1. Bölüm

286 17 24
                                    

" Sanmıyorum. "

Elimi iki yana sallarken gayet ciddiydim.

" Hadi ama Damla... Çok eğleneceğiz!"

" Kesinlikle kabul etmiyorum Begüm! Bu konu burada kapanmıştır hanımefendi!"

Ne mi yapıyordum? Durun, siz sormadan söyleyeyim; şu an Begüm karşımda çömelmiş, ellerini birbirine kenetlemiş ve büyük mavi gözlerini açmış bir şekilde bana bakıyordu. Ben ise ona yukarıdan bakıyor ve başımı iki yana sallayarak partiye gelmek istemediğimi anlatmaya çalışıyordum. Ama bu Begüm. Bir şeyi istediyse asla vazgeçmez.

" Bak-" konuşmasına izin vermeden susturdum onu.

" Hayır Begüm. Hiç bir yere gitmiyorum. Bu konu da burada bitmiştir."

Ardından havalı bir şekilde sarı okul dolabımın kapısını kapattım ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Arkamdan Begüm' ün bana sövdüğüne adım gibi emindim.

Birkaç saat sonra...

" Benimle birlikte partiye geleceksin kadın!"

" Hayır bitanem. Sonradan pişman olacağın birşey yapma. Sakin ol. Derin nefes al ver-"

" Yeter sus artık! Yalanlarını dinlemek istemiyorum! "

Şu anda çok aksiyonlu bir zaman geçiriyordum. Begüm, benim odamda biricik ayıcığım Abdulrezzak' ı elinde tutmuş diğer bir elinde ise zavallı Abdullrezzak' ımın boynuna dayadığı bir oyuncak bıçak vardı. Fakat Begüm bunu umursuyormuş gibi görünmüyordu.

Begüm' e doğru temkinli bir adım attım. Fakat bu sadece bıçağı biraz daha bastırmasını sağlamıştı.

" Yaklaşma yoksa Abdulrezzak ölür!"

Dudağımı ısırdım.

" Ne istiyorsun Begüm?"

" Benimle birlikte partiye gelmeni. Beni orada yalnız mı bırakacaksın?"

İçimden " Evet. Seni o partide tanımadığın insanlarla birlikte yalnız bırakacağım." demek geçse de dışımdan şaşıracağım birşey söyledim. Ellerimi iki yanımdan havaya kaldırıp ağzımı açtım.

" Pekala şampiyon. Sen kazandın. Seninle birlikte o lanet partiye geleceğim."

Begüm buna pek inanmadı. Doğrusu ben de inanmadım. Bu yüzden de Begüm konuştu.

" Sana neden güveneyim ki?" deyip biricik ayıcığım Abdulrezzak' ı kolunun altına sıkıştırdı.

Ardından dolabıma doğru ilerledi. Eli dolabın açma yerine gitti ve dolabı ardına kadar açtı. Ağzını " 0 " şeklinde açtı. Şaşırmasının neyden kaynaklandığını anladım.

" Kızım bu dolabın hali ne böyle? Ne kadar da eski dönemlerde kalmışsın. Bunlar ne biçim kıyafetler be? Biraz modayı takip et."

Hayal kırıklığı ile kafasını sallayınca başımı eğip ayaklarıma bakmaya başladım. Biraz sonra elimde bir baskı hissettim ve Begüm beni odadan çıkardı daha doğrusu sürükledi.

" Haydi gel. Sana benim kıyafetlerden bir tane vereceğiz. "

Kafamı salladım. Benim yaşadığım evden çıkarken hiç konuşmadık. Begüm' ün evine yaklaşırken Begüm konuşmaya başladı.

" Merak etme. Abdulrezzak güvende."

Bu söylediklerini duyunca bir kahkaha attım. İşte Begüm beni böyle zamanlarda güldürebiliyordu. Onu bu yüzden de seviyordum.

I Need To Burn ( Leo Valdez Fanfic) #Wattys2016Where stories live. Discover now