61-Sonuçlara katlanmak

Comenzar desde el principio
                                    

Koltukta rahat edemeyeceğim halde, seçme şansım yoktu. Hafifçe kaykılıp uyumaya hazırlandım. Bu sefer ne olursa olsun, gördüğümün kâbus mu gerçek mi olduğunu anlamak için çok dikkat edecektim. Uykuya daldığımı fark etmemiştim ama gözümü açtığımda, uyanmadığımı anlamıştım. Hastane odasında değildim.

Bir evin içinde, iki kişinin arasında duruyordum. Dikkatle bakınca bu iki kişinin, annem ve babaannem olduklarını fark ettim. Yüzleri hafif bulanıktı. Hatırladığımdan çok daha gençlerdi. Annemin benden daha genç olduğu bir yaşta olduğunu tahmin ettim. Babaannem sert bir dille anneme bir şeyler söylüyordu ama duyamıyordum.

Annem sessizce başını öne eğmiş, kendisine söylenen sert sözleri, cevap vermeden dinliyordu. Babamın içeri girdiğini gördüğümde çok şaşırmıştım. Ne kadar genç gözüküyordu. Sert bakışları hiç değişmemişti. Annemi oradan uzaklaştırmak için kolunda tutup çekti. Babaannem arkalarından bağırırken dönüp bakmadı bile.

Sahne değişti, evimizdeydik. Annemin kucağında bir bebek vardı. Bu bebeğin ben olduğumu tahmin ediyordum. Tek çocuk olduğum için başka bir çocuk olacağını düşünemiyordum. Babam mutlulukla anneme bakıp gülümsüyordu.

Herhalde en mutlu oldukları an buydu. Ardından sahne tekrar değişti. Babamı yoğun bakımda yatakta yatarken görüyordum. Başucunda duran gölgeleri gördüğümde, yine gölgelerle savaşmam gerektiğimi anlamıştım. Üçüncü Göz'ümden çıkaracağım ışıkla tüm gölgeleri yok edecektim.

Ben daha harekete geçemeden Kâbuslar Kraliçesi odada gözüktü. Gölgeler saygıyla geri çekildiler.

"Benimle mücadele edebileceğine emin misin insan?"

"Babamı rahat bırak, yoksa seni ve uşaklarını yok ederim" dedim.

"Kendinden bu kadar emin olman güzel ama babanı da beraberimde götürebileceğimi bilmeni isterim. Senin gücün beni yok etmeye yetmez, ben babanın bir daha uyanmamasını sağlayabilirim."

Kadının sözlerindeki tehdit çok gerçekçiydi. Şimdiye kadar uşaklarını yok etmekten öteye gidememiştim. Onu yok edebileceğimden emin değildim. Ne istediğini öğrenip anlaşmaya çalışmalıydım.

"Benden ne istiyorsun?" diye sorduğumda keyifle kahkaha attı.

"Demek anlaşma yapmak istiyorsun. Tamam, yapalım bakalım. Senin işime karışmandan bıktım. Sürekli kâbuslarımı yok ediyorsun ve senin yüzünden korkuyla beslenemiyorum."

Kâbuslar Kraliçesinin korkuyla beslendiğini öğrenmiş oldum. Bu bilgiyi ileride mutlaka kullanacaktım.

"Tam olarak istediğin ne o zaman?"

"Astral seyahati ve rüyalara girmeyi bırak."

Bu isteği aşırıydı. Rüyalar neyse de, Astral seyahate ihtiyacım vardı. "Rüyalara girmemeyi kabul ediyorum ama astral seyahati bırakamam."

"Şartlarımın tamamını kabul etmiyorsan, babanın bir daha uyanmayacağını anlamalısın."

Gitmeye davrandığında hızlı bir karar vermem gerektiğini anlamıştım. Ruhani âlemi ne kadar önemsesem de, babam benim ailemin direğiydi. Onu kurtarabilmek için her şeyi yapardım.

"Tamam kabul ediyorum" dedim teslim olarak. Kraliçe meşhur kahkahasını atarak, "sonunda anlaştığımıza sevindim."

"Babamı rahat bırak, uyandığı andan itibaren anlaşmaya uyacağım."

"Anlaştık" dedikten sonra, kâbusları ile birlikte kayboldu. Babamın başucuna gelip elimi alnına koydum. Uyanmasını bekliyordum. Gözlerini açtığında, beni gördüğüne şaşıracaktı. Göz kapakları titreştiğinde umutla bekledim. Zorlanarak gözlerini açtı, yine kapattı. Birkaç kez kırpıştırdıktan sonra gözlerini açık tuttu.

"Oğlum."

Bu tek kelime gözlerimin dolmasına yetmişti. "Efendim baba."

"Ne oldu bana? Sen ne zaman geldin?"

"Rahatsızlandığın için hastaneye getirdik baba. Annem sana kıyafet getirmeye gitti, beni aradığında hemen geldim."

Babam gözlerini tekrar kapattı. Açmadan konuşmaya başladı. "Artık geri dönebilirsin, beni merak etme."

Tekrar o soğuk ses tonuna kavuşmuştu. Kore'ye dönmemi istiyordu. "Senin iyi olduğunu gördükten sonra döneceğim" dedim aynı ses tonuyla.

Aklımdaki soruyu sormadan dönersem, verdiğim karardan pişman olacaktım. "Benden neden nefret ediyorsun baba?"

İşte sormuştum. Alacağım cevaptan korksam da, bilmek zorundaydım. Babamın gözlerinden bir yaş damladığını gördüğümde şaşırmıştım.

"Senden nefret ettiğime mi inanıyorsun oğlum. Senin doğduğun gün benim en mutlu günümdü."

Gördüğüm rüyayı düşündüm. Babam benim bebekliğime bakarken mutlu görünüyordu. O zaman ne değişmişti de bana karşı soğuklaşmıştı.

"Neden her zaman bana karşı mesafelisin baba? Sevgini hissettirmemenin sebebi nedir?"

"Babaannenden dolayı oğlum. Anneni hiçbir zaman kabullenmedi. Ona veya sana yakın davrandığım zamanlarda, bana hakkını helal etmeyeceğini söylerdi. Seni içimden geldiği gibi sevemedim. Beni affet oğlum."

Babaannemin beni bir kez bile sevdiğini hatırlamıyordum. Her zaman, babam beni sevmediği için babaannemin de öyle davrandığını düşünmüştüm.

Yanılmıştım.

"Sen de beni affet baba. Sebebini bilmeden sana karşı kırgın kaldım."

Biz birbirimize sarılırken aklıma annem geldi. Babamın uyandığını haber vermeliydim. Müsaade isteyip telefonumu çıkarttım. Anneme iyi haberi verdiğimde hemen geleceğini söyledi. O gelene kadar biz sohbet etmeye devam edecektik.

Kapı açıldığında annemin geldiğini sanıp ayağa kalktım. Fakat Cemile'nin endişeli yüzünü görünce meraklandım.

"Ne oldu Cemile?"

"Dışarıda konuşabilir miyiz?"

Babama hemen döneceğimi söyleyerek dışarı çıktım. Cemile konuşmakta kararsız gibiydi. Sonunda ağzındaki baklayı çıkarttı.

"Teykel ve Kâbuslar Kraliçesi güçlerini birleştirip meclise saldırıyorlar. Bulabildiğimiz tüm yardıma ihtiyacımız var. Astral çıkışla yardıma gelmelisin."

Korktuğum başıma gelmişti. Kraliçe babamı kullanarak benim savaştan uzak durmamı garanti etmek istemişti. Teykel'le yaptığım anlaşma da beni kısıtlıyordu. Cemile'ye yardımcı olamayacağımı söylemek istemiyordum ama başka bir çarem yoktu.

Kötüler tarafından kandırılmıştım ve sözümü bozarsam babam ve ben güvende olmayacaktık. Cemile benden cevap bekleyerek gözümün içine bakıyordu.

"Üzgünüm" dedim "Yardımcı olamam. Ailem tehlikede ve ben uzak durmalıyım."

Cemile hayal kırıklığı içinde uzaklaşırken, çaresizce arkasından bakıyordum. Uzak durursam benim yüzümden dostlarım zarar görebilirdi, karışırsam da ailem. Allah'tan bir çıkış kapısı göstermesi için dua ediyordum.

Neyi seçersem seçeyim sevdiklerim zarar görecekti.

-DEVAM EDECEK-

Yayımlanma tarihi: 06.12.2015

Kelime sayısı: 1227



Üçüncü Göz (SY)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora