4.4 SON~

5.1K 365 102
                                    

Baekhyun Luhan'ın mesajda belirttiği adrese geldiğinde etrafına bakındı bir süre ama çocuklardan hiçbirini göremedi. Telefonunu cebinden çıkarıp acaba erken mi geldim diye düşünürken saate baktı. Erken gelmemişti. Tam vaktinde söylenen yerdeydi.

Telefonunu yeniden pantolonunun arka cebine koyup ellerini ceketinin cebine soktu ve beklemeye başladı.

Bir süre sonra telefonunundan gelen mesaj bildirimi sesiyle yeniden çıkardı telefonunu.

Luhan: Bekleme Baek tam arkandaki kafeye gir ve en üst katına çık.

Baekhyun mesajı okuduktan sonra arkasındaki hiçte kafe gibi görünmeyen yere baktı. Oldukça büyük bir binaydı.

Omuz silkip içeri girdi ve birkaç adım attı. Yanına gelen siyah takım elbiseli adamlar ürkütse de belli etmedi.

"Byun Baekhyun?" Siyah takımlı adamlardan, diğerine göre uzun olan sorduğunda Baekhyun sadece kafasını salladı olumlu anlamda.

"Bizimle gelin lütfen"
Adam söyledikten sonra Baekhyun'un konuşmasına müsaade etmeden koluna yapışıp peşinde sürükleyerek asansöre bindirdi. Diğer adam elindeki telefonla birini arayıp 'getiriyoruz' dediğinde Baekhyun iyice gerildiğini hissetmişti.

Asansör istenilen kata geldiğini belli eden tiz bir ses çıkardığında Baekhyun bu raddeden sonra heyecandan ve biraz da korkudan ölebileceğini düşündü. Bu adamlar kimdi ya da ne için kendisini peşlerinde sürüklüyorlardı?

Uzun olan adam önden, Baekhyun onun arkasından, diğeri ise Baekhyun'un arkasından yürüyordu.

Uzun olan büyük kapıyı iki eliyle itip Baekhyun'un geçmesi için çekildi. Baekhyun ise ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Aklının uçup gittiğini hissediyordu.

"İçeri geçin lütfen." Otoriter bir ses tonuyla adam söylediğinde Baekhyun büyük kapıdan içeri girdi.

Koridoru ilerlerken duvarlarda bulunan ok işaretlerinin ne tarafa gitmesini beli ettiğini fark etti.

Ok işaretlerine bakarak yürürken sağa dönmesi gerektiğini gösteren oku gördüğünde sağa döndü. Neden sorgusuz sualsiz bunu yapıyordu kendisi de bilmiyordu. Sadece yapmak zorunda gibi hissediyordu.

Son kez sola döndüğünde oklar bitmişti. Önündeki kapıyı yavaşça ittiğinde üzeri yemeklerle kaplı büyük bir masa ve uzun boylu, yine siyah takım giymiş arkası dönük bir adam karşılamıştı kendini.

"A-afedersiniz?" Baekhyun çekingen bir ses tonuyla söylediğinde uzun boylu adam elini havaya kaldırıp gelmesi için işaret etti.

Baekhyun içeri girip ellerini önünde birleştirdi ve parmaklarıyla oynamaya başladı. Korkuyordu ama aynı zamanda korkmuyordu da. Değişik duygular kaplamıştı içini tamamen.

Uzun boylu adam Baekhyun'a döndüğünde gülümsedi.

Baekhyun ise bu adamın Chanyeol olduğunu öğrenmiş olmanın rahatlığıyla bir nefes aldı fakat ona belli etmedi bu durumu. Sonuçta hala ona karşı sinirliydi.

"Neden buradayım Chanyeol?"

"Çünkü ben buradayım Baek."  Chanyeol'un sesi daha önce hiç duymadığı bir ses tonuyla çıktığında kısa olan titrediğini hissetti.

"Otursana." Uzun olan sandalyelerden birini çekip oturması için bekledi.

Baekhyun yavaş adımlarla ilerleyip oturdu. Chanyeol da karşısına oturmuştu.

"Neden buradayız? Ne oluyor Chanyeol?"

"Çok sabırsızsın Puppy." Gülümsedi Chanyeol.

"Evet, söyle artık. Geriliyorum." Terleyen avuçlarını pantolonuna silip diğerine baktı.

Chanyeol gülümseyip masanın üzerinden elini uzattı Baekhyun'a. Kısa olan ilk önce diğerinin eline baktı ve yavaşça elini masanın altından çıkarıp uzatılan eli tuttu. Büyük eller, ellerini sardığında Baekhyun gülümsedi.

"Sana sormam gereken şeyin ne olduğunu biliyorum Baekhyun. O günden beri nasıl yapacağımı düşünüyordum ve sonunda buldum. Arkadaşlarımın yardımı ve babamdan ötürü elimde olan imkanlarla buradayız ilk olarak." Kıkırdadı uzun olan. Ardından boşta kalan elinin parmaklarını şıklattığında bütün tavan aydınlandı.
"İlk mesajdan en son yazdığın, yazdığım mesaja kadar hepsi orada Baekhyun. Hayatıma bir anda girdin. Bilmediğim, tanımadığım biri olarak girdin ama aslında seni tanıyordum. Hatırlamadığım için özür dilerim. Sonrasında elbette her şeyi hatırladım ama şu an bir önemi yok. Yaşadığın şeyleri ne kadar iğrenç bulsan ya da kendinden iğrensen de ben senden iğrenmiyorum. İğrenmeyeceğim de Baekhyun."
Tuttuğu elini dudaklarına yaklaştırıp öpücük kondurdu.
"Şimdi kalkmanı istiyorum Baekhyun."

Baekhyun dolan gözlerine aldırmayıp kalktı oturduğu yerden. Chanyeol elini tutup tamamen pencereyle kaplı olan kısma ilerleyip durdu. Baekhyun'un arkasına geçip beline sardı kollarını ve çenesini omzuna koydu.

"Gökyüzüne bak Baek."

Baekhyun söylenileni yapıp kafasını kaldırdı hafifçe ve gökyüzüne baktı. Birkaç saniye sonra patlayan havai fişekler karanlık ortama ışık katarken Baekhyun'un gözleri büyümüştü.

Chanyeol Baekhyun'u kendisine çevirip yüz yüze gelmelerini sağladı ve dudaklarını diğerinin dudaklarına bastırdı. İkisi de gözlerini kapatmıştı. Baekhyun kollarını uzun olanın beline sarıp ceketini sıktı eliyle.

Kısa bir süre sonra çekilip alnını küçüğünün alnına dayadı Chanyeol.
"Baekhyun. Sevgilim olur musun?"

Kısa olan gülümseyip kafasını salladı olumlu anlamda. Chanyeol gülümseyerek öpücük kondurdu diğerinin alnına.

Havai fişekler bittiğinde masaya geçip oturdular ve güzel bir sohbet eşliğinde yemeklerini yediler. İki saati bu şekilde geçirdikten sonra Baekhyun'un tek başına girdiği yerden elele çıktılar.

Baekhyun hala her şey için çok şaşkındı. Neredeyse imkansız olarak gördüğü şey resmen gerçekleşmişti. Sevdiği adam kendisinden iğrenmemişti. Neyin nasıl olduğunun bir önemi yoktu. Baekhyun sadece korkmayıp sevdiği adama mesaj attığı güne şükrediyordu.

Arabaya bindiklerinde Chanyeol Baekhyun'u kucağına oturtmuştu. Baekhyun ne kadar inmek isterse Chanyeol o kadar sıkı tutuyordu onu.

"Şöförün görecek. Bıraksana Chanyeol." Baekhyun arabayı kullanan adama bakarak fısıltı ile söyledi.

"Görmez merak etme. Sadece otur Baek." Kollarını sardı sımsıkı diğerinin beline.

Baekhyun pes ederek oturdu sevgilisinin kucağında. Kafasını omzuna yaslayıp gömleğinin düğmeleriyle oymamaya başladı.

Chanyeol telefonunu çıkarıp mesaj bölümüne girdi. Mesajı gönderdiğinde diğerinin cebindeki telefon titredi. Baekhyun cebindeki telefonu duruşunu bozmadan cebinden çıkarıp gelen mesajı açtı.

Channie'm: Seni seviyorum Byun Baekhyun. Çok seviyorum.

Gülümseyerek sevgilisine baktı ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurup fısıldadı.

"Ben de seni seviyorum Park Chanyeol. Çok seviyorum. "

-----------

Finali de yaptık alkış  jxkzkzkz
Umarim olmuştur bu aralar ne yazdığımın çok farkında değilim gibi.

En başından beri takip eden,okuyan herkesten küçük de olsa yorum istiyorum lütfen çok görmeyin bana :)

Sizi seviyorum. Başka bir Kakaotalk ile karşınıza da gelebilirim. Takipte kalın :)
Ayrıca 4K olmuşuz bitirmeden bu rakamı görmek benim için çok güzel. Teşekkür ederim ♥

KAKAOTALK||CHANBAEK[◆1]Where stories live. Discover now