*Giriş*

810 38 35
                                    

Yorgun bedenini daha ne kadar taşıyabilirdi? emin diğildi. Küçük ama hoş kasabanın girişine geldiğinde hemen bir evin duvarının yanına çöktü. Gerçekten çok yorulmuştu ve açtı. Derin bir nefes aldı. Nefesini verirken çıkan buharı umutsuzca izledi. Daha çok yolu vardı. Kasabanın bağlı olduğu şehre ulaşması gerekiyordu. Oradada kendine bir iş bulucak ve bu üşümüş , yorgun bedenini dinlendirip aç karnını doyuracaktı...Yani öyle umuyordu...

Sinirle dişlerini sıktı. Bu hayattan bıkmıştı! Tek istediği sacak bir yatak ve her gün karnını doyurabileceği sıcak bir yemekti. Üstündeki incecik , yıpranmış ve kirli olan kıyafete baktı. Sonrada annesinin koluna yapışmış üstündeki harika kıyafetlere aldırmadan yeni kıyafet isteyen çocuğun yakarışlarını dinledi. Gözünden bir damla yaş düşmesine engel olamamıştı. Zavallı çocuk dedi içinden bu zalim dünyadan bi haber. Durdu hayır zavallı ben! diye düzeltti düşüncesini. Dizinden kuvvet alarak yavaşça ayağa kalktı ve derin bir nefes aldı. Bu soğuk hava ne kadar ciğerlerini acıtsada yaşamak için nefes alması gerekiyordu dimi?...Aynı direnmesi gerektiği gibi...

"Hadii biraz daha astrid" diye fısıldadı kendi kendine. Zorlukla bir adım daha attı. Ama devamını getiremeden bacakları birbirine dolandığı gibi yere yapıştı. Yüzü soğuk karla temas edince yanmaya başlamıştı ve elbisesi su içinde kalmıştı. Başını yavaşça kaldırdı , hayır daha fazla dayanamıyordu!. Sırtını hemen dibindeki tutunarak yürürdüğü matbaa binasına dayadı. Alev alev hisseddiği yüzünü elleri arasına aldı ve sessizce ağlamaya başladı...

Asla kolay kolay ağlamazdı. Ama artık gerçekten tükenmişti. Yapabileceği hiçbirşey kalmamıştı...Hiçbirşey... Bu bu onu öldürüyordu. Hayatta yaşamak için ne bir sebebi ne arkasında bırakamıyacağı biri nede azıcık bile olsa yaşayabilmesini sağlıycak imkanları yoktu...YOKTU İŞTE!!!

Ellerini yüzünden çekti ve üşüyen bedenine sardı. Vücudu son kez acı içinde titredi... Artık hissedemiyordu bile! Soğuktan vücudunu hissedemiyordu!. Yavaş yavaş gözlerinin kapanmasına engel olamıyordu... İçinden tuhaf bir his vardı. Sanki herşey buraya kadardı...

Evet işte bu yetim kızın hayatı buraya kadardı...

Bu mavi gözlü kız son bir defa etrafına baktı ;

Koşuşturan insanlara , annelerinin kulaklarından çekiştirerek eve sürüklediği çocuklara , hemen yanındaki çöpü karıştıran kedi ve köpeklere , kol kola tek şemsiyenin altında yürüyen çiftlere...

Hiçbiri hiçkimse onu farketmiyordu. Belkide bu son dakikalarında birinin yanında olmasını yalnız ölmemeyi isterdi. Ama hiçkimse onu farketmiyor belkide farketseler bile umursamıyorlardı. Şuan aldığı nefesin bir saniye sonra verdiği son nefes olucağını hissetti resmen. Kendini hazırladı... Son nefesini verdiği ve artık bedeni soğuğa ve açlığa dayanamayıp sonsuz uykuya teslim olucakken onu gördü. Kendisine doğru gelen cılız , yeşil gözleri ve ipek gibi kahverengi saçları olan o sevimli çocuğu. Yüzündeki tebessüm o kadar güzeldiki. Hayatında gördüğü en güzel şeydi belkide. Çocuk iyice ona yaklaştı ve elini ona doğru uzattı. Soğuktan kıpırdatamadı kolunu onun gülümsemesinden aldığı son bir umutla havaya kaldırdı ve onun sıcacık eline bıraktı...

Ama olucakları bilse o eli tutmaktansa orada ölmeyi yeğlerdi...




Hüloğğğ!!!

Napiiniz gardaşlar?:D

Nasıl buldunuz bakalım?

Umarım astrid'in duygularını hissettirebilmişimdir?

Yeni kitabım. Aslında Şafağa Doğruyu yazmak istemediğimde ara sıra ufak ufak yazıcak ve yazın tamamlanmış bir kitap halinde yayınlıycaktım. Ama hem nida kankem hemde yayınlamak için can atan ben tüm planlarımı çöpe attırdı. Ama bu Şafağa Doğruyu bırakıcağım demek diğil! Sadece 2 kitabı birarada yazıcam. Devamı Şafağa Doğruya yeni bölüm yayınladıktan sonra gelicektir...

Hepinizi boll boll öpüyorum BYY... :)

ÇapulcularWhere stories live. Discover now