17 - "Manevi oğlumun hayatını kurtardım, kendi oğlumun hayatını mahvettim."

566 67 1
                                    

Mesai bitimine doğru Meral elinde bir dosya ile kapıda göründü. Ne olduğunu sordum.

"Ajansın çalışan listesini istemiştiniz. Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan talep ettik ve az önce elimize ulaştı. Kuruluştan bugüne kadar şirket bünyesinde çalışan on yedi kişinin kimlik bilgileri ve giriş çıkış tarihlerini yollamışlar." diye yanıtladı ve dosyayı bana doğru uzattı. Elinden alırken teşekkür ettim.

Dosya içerisindeki birkaç ismi inceledim. Meral işten ayrılmış olanların köşesine çarpı işareti koymuştu. Listede kişilerin hangi görevde çalıştığı da yazıyordu. Özellikle yazılımcı olanlara dikkatimi verdim. Ali Fuat'ın daha önce söylediği gibi Erdal, kuruluştan kısa bir süre sonra şirkette çalışmaya başlamıştı. O görevine devam ederken, ajans üç yazılımcı eskitmişti. Bu kişilere ait evrakları Efgan'a verdim ve tanıyıp tanımadığını sordum. Genç adam kısa bir süre inceledikten sonra olumsuz yanıt verdi.

"Öncelikle yazılımcıların ifadelerini alalım Meral. Mümkünse bu akşam bitirelim. Rıfat halletsin bu işi. Hepsiyle yüz yüze görüşsün. Belki bir şey yakalar." dedim.

"Ben de eşlik edeyim o zaman baş komiserim." diye yanıtladı.

O an Vedat Müdür aklıma geldi. Rıfat'ın sorgulamasını istediğim yazılımcılar, gözümde şüpheliydi. Meral'in katil ile benim olmadığım bir yerde karşılaşmasını istemiyordum. Rıfat kendini koruyabilirdi. Aslında Meral de başının çaresine bakabilirdi ama aksi durumda ömür boyu vicdan azabı çekebilirdim.

"Yok, yok." Dedim. "Sen benimlesin. Efgan'la birlikte akşam yemeğine çıkıp şu kötü havadan kurtulalım. Sonra Rıfat da bize katılır."

Aslında böyle bir plânım yoktu ama Meral'in ani talebi karşısında afalladım. Böylece gençlere bir akşam yemeği borçlanmış oldum.

"Göz altındaki üç çalışanı serbest bırakalım mı?" diye sordu.

Bu konuda kararsızdım ama elimizdeki delil sayısı yetersizdi. Dışarıda sağlıklı bir takiple daha fazla bilgi sahibi olabilirdik.

"Bırakın ama her birinin kapısına bir ekip dikin. Ajansı da boş bırakmayın. Atılan her adımdan haberdar olalım." diye tembihledim.

"9 Mayıs ile ilgili bir hazırlık yapacak mıyız?"

"Evet, Sen gerekli görüşmeleri yap. Emniyet müdürüne olayı aktaralım. Eğer o tarihe kadar katili yakalayamazsak bütün teşkilatı harekete geçirmeliyiz. Tüm izinler iptal edilmeli. Şehrin bu yakasındaki devriye sayısını arttıracağız. Ayrıca şüpheli görünen her araç durdurulmalı, her insan aranmalı."

Zaten gazeteci Sevim'in haberi, şehre yeterince korku salmıştı. O yüzden panik havası yaratacak hareketlerden çekinmenin bir anlamı kalmadı. Her türlü önlemi almalıydık.

"Sen de bizim için katilin adreslere nasıl ulaştığını araştırmalısın Efgan." O da onay verircesine başını salladı.

Ardından "Yarım saate hazır olun da çıkalım." dedim.

***

İşleri toparladıktan sonra Efgan ve Meral'i de yanıma alarak Bulgar'a doğru yola çıktım. Sağlıklı düşünebilmek için bir iki kadeh içmenin kafamı rahatlatacağını düşünüyordum.

Saygın Bey, her zaman olduğu gibi bizi meyhanenin kapısında karşıladı. Önce bana sonra da Efgan'a sarıldı. Ardından büyük bir incelikle Meral'in elini öptü ve bize masamıza kadar eşlik etti.

Şimdilerde altmışlı yaşlara ulaşmış bu İstanbul beyefendisi, babamın çocukluk arkadaşıydı. Rahmetli dedemle de sağlam bir hukukları vardı.

İtiraf Avcısı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin