" o mu yapacaktı yani? Ah bunu o yaparsa sanırım ölürdüm. Ama başka çarem yoktu ki... Çağırabileceğim bir arkadaşım bile yoktu. "Utanmak yok, çünkü bildiğim kadarı ile başka çare de yok. Elimden geldiğince sana bakmamaya çalışacağım tamam mı?" ilk önce kafamı salladım ama görmediğini fark edince olumlu homurtular çıkardım şu an konuşamayacağımı biliyordum. "Şimdi üstündeki kirlileri çıkar onları kenara bırak ve bakmamaya çalış sonrada banyoya geç. Kendin yıkayabilirsin değil mi?"

Anında "Evet" diye soludum. Ah Tanrım onun yaptığı düşüncesi bile- düşünme bunları, düşünme. Onu arkam da bırakıp banyoya adımladım. Duş kabine girip alt bölgemi yıkadım. "Tamam mısın?" sesini duyunca kafamı o yöne çevirdim. Gözleri kapalıydı. Sessizce nefesimi verdim. Ardından "Hı-hı." diye cevap verdim. Elindeki havluyla bana geldi. Kurulanırken havluya kan damlamıştı ama biraz fazla miktarda. Anında Havlumu yere bıraktım. "Tamam sen çıkabilirsin."

"Peki ben çıkıyorum. Ama bir sorun olursa hemen seslen." sesi zorlanıyormuş gibi çıkıyordu. Yok ta nasıl çıkacaktı çocuğa ne yaptırdığına bir bak? Tabi haklıydı bu pis iç ses. Senden igrendi. İnsanlar sevdiği kişilerden iğrenmez. Benden iğreniyordu yani. Ne sanıyordum ki sanki beni sevdiğini falan mı? Sanırım artık arkadaşça bir sevgisi bile kalmamıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 01, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İLKLER UNUTULMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin