Bölüm 19: Karar!

Start from the beginning
                                    

"Cem, nasılsın?"

"İyiyim yenge sen iyi misin?" diye sorunca güldüm. Hira demesine alışmıştım ve yenge deyince gülesim geldi.

"Bu aptal abinle evli olduğum süre boyunca nasıl iyi olabilirim ki?"

"Gene ne yaptın Allahın öküzü?"

Derin bir nefes alıp "Tutturdu çocuk yapalım diye" dedim ve dediklerime kendi kendime güldüm.

"Oha! Ciddi misin? Aynı kişiden bahsettiğimize emin miyiz?" dedi gülerek.

"Evet! Biz şuan Mardin'deyiz... Abin abime hamile olduğumu söylemiş ve şimdi de çocuk istediğini söyledi" diye anlatmaya başladım.

"Abim... Peki, ciddi miydi?"

"Evet bana bir karar vermemi söyledi" deyince Cem'in ofladığını duydum.

"Bu çocuk her geçen gün beni şaşırtmaya devam ediyor. Ama Hira şunu unutma abimin ilk kez bir kadından böyle bir istekte bulunduğunu biliyorum. Ayrıca şunu unutma bir çocuk yapacaksan abimden daha iyi dna bulamazsın"

Ah bunda haklıydı. Demirle erkek çocuğumuz olsa yakışıklılıktan yıkılırdı. Mavi gözleriyle...

"Amca olmak ister miydin?" diye sorunca "Bilmem" dedi.

"Cem ben hiç iyi değilim" diye mızmızlanmaya başlayınca "Karar senin güzelim" dedi. Biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattım.

Sinanlar da hastaneden gelince ailecek bir akşam yemeği yedik. Biraz daha oturduk. Nehir beni bir köşede sıkıştırıp olanları sordu. Onunla da konuşunca "Ay sizde bebiş yapın da bizim bebişimize arkadaş gelsin" dedi. Otele geri dönmeye karar verince annem kalmamız için çok ısrar etti. Eşyalarımız otel de olduğu için kalmadık. Tabi asıl sebep başka bir şeydi. Kısa sürede otele geldik. Heyecandan titremeye başladım. Otelden içeri girerken "Ben bar bölümüne gidiyorum. Birkaç bir şey içeceğim ve sende o arada bir karar ver. Ya odaya geldiğimde seni uyurken bulayım ya da bu gece bu iş olsun" dedi ve ben asansöre doğru yürürken o başka bir yere doğru yürümeye başladı. Asansörle yukarı çıkarken nefes alışverişlerim düzensizdi. Ne yapacağımı bilmiyordum.

Odadan içeri girince ne yapacağımı bilemedim. Acaba hemen gelir miydi? Odada boş boş gezinip düşünürken bir an boğulacağım zannettim. Kendimi balkona atıp derin nefesler alarak düşünmeye başladım.

Bebek sahibi olmak çok güzeldi ve üstelik Demir benim son şansımdı. Demirden başka birinden çocuk yaptığımı ailem duyarsa beni kendi elleriyle öldürürlerdi. Ayrıca Cem'in de dediği gibi Demirle çocuklarımız çok güzel olurdu. Onun çocuğunu taşımak isterdim. Ama bir yandan da boşanmak üzereydik. Boşandıktan sonra hayatlarımızdan çıkamayacaktık. Her şeye rağmen gene birbirimizi görüp yaşadıklarımızı hatırlayacaktık. Bir de Demir baba olabilecek miydi? İleri de çocuğumu üzmesini istemiyordum. Babasız bir çocuk dünyaya getirmek istemiyordum. Cebimde çalan telefonla irkildim. Cebimden çıkarıp kimin aradığına baktım. Arayan Nehirdi. Hemen açıp kulağıma götürdüm. "Efendim Nehir?"

"Ay bir karar verdin mi? Meraktan öleceğim"

"Veremedim" dedim ve çaresizlikten ağlamaya başladım. "Kafayı yiyeceğim Nehir" deyip gözyaşlarımı sildim.

"Anlat güzelim belki yardımcı olurum" deyince ağlarken konuşmaya başladım.

"Ben karar veremiyorum. Anne olmak istiyorum ama bu şartlar altında değil"

"Her ne olursa olsun ileride onu doğurduğunda iyiki yapmışım diyeceksin Hira. Bebeğimi karnımda hissetmek o kadar güzel ki..."

Kısa bir süre daha konuştuktan sonra telefonu kapattım. Başımı kaldırıp yıldızlara baktım. Sonra ayaklarımın altında olan Mardin'e baktım. Aklıma Demirle yemek dönüşü arabada yaptığımız şeyler geldi. Yalan yok adam akıllı bir şey yapmasak bile çok hoşuma gitmişti. Aniden gelen cesaretle odaya dönüp üzerimdekileri çıkardım. Sonra banyoya girip duş aldım. Özenle yıkanarak temizliğimi yaptım. Duş aldıktan sonra bornozumu giyip lavabonun karşısına geçtim. Dişlerimi fırçaladım. Saçlarımı da kuruttuktan sonra odaya döndüm. Bugün konaktan aldığım eşyalarıma yöneldim. Bavulumu açıp içindekileri karıştırdım. Hiç gecelik yoktu ki?!

Allah'ım bir bu eksikti zaten?

İlk gecemde de pijamayla olacak değilim ya. Bavulun içinde birden gözüme çarpan mürdüm rengi iç çamaşırı dikkatimi çekti. Üzerime giyip yatağa oturdum. Sadece iç çamaşırlarıyla olduğum için bir ara üşümedim değil hani!

Yarım saat sonra falan kapı açıldı. Kapı açıldığını duyduğum gibi yataktan kalkıp onu bekledim. Utançtan ölebilirdim. Beni görünce sertçe yutkundu. Üzerindeki kabanını çıkardı, ışığı da kapayıp bana doğru ilerledi. Birden beni kollarının arasına alıp kendine yaklaştırdı. Ellerim göğsünde yerini alırken odayı sadece ay ışığı aydınlatıyordu. Utandığımın farkındaydı ve bilerek bekliyordu. Dudaklarını öpmeden yanağımda gezdirdi. Kulağıma yaklaşıp fısıltıdan farksız bir sesle çekici cazibesiyle fısıldadı. "Ben hiçbir kadını böyle arzulamadım" 

Bilerek burada bıraktım. Size sormam gerek diye düşündüm. Birlikte oldukları sahneyi üstü kapalı anlatayım mı yoksa geçeyim mi? 

20.12.2015

Sizi seviyorum.

Hopeklausm.




Demir'in Hirası (Zoraki evlilik) #Wattys2016Where stories live. Discover now