İlk Öpücük~11

28 2 0
                                    

Yüzümdeki sırıtışa engel olamıyordum. Az önce hıçkıra hıçkıra ağlayan bendim değil mi? Anlatamadığım tek şey bu dengesizliğim sanırım. Barışın kucağında hastaneden çıktık. Dışarı çıkınca soğuktan dolayı titredim. Barış beni bırakınca bu kez daha çok ürperdim. Neden bıraktı diye bakacakken tişörtün üstüne giydiği gömleği çıkarttı. Ve bana uzattı. Bir gömleğe bir de Barışa baktım. "Sen üşüyeceksin."
"Sen daha çok üşürsün. Üzerinde su minicik atletten başka bir şey yok. Üşümüyorsan bile bu şekilde ortalıkta gezinmene izin vereceğimi düşündün mü?" beni sahiplenmesi hoşuma gitmişti ama bu sahiplenmenin arkasında abilik olduğunu biliyordum. Yinede bu bana yetiyor.

Elindeki gömleği aldım ve üzerime geçirdim. Aslında altımda tayt olduğu için kötü durmadı. Ne zamandan beri böyle şeyleri takar oldun sen. Sanırım haklısın ama cevabını bende bilmiyorum. Sebebinin Barış olduğunu biliyorum ki bu yeterli ve bu tarz şeyler kötü değil ki. İç ses falan diyorum ama kendi kendime konuşuyorum. Buna bir son vermeliyim.

"Eh bıcırık.. Araba yok evim buraya yakın yürüyelim biraz."

"Olurda.. Bıcırık demesen olmaz mı?" yürümeye başladığımızda "Valla ağzım çok alıştı. Bu yüzden bir daha Su diyebileceğime emin değilim." neden takıyorsam bende zaten. Sanki bi daha böyle bir zamanımız olacak. "Efendim? Birşey mi dedin?"
"Yoo.." ah biran önce içimden düşünmeyi öğrenmeliyim. Yoksa böyle daha çok pot kıracağım.

Bir süre sonra geçen ki binayı gördüm. O gelmeden kapıya gittiğimde biraz şaşırmıştı. Eskisi gibi benimle olan anıları aklında kalmıyor. Kimbilir belkide Seda ile ilgili olan anılarına yer kalmasını istiyordur.. "Evi hatırlıyorsun?" ne yani şaşırdığı şey bu muydu? Ya inanmıyorum, ben neler düşündüm. Ne diyeceğim.. En iyisi hiçbir şey dememek. Birlikte merdivenlerden çıktık. İçeri girdiğimizde o kendi odası olduğunu düşündüğüm odaya gitti. Bende ne yapsam diye düşünürken kendimi salonda buldum. Bir duvarı ful fotoğraf doluydu. O tarafa doğru yaklaşırken gözüme birkaç fotoğraf takıldı. Birinde abim, ben ve Barış.. Diğerinde abim ve o.. Ortalarda olan bir fotoğrafta o ve ben.. Bugünü hatırlıyordum.. Daha annem ölmemişti.. Yedinci sınıfın yaz tatiliydi.. O zamanlar aramız gayet iyiydi. Zaten bu fotoğrafa bakan biri bunu gayet iyi anlardı. Bizim bursa'daki evde çekilmiş bir fotoğrafı. O gün bahçede babam mangal yapıyordu. Barışın kolu benim boynuma dolanmıştı ve bana boğarcasına sarılıyordu. Benim gözlerim kapalı ağzım bütün dişlerimi sayabileceğiniz derece açık kahkaha atıyordum. Barış'sa benim aksime daha insanca bir şekilde gülüyordu. Ama o gözlerinin içindeki gülümseme ile bile benimkini çürütebilirdi. Bir zamanlar bende ını böylesine güldürüyordum.

Annem benden sadece hayatımı almadı. Giderken benden Barış'ı da aldı. Belki o zamanları elimde tutsaydım şimdi Barışın elinden de tutabilirdim. "Güzel günlerdi." deyip yanımda duran Barışa baktım. Yüzünde sanki o günleri özlemiş gibi bir ifade gördüm ama inanımıyordum. Kendimi kandırmayacaktım. Hem eğer o günleri özlemiş olsaydı şimdi benim yanımda olurdu. Sedanın değil. "Evet.. Hemde çok. Hepberaberdik. Sen, sizinkiler, babam, annem.."

"Ben hala burdayım." deyince yüzümde buruk bir gülümseme ile cevap verebilmiştim sadece. Sen burda olduğunu san. Ama gerçeklerin yazıldığı satırlarda bana en uzak yerdesin.. Belki bir gün o günlerdeki gibi olabiliriz. "Sen hazır mısın?" biraz geri çekilip üzerini gösterdi. Siyah üzerinde mavinin tonlarında binalar ve İstanbul yazısı olan bir t-shirt. Altınada siyah bir kot. Aşırı derecede taş olmuştu. Onu bu halde dışarı çıkartacaktım. Ve ben onun yanında böyle kezban gibimi gidecektim. Evet buldum. "Bana bir tane dar kotlarından versene. Ama biraz küçük olsun yani beli bana göre."

"Sen neler planlıyorsun? Ayrıca belinin sana göre bir pantolonum olduğunu düşünmüyorum."

"Ahh hadi ama.. Burada eski eşyalarından hiç mi yok?"

İLKLER UNUTULMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin