38) OBH- Bana tepen inek sana tepsin şarkısı.

591 33 11
                                    

Hazırladığı video, attığı mesajlar  ve desteği için @randompremsesi  ne çok teşekkür ederim. Bir #RüzHay destekçisi olarak bölüm ona ve hepinize gelsin, umarım beğenirsiniz.

Ayy resimdeki bizim süper babaanne olsun, arkasındaki de Sarıkız (";

BAZEN ŞEYTAN DİYOR Kİ GİT YANAŞ ŞUNA!

ANLAT İÇİNDEN GEÇENLERİ,
TUT YÜREĞİNDEN SIKICA AK HAYATINA
AMA NERDE BENDE O YÜZSÜZ YÜREK
BİZDE VARSA YOKSA GURURDAN YELEK...

Bölüm şarkısı : Kenan Doğulu / Yüzsüz Yürek  

---

   Boşta kalan elimle ağzını kapayıp gözlerinin içine sakince baktım. Korkudan hızlanan kalp atışlarını hissedebiliyordum. Gözlerini bana diktiğinde korku dolu bakışları yerini şaşkınlığa bırakmış gibi gözüküyordu.

"Şşşş. Sakin ol, benim. Rüzgar." Kucağımda tepinmeyi bırakıp kendini yavaşça yere bıraktı. Yalandan üzerini düzeltip elleriyle yüzünü kapadı. En az üç saniye nefes egzersizi yaparak kendisine geldikten sonra her zaman ki 'çatık kaş' haliyle beni süzdü. Harbi bu kız ne zamandan beri böyle süzüyordu?

"Canımıza kastın mı var bre melun! Ne ayı gibi geliyorsun arkamdan." Birden parlamıştı. Duruşunu dikleştirmiş, elini hesap sorarcasına yüzüme kadar yaklaştırmıştı ama unuttuğu bir şey vardı. Sesi şokun etkisiyle hala titriyordu.

"İnsan gibi geliyordum. Hem siz kör müsünüz beni göremiyorsunuz?" İnsan kelimesini bastırarak söylemiştim. Ellerini ne yapacağını bilemez bir halde saçlarından geçirdikten sonra kendini ağlamamak için zor tutuyor gibi bir o tarafa bir bu tarafa yürüdü, yürüdü ve yine tam karşımda durdu.

  Gerçekten beni göremeyecek kadar ne yaşamıştı bunlar? Yolun ortasında insani bir ayı. İroniye gel. İşin en komik kısmı onu böyle şaşkın ve boşlukta gibi görmekti. Her zaman ne yapacağını bilen, çetin inatçı kız tavırlarından uzak; tedirgin, şaşkın ve korkmuş, ürkek bir aptalperest. Gerçi ürkek kelimesini onun için kullanmak çok doğru değildi. Aksine çok kötü durumda bile soğukkanlılığını koruyabilecek biriydi bu yeşil göz.

" Kör falan değilim. Karanlıkta haydut gibi dikildiğin için idrak edemedik. Malum ayıyı aratmıyorsun."  Ne soğukkanlılık ama! Bu kız tam bir vahşi! Dur bir kızım sen daha yeni şoktan çıktın, ne bu atarlar. Hem sen kimsin bana 'ayı' demekten çekinmiyorsun?

Aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapatarak gözlerine öfkeyle bakmaktan kendimi geri koyamadım.

"Aptalperest! Haddini aşıyorsun."

" O değilde senin ne işin var burada ya. Bizi mi takip ediyorsun?" Başka bir konu? Sorduğu soru gayet mantıklıydı aslında. Ama bu soruyu benim sormam gerekiyordu. Çünkü üç gündür burada ben yaşadığıma göre ve onlar bir anda beni karşıma çıktıklarına göre sorunun hakkı benimdi. O yüzden aptalperestyine mantıksızdı, soru mantıklıydı.

  Ama şöyle bir durum vardı ki ben bu sorunun cevabını biliyordum. Seboş yani babaannem öve öve bitiremediği manevi torunlarının misafirliğe geleceğini ama geç kaldıklarını söyleyip beni onlara bakmam için yollamıştı. Anlattığına göre yıllardır ziyaretine gelip gidiyorlarmış ama uzun zamandır gelmedikleri için babaannem çok heyecanlıydı. Bu heyecan hafife alınacak türden değildi. Kadın sabahtan bu yana hazırlık yapıyordu. Benim içinde sorun yoktu. İki kız, sakin doğal bir ortam. Bir de güzellerse ortam iyiydi. 

    Ama şu an sokakta bunlardan başka kimse olmadığına göre Seboşun 'manevi torunlarım, kısa saçlı kızım  ile erik gözlü kızım' diye bahsettiği kızlar bunlar olmalıydı. Hassi.tir. Erik gözlü kız aptalperest miydi? Allah'ım ben nasıl bir günah işledim de bu kız her yerde karşıma çıkıyor? Tüm planlarımın içine etmek için mi varsın aptalperest? Ya da erik göz. Ben güzel kızlar bekliyordum, bela iki kız değil.

Olmayacak  Bir HayalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin