Gözümün Suyu "...ŞİİR..."

PUSULASIZ RÜZGAR

Ağlıyordu genç kız.

Kalbi az önce ayrılık limanına yelken açmıştı.
Umutları vurulmuş bir şeklide öylece ufka bakıyordu gözleri.
Birinin geri dönmesini bekler gibi hızla atıyordu kalbi.

Ağlıyordu genç kız.

Doluydu gözleri,
Solmuştu kalbi.
Bu kaybetmişlik duygusu yalana razı olacak kadar kaplamıştı bedenini.
Bir mucize aramıyordu genç kız
Sadece birinin geri dönüp herşeyin şaka olduğunu söylemesiydi isteği.

Ağlıyordu genç kız.

Dudaklarının kuruluğu içindeki ateşin belirtisiydi adeta.
İşte tam o sıralarda bir gemi yanaştı limanına.

Pusulasız bir rüzgara kapıldığını söyledi delikanlı.

Bu rüzgar genç kızın içindeki ateşe doğru esiyordu hızlıca.
Genç kız yere düşen gururunu toplayarak baktı delikanlıya,kendini toplayarak aklını kemiren soruyu sordu

"aşkın pusulası var mı?

Delikanlıyı düşündüren bir soru oldu bu.Genç kızın gözlerindeki ufka dalarak "hayır!" Yok dedi delikanlı.

Bir yıkım daha yaşarken genç kız boynunu kontrol edemiyordu artık,boynu eğilirken önünü gururunu tekrar ayaklarının altına alıyordu istemsiz bir şekilde.

"Aşk yokluk içinde vardır" dedi delikanlı hiç değişmeyen yüz ifadesiyle.

Anlamadı anlayamadı genç kız bakışlarını delikanlının gözlerine sabitlemişti.
Delikanlı ise genç kızın nefesinden çalar gibi derin bir nefes alıp devam etti;

Aşkın bir pusulası,adresi,ne zaman geleceği,geldiğini farz edersek ne zaman gideceği hiç bilinmez yokluk içinde bir gerçektir o varlığı inkar edilmez ama nedense bir yok muamelesi görür herkes kaderin aşkzadelere oynadığı bencilce bir oyundur bu kimi kanar,kimi kaçar.

Boynu eğik mırıldanarak ben hangisinin mağduruyum dedi genç kız.
Pusulasız bir rüzgara kapıldığını yineledi delikanlı.giderken son bir cümle daha kurdu genç kızın kalbine hançer gibi batan.

"korku ve cesaretin hüküm sürdüğü AŞK buz üstüne bina dikmek gibidir."
Gökyüzünde kaybolan yıldızlar gibi genç kızın hayatında bir yıldız gibi parlayıp gitti.

Gözden kaybolunca,gökyüzünde ki son yıldızda kayboldu.
...
Ağlıyordu genç kız.