Bölüm 5: Hira seni çok seviyorum

75.5K 3.2K 86
                                    

Medya: Hira

**

"Peki, ne zaman satın alabilirim?" Evi beğenmişti. Demirin evinin aksine küçüktü. İçi de gayet düzenliydi ayrıca güvenli bir site olması hoşuna gitmişti. Bir an önce Demirden ve o çok seksi kaslarından kurtulmalıydı.

"Pazartesi günü sizin için uygun ise neden olmasın?"

Karşısındaki nazik adama gülümsedi. "Peki, pazartesi gününden sonra ev benim" deyip güldü.

Sitenin çıkışında taksisine binmeden önce "Pazartesi günü görüşmek üzere, eğer bir aksilik çıkarda almaktan vazgeçersem sizi ararım" dedi. Kış olduğundan dolayı hava erken kararıyordu. Karanlığa da kalmak istemiyordu doğrusu. Taksiye bindiğinde telefonu çalınca şaşırdı. Onu kim arıyordu ki?

Arayana bakınca bir anlığına hüzünlendi. Arayan abisiydi. İstanbul'a gelirken babasına karşı gelemediği için ondan defalarca özür dileyen abisi arıyordu. Hiralar iki kardeşlerdi. Hira ve abisi. Hiranın annesi Zozon Hanım Hiranın doğumundan sonra hasta olmuştu. Geçici bir hastalıktı fakat yumurtalıkları zarar görmüştü. Kocası bu olayı kimseye yaymamış "Eee Ağam başka çocuk düşünmüyor musun?" diye sorduklarında "Düşünmüyoruz iki tane yeter" demişti. Karısı Zozon onun her şeyiydi. Zaten iki tane evlatları olmuştu varsın başka olmasındı. İki kardeş birbirlerine düşkünlerdi. "Alo ağabey?"

"Hira'm, gülüm nasılsın?"

"Bu aralar iyiyim demekle kandırıyorum kendimi" deyince abisi telaşlanıp "Hira bak söyle o adam sana zarar veriyorsa hemen oraya gelir kim kimin kardeşine zarar veriyor gösteririm" dedi.

"Abi saçmala, o bana bir şey yapmıyor" Sinir ve gıcık etmesi dışında bir şey yapmıyor!

"Şey... Nasılsın peki oralara alışabildin mi?" sesinden belliydi tedirginliği.

"İyiyim alıştım tabi. Hem buralar çok güzel alışmama gibi bir şansım yok" Hira sesini olabildiğince mutlu çıkarmaya çalıştı.

"Sevindim en ufak bir şey de beni arayacaksın! Buralar hiç sensiz olmuyor oğlum bile sen gidince depresyona girdi" diyince Hira güldü. Abisinin bir tane dört yaşında oğlu vardı. Doğduğundan beri Hiranın peşinden ayrılmazdı. Demek küçük yeğeni depresyona girmişti ha?

"Ah kıyamam küçüğüme. Yanındaysa versene telefona" deyince telefondan sesler geldi.

"Baran oğlum bak hala seninle konuşmak istiyor" deyinci çığlık sesleri ve "Hiyaaa" sesleri gelmişti. Hira, Baranın ona 'Hiya' demesini bile özlemişti. "Hala" dedirtmeye çalışmıştı ama Baran inada bağlamış ona "Hiya" derdi. Kokusunu dahi özledi yeğenin.

"Hiya?" duyduğu sesle gülüp "Baran'ım" dedi.

"Hiya neydeşin? Anneşi senin geşmeye gittiğini şöledi" (Hira nerdesin? Annem senin gezmeye gittiğini söyledi) Yarım yamalak söylediklerinden sonra Hira sadece "Öyle oldu bebeğim" dedi.

"O şaman beni neden almadın?" (O zaman beni neden almadın?)

"Baran'ım buraları küçüklere göre değil ki kuzum"

"Ben küşük değilim" (Ben küçük değilim)

"Peki bir gün belki sende gezmeye gelirsin o zaman" dediğinde çığlıklar duydu. Halasından gelen cevaba sevinmişti küçük bey.

"Ne şaman?" (Ne zaman?)

"Bilmiyorum, o gün gelince ben seni arayacağım"

"Aya. Hiya ben şeni çok öşledim. Kimşe şenin gibi maşal okumuyo bana" (Ara. Hira ben seni çok özledim. Kimse senin gibi masal okumuyor bana)

"Bende seni çok özledim kuzum. Seni gıdıklayıp bütün evi kahkahalarınla inletmeyi bile özledim"

"Hiyaa'm anneşi telefonu istiyo ama ben vermicem. Hiyaa seni şok şeviyommm" (Hira'm annesi telefonu istiyor ama ben vermeyeceğim. Hira seni çok seviyorum)

"Bende seni çok seviyorum Baran'ım. Hadi şimdi annene ver telefonu ben seni başka zamanda arayacağım"

"Aya ama ev şenşiz çok şıkıcı" (Ara ama ev sensiz çok sıkıcı)

"Tamam Baran'ım arayacağım"

Aradan birkaç saniye sessizlik oldu. Daha sonra "Hira? Güzelim?" diyen yengesine "Ceylin yenge?" dedi. Yengesini çok severdi Hira. Araları çok iyiydi, gizlileri saklıları yoktu. Zaten Ceylin Hiradan bir yaş büyüktü. Hira yirmiş üç, Ceylin yirmi dört, abisi Yekta da yirmi sekiz yaşındaydı.

"Hira şurada gideli kaç gün oldu ama seni çok özledim"

"Bende öyle abim, sen Baran, annem... Çok özledim"

"Bizde öyle annen senin hasretini çekiyor"

"Bende... Yani ne bileyim cenazeme gelseniz tabuttan kalkar sarılırım öyle bir hasret" deyince Ceylin "Hira! O ne biçim söz? Cenaze falan!" dedi.

"Boşver ya... Annemler nasıl?"

"Üzgün, adın her geçtiğinde ağlayacak gibi, onu da ara bir konuşun. Onun bir suçu yok"

"Ceylin sana bir soru soracağım ama bana doğru cevap vereceksin?"

"Ne zaman yalan konuştuğumu gördün?" deyince "Neyse işte... Babam... Beni neden böyle zorla evlendirip, İstanbul'a yolladı?" diye sordu.

"Bilmiyorum ama abin biliyor. Birkaç kere sıkıştırdım ama laf alamadım ağzımdan bilirsin abin sır küpüdür" derken sesinden belliydi doğruyu söylediğini.

"Bilirim. Babam nasıl?" diye sorarken sesi titredi.

"Durgun. Yemekten sonra odasına kapanıyor. Sen gittin evin neşesi kalmadı" deyince üzüldü Hira.

Taksi durunca parayı uzatıp taksiden çıktı.

"Diyecek bir şey bulamıyorum... Babam beni evlendirdi mi yoksa toprağa canlı canlı mı gömdü bilemiyorum" sesi üzgün çıktı.

"O adamla aranız nasıl Hira? Zarar falan vermiyor değil mi?"

"Yok, evli gibi değiliz zaten. Daha çok arkadaş gibiyiz. Birbirimizle en azından konuşuyoruz"

"Şey... Özel bir soru ama aranızda bir şey geçti mi?"

"H-hayır dedim ya arkadaş gibiyiz" Asansöre binerken dedi.

"Canım bak kendini yorma her işte bir hayır vardır"

"Bilemiyorum neyse şimdi kapatıyorum sonra gene konuşuruz. Herkese selam söyle"

"Sende öyle" dediğinde kapatıp eve girdi. Direk mutfağa yöneldi. Gördükleriyle gözleri büyüdü. Bu mutfağı böyle dağınık bırakmamıştı Hira. İçeriden gelen sesle çığlık atacağını sandı.

Evde h-hırsız mı vardı?

**

Not: Kısa oldu ama hemen yayınlamak istedim. Yeni bölüm 2K olunca anca gelir. Sizi seviyorum. Yeni bölüm sırası Kod Adı: Bay Sapıkta. 

Yeni bölümde görüşmek üzere. 

Lütfen vote ve yorumlar çok olsun! 

Demir'in Hirası (Zoraki evlilik) #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin