18.Bölüm "ARAF" (1. Kısım)

Mulai dari awal
                                    

"Dertleşmek için geldim, " diyerek sözümü kesti.

Yarım bir vaziyette ona doğru döndüm. "Bir derdin mi var? Anlat."

"Benim değil, senin var gibi," dedi.

Dilimi şaklattım. "Yo, yok. Sana öyle gelmiş."

Gözlerini devirdi. "Aptal değilim, Bora."

Umursamaz bir şekilde kaşlarımı havaya kaldırıp "Ne güzel," dedim.

"Bora," dedi uyarıcı bir sesle. "Açık konuşacağım; beni Merve gönderdi buraya. Artık ona karşı ilgisiz olduğunu düşünüyor ve epey üzülüyor. Ben de onun üzülmesine üzülüyorum. Ama başka bir neden daha var."

Yönümü tamamen ona çevirip sordum. "Neymiş?"

"Sensin," dedi. "Merve'nin üzülmesi önemli, evet. Ama senin başka bir karın ağrın var gibi. Merve ile seni ben sevgili yaptığım için gelmedim buraya. Ya da Merve arkadaşım olduğu için. Seninle... Bugünlerde pek iyi anlaşmasakta güzel bir başlangıç yaparak dost olduk. Berk ile daha samimi oldum o ayrı..." Biraz durup devam etti. "Ama senin yerin de ayrı. Demek istediğim; arkadaşım olduğun için, ne derdin var merak ediyorum. Merve gönderdiği için veya ilişkinizi düzeltmek istediğim için değil."

Kaşlarımı çattım. "İlişkimizi düzeltmek istemez misin yani?"

"Merve'ye değer veriyorsan evet, kalbinde başka biri varsa hayır."

Sigaramı dudaklarıma götürüp yavaşça içime çektim. Konuşurken dumanlar dudaklarımın arasından kaçıp gitti. "Merve'ye değer veriyorum ama... şündüğüm başka biri var."

"Nasıl yani?" diye sordu.

Omuz silktim. "Bilmiyorum. Eski sevgilim ve sürekli etrafımda. Onu düşünmemem için gözümün önünde onun yerine Merve'nin olması gerekir." Sigaramdan bir nefes daha alıp ucunu yere bastırdım. "Ama aksine, o hep yanımda, Merve hiç yanımda değil."

"Çünkü Merve senden bir adım bekliyor," dedi.

"Bence beklemesin," dedim net bir şekilde. "Zor durumda olan benim, onun bana adım atması gerekir." Sigara paketini yerden alıp ayağa kalktım. "Ama ona söyle, biraz acele etsin. Çünkü o bana daha bir adım atmadan ben başkalarına koşuyor olabilirim."

Ceren'in konuşmasına izin vermeden arkamı döndüm ve merdivenlere doğru ilerlemeye başladım. Arkamda oluşan hareketlilikten Ceren'in de ayağa kalktığını tahmin edebiliyordum. Peşimden gelmek yerine, orada kalıp seslendi. "Bora!"

Muhtemelen aynı şeyleri konuşup yine bir yere varamayacaktık. Arkamdan bağırmasına aldırış etmeden ilerlemeye devam ettim. Ceren akıllı kızdı. Bunu Berk'le arkadaşlık kurabilmesinden anlamıştım. Verdiğim mesajı anladığına ve en uygun şekilde Merve'ye ileteceğine emindim.

Ceren'den

Bora'nın iğrenç bir bunalımdan geçtiğini şu ana kadar nasıl fark etmemiştik, hayret ediyordum. Özellikle de Merve'ye. İnsan sevgilisinin neden böyle olduğunu merak etmez miydi? Şahsen ben, "bana ilgi göstermiyor," bahanesi ile kenara çekilmek yerine, ilgi gösterene kadar çabalardım. Başka bir kız olduğu, cidden aklımın ucundan dahi geçmemişti. Zaten kızın kim olduğu falan da umrumda değildi. Sadece Bora'nın kim ile mutlu olacağını önemsiyordum.

Elimde kalakalan, içemediğim sigaramla harekete geçip merdivenlere doğru ilerledim. Merve'ye bu olayı en az kırılacağı şekilde nasıl izah edecektim bilmiyordum. Sonuçta başka bir kız vardı, boru değil. Uzun zamandır böyle muhabbetlerden geçmemiştim. Çünkü uzun zamandır sevgilim yoktu. En son Berkay'la görüşmüştüm evet; ama aklıma arada bir bile gelmiyordu.

TAKINTITempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang