BÖLÜM 32: Eşsiz İki Yıldız...

8.5K 375 84
                                    


*Saat şu an 3:45 ama bölümü düzenlemem, şarkı ayarlaması, multimedialar falan çok uzun sürdü. Ama paylaşmadan yatmak istemedim. Upuzuuuun bir bölümüz var şu anda. Kah gülceğiniz kah hüzünleneceğiniz. Bölüm şarkıları içinde. Başlandığı yerden okursunuz...*


*

"Özlüyorum. Köpek gibi özlüyorum. Hayvan gibi özlüyorum. Şu iki aydan beri önüme gelene çatıyorum. Kalbim ağrıyor be. İliklerime kadar yokluğunu hissediyorum. O yazdığın not bir an olsun aklımdan çıkmıyor. O mavi gözlerinin aklımdan çıkmadığı gibi..."

*

-Poyraz-

Oda da her zamanki boş boş duvara bakıp düşünürken odamın kapısının hayvan gibi açılması bir oldu. Bakışlarımı oraya çevirmedim. Çünkü gelenleri az çok tahmin edebiliyordum. Biri üstüme atladığında öbürü de sandalyemi yatağa yaklaştırıp oturdu.

Üstümdeki Doruk'u yana doğru ittirip yatakta oturur pozisyona geldim. Ne var dercesine bakarken Doruk'un yüzünde sırıtış, Berk'in gözünde hafif bir gülümseme vardı. Bu kadar mı çabuk unutmuşlardı be sevdikleri kızları? Bu kadar mı çabuk oluyordu bu işler? Peki ben neden yapamıyordum ya da daha doğrusu neden yapmak istemiyordum? Neden kalbim Dolunay konusunda hep direksiyonu elinde tutup beynimi solluyordu? Neden kalbim bu kadar acımasızdı bana karşı? İstisnasız her olayda Dolunay'ın tarafındaydı?

Dürtülmemle tekrar dünyaya döndüm. Hani o Dolunay'sız olan... İkisine de kınayan bakışlarımı atarken birden konuşmaya başladım. "Lan siz ne karaktersizsiniz lan?! Bu kadar mı çabuk vazgeçtiniz sevdiğiniz kadınlardan ha?! Bu kadar mıydı sevginiz?" bir anda yüzüme inen yumrukla neye uğradığımı şaşırdım. Zar zor gözümü açtığımda Doruk elini sıkıyordu. Bu sefer omzuma yumruk attığında ben de onun suratına indirdim yumruğumu. Berk'in orda oturmuş bizi izlediğini görünce Doruk'tan ayrılıp ayağa kalktım. Doruk da kalkınca bu sefer o konuşmak için ağzını açtı.

"Piç! Sen mi lan tek aşk acısı çeken? Sen misin sadece sevdiğini özleyen?! Sen misin sadece kahrolan?! Pezevenk, biz buraya iyi bir haber vermek için geliyoruz sen ağzımıza sıç, hadi onu da geçtim yumruk at göt herif?!" diye bağırdığında derin bir nefes aldım. Demek ki hala seviyorlardı... Pişmiş kelle gibi sırıtıp yüzüne baktığımda masa da duran kremi ilk kendime sürüp ardından ona attım. Sinirli de olsa hava da yakalayıp yüzüne sürdü. Konuşmanın başından beri sakince koltukta oturan Berk bir bana bir Doruk'a baktı. En sonunda ikimiz de sakinleştiğimizde bu sefer Berk konuştu.

"Abi, bize bir haber uçurdu kuşlar.." diyip sırıtarak Doruk'a baktı. Ardından bana baktığında "Eeee?!" diye sordum.

Telefonunu çıkarıp bir afiş resmi gösterdi. Dolunayların okulun yılbaşı partisinin afişiydi. Kaç ay öncesinden hazırlıklar başlamıştı partinin. "Her halde gitmeyi düşünmüyorsunuz? Kızlar yok hani? Hani iki aydan ber-"

"Amına koyucam ama şimdi. Olum kes sesini bak bir dinle adam akıllı. Küfrettiriyorsun boş yere adamı. Bak gusülüm de bozuldu bee." Diye bana çemkiren Doruk'a baktım. Çocuk baya mahalle karılarına özenmiş gibi susmuyordu, bir üstüne çemkiriyordu. Helal aslanıma (!)

Bakışlarımı devam etmesi için Berk'e çevirdim tekrar. Afişi okumaya başladı. Yerini, saatini, neler olacağını, kimin hazırladığ- Ha?

İnanmazca Berk ve Doruk'a baktığımda onlar da 'hele şükür' anladın dercesine bakıyorlardı. Kahkaha atıp yakınımda ki Berk'e sarıldım. Sonra bir anda aklıma gelen şeyle Berk'ten ayrılıp soru soran gözlerle onlara baktım. "Biz içeri nasıl giricez? Herkese açık bir parti ama biletleri şimdiye tükenmiştir. Ve öyle herkesi almıyorlar içeri?" diye içimdekileri söylediğimde Doruk cebinden üç bilet çıkardı. Biletleri bana uzattığında gülerek aldım. Ben orda boyuna yatarken adamlar her şeyi düşünmüştü. Yine de aklımda bir soru vardı. "Ya gelmezlerse?" Berk'in biraz yüzü düştüğünde Doruk konuşmaya dahil oldu. "Gül Teyze'yi aradım konuştum. Dolunay'ı sordum, kızları sordum." Bakışlarımızla devam etmesini söylerken derin bir nefes alıp devam etti. "Bana hiçbir şey söylemedi. Daha doğrusu söyleyemedi. Dolunay bu konuda annesiyle ve babasıyla çok sıkı bir konuşma yapmış. Hatta yurt dışında olduklarını söyledikleri içinde bir hafta boyunca Dolunaylara ulaşamamışlar. E kadın da kızını kaybetmeyi göze alamayacağına göre bir şey söyleyemedi bana." Biraz bekleyip ardından sırıtarak devam etti. "Amaaaa, Asrın Ablayla konuştum. Kızlarla bu parti konusunda sürekli irtibatta olduğundan bana sağ olsun yardımı dokundu. Kızlar yurt dışında olsa da partinin işleriyle sürekli ilgilenmişler. Ve Asrın Ablanın dediğine göre parti akşamında burada olacaklarmış. Yani kısaca yılbaşında buradalar!!!" Cümlesini bitirdiğine yatakta ayağa kalkıp çocuk gibi zıplamaya başladı. Onun bu haline gülüp Berk'le bir daha sarıldık.

İzmir KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin