30 - Git. Git. Git..(me)

Start from the beginning
                                        

"Hayır, yapamayız." derken sesimdeki çaresizliği ben bile hissetmiştim. Kafamı kaldırıp ellerimi dizime yerleştirdim. O kadar gergindim ki dizimi sallayıp duruyordum, "Hayır, hayır, hayır. Anlamıyorsun." gözlerimi Jongin'e çevirdim tekrar, bu defa kafasını önüne eğmiş olan oydu. "Bizden başka hiç kimsesi yok, anlamıyorsun, zaten tüm ailesini kaybetti, ona yeni bir aile olabiliriz Jongin. Lütfen, sadece izin ver, onu alabileceğini biliyorum. Hiç kimse bir ailesi olmadan yeterince iyi büyüyemez."

Çaresizliğin yanında getirdiği şeylerden biri de koca bir panik dalgasıydı. Yerimde duramıyor ve sürekli hareket etmek istiyordum, sanki böylesi çok daha kolay olacaktı, ben hızlı hareket ettikçe zaman da hızlı ilerleyecek ve bu çıkmazdan çıkacaktım. Elbetteki öyle olmuyordu, bunun bilincindeydim. Yine de kendime engel olamıyor, sürekli kıpırdayıp durmaktan kendimi alamıyordum. Ayağa kalkıp odanın içinde öylesine hızlı adımlar atarken bunun bir an önce bitmesini istedim, Jongin'in beni bu çıkmazdan tutup çıkarmasını.

"Onun için iyi bir aile olacağımızı düşünme Sehun." Jongin'in sesi oldukça bezmiş çıkıyordu, ona dönüp koca bir yumruk savurma isteği doldurdu içimi.

"Elbette iyi bir aile oluruz." dedim bağırarak, kendime engel olamamıştım. "Onu seviyoruz, onu merak ediyoruz, onunla ilgileniyoruz. Jongin bunu yapabiliriz."

"Yapamayız." sesi o kadar keskin çıkmıştı ki duraksadım. "İkimiz de tüm gün işteyiz, akşam döndüğümüzde nefes alamayacak kadar yorgun oluyoruz, ya ikimiz de aynı gün nöbette olursak o zaman ne yapacağız."

"Xiumin bakabilir." bir an nefesimi tutup Jongin'den bir tepki vermesini bekledim, bezmiş bir ifadeyle tekrar kafasını iki yana salladı.

"Jongin, lütfen." dedim bir kere daha, "Ciddiyim, Xiumin'den ona bakmasını isteyebiliriz. Biz yokken o bakar, biz geldiğimizde ise ben hallederim. Söz veriyorum, seni rahatsız etmemesi için elimden gelen her şeyi yaparım."

"Xiumin'den bunu yapmasını mı isteyeceksin? Kendi hayatı ne olacak peki?"

"Tamam." dedim yeni bir fikir düşünmeye çalışarak. "O zaman bakıcı tutarız, biz işteyken bizim için ona bakar, yeterince iyi birini buluruz ve.."

Jongin elini kaldırıp susmamı sağladı, nefessiz kaldığımı fark ettim. "Onu bir bakıcıya bırakıp gidecek miyiz? Sehun bunun gideceği yerden ne farkı var? Bak koruyucu ailesi olabiliriz, hafta sonları onu alırız. Onun dışında Taemin'i tamamen almamız imkansız anla artık!"

"Onu bırakamam." dedim bağırarak, artık sınıra dayanmış gibi hissediyordum. "Jongin onu bırakamam sen de bunu anla artık, onun için iyi bir aile olabilecekken onu bırakamam."

Jongin bağırmamdan rahatsız olmuş gibi kaşlarını çattı, eskiden yüzünden asla eksik olmayan sert ifadesi tekrar yerine oturmuş. "Ona iyi bir aile olabileceğimizi mi düşünüyorsun?" dedi ters bir ifadeyle. "Ona bakabileceğimizi mi düşünüyorsun? Sehun biz daha kendimize bakamıyoruz! Sadece bir hafta bir şekilde normal davrandık diye bunun sonsuza kadar süreceğini düşünemezsin, hala aşmamız gereken sorunlar var ve bunu yaparken kendimizle birlikte onu da yıpratamayız. Anlamıyorsun Sehun, ona iyi bir aile olamayız çünkü biz bir hala bir çift, bir aile olamadık."

Jongin her ne kadar haklı da olsa aklım bunu inkar etmek istiyordu, hiçbir sebep Taemin'i bırakmam için yeterli değildi. Onu tek başına, tamamen savunmasız bir şekilde bırakamazdım. Bunun yerine içime kızgın bir demir çubuk sokmayı tercih ederdim.

"Bu sorun olmaz." dedim, bu defa sesim içimdeki tüm karmaşaya ters bir şekilde durgun çıkmıştı. "Halledebiliriz, bizimle olması yeter."

"Bir aileye sahip olması demek harika bir hayat yaşayacağı anlamına gelmiyor Sehun, sırf bir ailesi olacak diye onu berbat bir tanesine mahkum bırakamazsın. Bunun nasıl hissettirdiğini bilmiyorsun!"

H4N // sekaiWhere stories live. Discover now