Özel Bölüm~

32.1K 946 163
                                    

Merhaba. Yine ben. Yeni yıl hediyemi size gecikmiş olarak takdim ediyorum.

Yeni yılınız kutlu olsun. Yeni yıl size istediğiniz armağanları getirsin~~

Herkese sevgiler.


Ben seni sevmiyorum. Seni seven aptal olan kalbim. Tam bir yaramaz çocuk misali imkânsızın arkasından neşeyle koşuyor. Seni gördüğünde ise bildiğin depar atmaya başlıyor. Benim sözümü dinlemiyor ki hiç. Fakat yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim. Bazı günler oluyor ki o da yoruluyor. Hatta vazgeçiyor. Fakat günler devran ederken yeniden umutlanıyor. Onun bu değişimlerine yetişemedikçe acı çekiyorum. Beni bir kısır döngünün içine hapsettiğin için teşekkür ederim.

"Hadi ama geç kalacağız!" diyerek bağırdı. Son kez saçıma baktıktan sonra hızlı adımlarla merdivenlerden aşağıya doğru indim. Ona sert bir bakış yolladığımda gözlerini devirdi. "İyi ki erken demiştim," diyerek hayıflandı ardından ise kapıdan çıkarak arabaya doğru ilerledi. Sessizlice nefesimi dışarıya verdikten sonra ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve yanına bindim. Bazen bu kadar dakik olmasını kaldıramıyordum. "Yalnızca beş dakika beklettim," dedim emniyet kemerimi takarken. Cevap vermeden arabayı çalıştırdı. Araba yolda hızla ilerlerken ben de camdan dışarıyı seyretmeye başladım.

"Anneme her şeyi tembihledin değil mi?" diyerek sorduğundan kafamı yan taraftan alıp ona doğru döndüm ve kafamı salladım. "Evet, ama eminim ki sen bir kez daha arayıp söylemişsindir," dedim. Çok hafif bir şekilde dudaklarını kıvırarak gülümsedi. "Tabii ki bu konularda sana güvenemiyorum," dedi. Burnumu kıvırarak geriye yaslandım. "Hatta biliyor musun dememize bile gerek yoktu. Annem çocuğa senden daha iyi bakıyor." Şimdi bir şey diyemeyeceğim, haklıydı. Annesi gerçekten torununa gayet iyi bakıyordu. Ağzımdan hafif bir kıkırtı çıktığında bir anlık bana dündü ve o âşık olduğum gülümsemesini yüzüme sundu. Kalbim hızla atmaya başlayınca kendime kızdım. Onunla evlenmiştim ve bir çocuğumuz olmuştu. Hala ne diye bir gülüşüyle heyecanlanabiliyordum? Gözlerimi cama çevirerek dışarıyı seyretmeyi sürdürdüm.

Bembeyaz karar yeryüzünün misafiriydi yine. Manzara cidden güzeldi. Bir ara telefonumu çıkartıp fotoğraf çekmek istesem de bunu yapmadım. Arabayı durdurmayacağından görüntü bulanık çıkabilirdi. Bir süre sonra uzayıp giden muhteşem kar görüntüsünden de sıkılmıştım. Arka tarafa uzanıp çantamı aldım ve içine koyduğum kitabımı okumaya başladım.

Dışarıya çıktığımızda havanın burada biraz daha ılık olduğunu anladım. Bir sahil kasabasına gelmiştik. Enes'in burada işleri vardı ve benimde yanında gelmem için baya bir ısrar etmişti. Açıkçası benimde işime gelmişti ne de olsa akşama yılbaşıydı ve birkaç senenin ardından beraberce yılbaşını kutlayabilirdik. Enes esneyerek ilerlerken yanında yürümeye başladım. Elime uzanıp tuttu ve parmaklarını geçirdi. "Benim işim iki saate bitecek ondan sonra burada gezebiliriz," dedi. Onunda benimle aynı düşünceye sahip olduğunu anladığımda gülümsemiştim.

"İki saat nerede bekleyeceğim ben peki?" diyerek sorduğumda kafasını bana doğru çevirip "Bilmem dolanırsın işte buralarda," dedi, umursamazlığın en kalın tonunda. Derince nefesimi dışarıya verdiğim sırada büyük bir binanın önünde durmuştuk. Enes ilk önce gözümün içine baktı ardından ise boynuna doladığı atkıyı çıkartarak boynuma taktı. Burnuma onun kokusu dolarken konuşmaya başladı. "Söz veriyorum çok az sürecek." Bakışlarını etrafta gezdirip yeniden bana döndü. Parmağı ile işaret ettiği yere baktım. "Bak şurada ki kafe de bekleyebilirsin beni. Haberleşiriz, " dedikten sonra yanıma yaklaşarak alnıma bir öpücük kondurdu. Sakin olmalıydım. Ben onun karısıydım.

BELAGATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin