65-Beklenmedik yardım

Start from the beginning
                                    

"Hadi gidiyoruz" dedim ve elinden tutarak hızlandım.

"Nereye?"

"Gidince göreceksin" diye cevap verip meclis alanına yöneldim. Oraya vardığımızda tanıdığım dostlarımdan hiç birini bulamadım. Arif, Cemile hatta Hacı Anne bile orada yoktu. Diğer insanlarla samimi olmadığımdan bir şey söylemeden Asfanit'e gittim.

"Mert üzgünüm."

"Sürekli üzgün olduğunu söylüyorsun ama bunun bize bir faydası yok Ji Won. Jung'un kontrolünde olduğun sürece, güçlerimiz yüzünden düşman olacağız. Onu durdurmak için seninle savaşmam gerekecek."

"Ben-ben seninle savaşamam, savaşmayacağım."

"O zaman Jung'ın elinden nasıl kurtulacaksın? Ya sana zarar verirse?"

"Benim için endişeleniyor musun?" diye umutla baktı yüzüme. Demek istediğimi yanlış anlamış olmalıydı.

"Sana veya bir başkasına zarar gelmesini istemiyorum. Jung'ın seni nasıl kontrol ettiğini söyle bana."

Ji Won konuşmak isterken birden gözden kayboldu. Sanırım bedenine geri çekilmişti. Asfanit'te başıma ne yapacağımı düşünüyordum. İsteğim dışında astral boyuta gönderiliyor, yine isteğim dışında bedenime geri dönmem engellenebiliyordu.

Jung'un bütün bunları başaran zekâsı ile nasıl baş edeceğimi bilemiyordum. Asfanit'te her şeyi oluşturabileceğim halde, içimden hiçbir şey yapmak gelmiyordu.

Ji Won yeniden yanımda belirdiğinde sevinmiştim. "Geri döndün."

Kadın üzgün bir ifadeyle başını salladı. "Jung beni zihinsel şartlandırmalarla kontrol ediyor. Sana bir şeyler söylemek istediğim zaman şartlanmama aykırıysa, söylememi engelliyor. Biraz önce o yüzden bedenime çekildim. Ayrıca istediğini yapmadığım zaman bazı şartlandırdığı kelimelerle bana acı verebiliyor."

Jung'ın şeytani zekâsı beni şaşırtıyordu. Hiçbir açık kapı bırakmadan tuzak kurmuştu. Ben de bu tuzakta debeleniyordum.

"Sana nasıl yardımcı olabileceğimi bilemiyorum."

"Bedenine döndüğün zaman beni uyandırmayı başarabilir misin?" diye sordum. Eğer başarırsa kendi kendime kurtulabilirdim.

"Denerim ama sürekli başında birileri oluyor."

"Belki uyarıcı bir ilaç verebilirsin. Sistemimde dolaşan uyuşturucu ilaçların etkisini bastırabilir."

"Denerim" dedi ve gözden kayboldu. Ben de bir süre sonra bedenime çekildim. Kolumda hissettiğim iğne ile Ji Won'un başardığını anladım. Yavaşça uyuşukluğum gidiyor ve bilincimi kazanıyordum. Ji Won'un başı derde girmesin diye onun odadan ayrılmasını beklemeye karar verdim.

"Doktor Jung, deneğin değerlerinde ani yükselmeler var. Deneği kontrol edemiyoruz."

Bu benim için başlangıç işaretiydi. Gözlerimi açıp odadakilere baktım. Hepsi de dehşet içinde kalmıştı. Bir tek Jung soğukkanlılığını koruyordu. Kolumdaki iğneleri söküp attım. Ayağa kalktığımda bir an ayaklarım beni taşımadı. Fakat yatağa tutunup kendimi dik durmaya zorladım.

"Mert Ssi, şu an sisteminde çok fazla ilaç var. Yere yığılmadan önce sana yardım etmeme izin vermelisin."

"Sen yeterince yardım ettin Jung, artık yardım etme sırası bende" diyerek bir adım attım ve ajanların olduğu binayı düşündüm.

Aniden yere yığıldığımda, ajanlardan birkaçı beni tanıyıp koluma girdiler. Hastaneye kadar eşlik ederken, adının Ajan Song olduğunu öğrendiğim kişi bana sorular soruyordu.

"Mert Ssi, bunu size kim yaptı?"

"Doktor Jung beni kaçırdı ve üzerimde deneyler yaptı."

Ajan Song, telsizden adamlarına talimat verip Jung'ın tesisine baskın düzenlenmesi için gerekli izinlerin alınmasını ve timlerin hazır olmasını istedi.

"Ben de sizinle geleceğim" dedim.

"Hayır olmaz Mert Ssi. Sizin dinlenmeniz lazım. Gerekli kanıtları bulup Jung'ı tutuklayacağız."

"Orada bir kadın var adı Ji Won. Suç ortağıydı ama kaçmama yardım etti."

"Anladım, kendisine gereken ilgiyi göstereceğiz."

Daha fazla konuşamadan bilincimi kaybettim.

Gözlerimi açtığımda hastane odasında yattığımı anladım. İçeride bir ajan dikiliyordu. Uyandığımı fark ettiğinde telsizine bir şeyler söyledi. Biraz sonra Ajan Song içeri girdi.

"Kendinize gelmenize sevindim. Neredeyse hiç uyanmayacaksınız diye korkuyordum."

"Ne zamandır uyuyorum?"

"48 saatten fazla oldu."

"Jung?" diye sordum.

"Üzgünüm, baskını yaptık fakat Jung'ı bulamadık. Kadını ve diğer elemanları tutukladık. Ji Won Ssi sizinle görüşmek istedi ama şu an görüşemeyeceğini söyledim."

"Anladım Ajan Song. Teşekkür ederim" diyerek kalktım yataktan. Biraz başım döndü, düşecek gibi oldum. Ajan Song koluma girip, "lütfen biraz daha dinlenin" dedi.

"Hayır, Jung'ı bulmak zorundayız. Ji Won'a yaptığı şeyleri başkasına yapmasına izin veremem."

Song beni durdurmadı, aksine giyinmeme yardım etti. Çıkış işlemlerini yaptıktan sonra beni arabayla Ji Won'un tutulduğu yere götürdü. Sorgu odasına aldıkları kadının karşısına oturdum.

"İyi olmana sevindim" dedim.

"Ben de seni iyi gördüğüme sevindim" dedi. Ayağa kalktığında ne yapmak istediğini anlayamamıştım. "Tekrar görüşeceğiz" diyerek adım attı ve kayboldu.

Benim yanımdayken güçlerini kullanabildiğini unutmuştum. Ajanlar olanlara anlam vermeye çalışırken, beni kullandığı için öfkelenmiştim. Beni kurtarmış olabilirdi ama bu şekilde kaçmak için beni kullanmasını affedemezdim.

Peşinden gitmek istiyordum ama kendimi çok güçsüz hissediyordum. Üstelik nereye gittiğini bilmiyordum. Ajanlardan biri kulaklığına gelen bilgiyi dinledikten sonra, "biraz önce nereden geldiği bilinmeyen bir kadın, Kang Ho Ssi'nin cihazını çalmış" dedi.

Beni fena biçimde kandırmış ve kullanmışlardı. Önce güvenimi kazanmış, ardından güçlerimi kullanıp hırsızlık yapmışlardı. Jung'ın cihazı ele geçirmesi, bu dünya üzerindeki en tehlikeli durumdu. Onun şeytani zekâsıyla cihazı kullanıp neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyordum.

-DEVAM EDECEK-

Yayımlanma tarihi: 27.12.2015

Kelime sayısı: 1141

Devam eden kitaplarım:

1-Koza :Dünya'nın istilası (Bilim kurgu)

2-Üçüncü Göz (Fantastik)

3-Bir Günlük Hükümdar (Fantastik)

4-Kiralık Dişler (Vampir)

5- Doğanın İsyanı (Bilim kurgu)

6-Günaydın Selami abi (Mizah)

Final Yapan – Yeniden düzenlenecek kitaplar

1-Zihin Efendileri (Bilim kurgu)

2-Bilinçlerin Kaygısı (Fantastik)



Üçüncü Göz (SY)Where stories live. Discover now