bölüm-49(KATİL)

Start from the beginning
                                    

Çok tanıdık geliyordu.bir o kadar da yabancı...bileğe bağlı kolu koynuma doğru çektim ve hayata tutunma amacımmış gibi sıkıca sarıldım.sızlayan gözlerim uykuya yenik düşmeden son kez açabildim dudaklarımı.

Son nefes kırıntılarını da,kalbimin acısı için kullandım.

"onu benden uzak tutun"dedim.kalbimin tek sahibi.kalbimin yarasıydı.

"kimi?"diye sordu yabancı-tanıdık ses.

"kuzey"dedim...kalbimi en çok sen kırdın ama o kalp bir tek seni sevdi kuzey.sen titremeden bir adamı vurdun ama namludan çıkan kurşun aşkımıza saplandı bilemedim.o adamın kalbinden kan fışkırdı ama o kanlar bizim yaralarımızdı.

************

Gözlerimi açmakta bir hayli zorlanıyordum ama evin içinde yükselen sesler o kadar fazlaydı ki,sızlamalara aldırmadan araladım gözlerimi.bütün vücudum ağırıyordu ve boğazım yanıyordu.

"ela saçmalama!"diye bağırdı bir ses "ne demek görmek istemiyor!"ses yaklaştıkça uyuyan her hücreme acı geldi oturdu.herşey yeniden doldu gözlerime.yatakta sinerek onu göndersinler diye dua etmeye başlamıştım bile.istemiyordum onu görmek.bir canı alırken kırpma gereği bile duymadığı gözleriyle buluşmak istemiyordum.yorganıma sıkıca sarıldım ve sesini duymamaya çalıştım.gözlerimi sımsıkı kapatıp hiç uyanmamış olmayı diledim.

Odamın kapısı sertçe açılıp duvara vurduğunda reflex gözlerimi açtım.kuzey bana doğru hızla yaklaşırken birden diklenip kendimi yatak başlığına dayadım ve yalvarmaya başladım.

"lütfen dokunma bana!lütfen yapma kuzey lütfen"o kadar içten yalvarıyordum ki bir an donup kaldığını gördüm ama hemen kendini toplayıp ellerini bana uzattı.

"DOKUNMA!dokunma bana dokunma lütfen.ben bişey yapmadım kuzey ben bişey görmedim dokunma bana."ağlamaya başlamıştım ve kuzey şaşkınlıkla olduğu yerde çakılı kalmıştı.bana dokunmasından korkuyordum.ellerindeki kanı bana bulaştırmasını istemiyordum.ela arkasından içeri girip hemen yanıma gelince ona sarıldım ve başımı boynuna gömdüm.

"ela gitsin buradan"dedim ağlayarak "dokunmasın bana istemiyorum"ela sırtımı sıvazlamaya başladığında kuzey de şoktan çıkmaya başlamıştı.

"ne oluyo lan burada!"bağırmamıştı ama sesi beynimin içinde yankılandı sanki.ellerimi kulaklarıma örtüp dizlerimi kırdım ve başımı dizlerime yaslayıp küçük bir nokta olmaya çalıştım.

"ela kızmasın bana lütfen"dedim.beni duyup duymaması umrumda bile değildi. "ben bişey görmedim ela"ela yine sırtımı sıvazladı

"tamam bebeğim bağırmıyo"dedi anne şefkati kokan bir sesle "kızmadı kuzey sana,seviyo seni"başımı kaldırıp kuzeyi aradım.gözlerinden anlamadığı o kadar belli oluyordu ki.

"sevmesin beni ela"dedim bakışlarımı kuzeyden çekmeden "ben onu seven her zerremden vazgeçtim oda benden vazgeçsin"kuzey yavaş adımlarla bana yürümeye başladığında olabildiği kadar kenara çekildim.

"gelme kuzey"diye fısıldadım "git seni görmek istemiyorum"beni dinlemeyerek yatağın kenarında diz çöktü ve beni incelemeye başladı.

"dün gece nerdeydin tanem?"diye sordu özellikle fısıldayan bir sesle.

"görmedim ben bişey kuzey lütfen kızma bana git buradan!"sıkıntıyla gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı

"benden korkuyomusun?"deli gibi başımı sallamaya başladım.biraz beni izledikten sonra

"neden?"diye sordu.aklıma binlerce neden geldi.

O tetiği çektin diye,ellerin titremedi diye,çıkan seste gözlerini dahi kırpmadın diye vs vs.söyleyebileceğim tek şeyi söyledim.

"katilsin sen"dedim.ela donup kalırken kuzey hafifçe üstüme doğru eğildi.

"dün gece nerdeydin?"ellerine kan bulaştı senin,benim bembeyaz aşkımı kirlettin sen,baban gibi oldun...başkasının canından çok kolay vazgeçtin kuzey...

"katil."dedim fısıltıyla çıkan bir sesle "sen katil oldun"tek elini saçlarının içinden geçirdi.sakin kalmaya çalışıyormuş gibiydi.

"dün gece nerdeydin tanem."her heceyi vurgulayarak söylemesi beni hepten korkutuyordu.

"ben bişey görmedim"dedim yine "nolur kızma ben bişey görmedim"bir anda ayağa kalkıp bağırdı.

"nerdeydin lan dün gece!"anında geriye sıçradım ve ellerimi yüzüme kapattım

"git buradan git gitt!"ela yanımdan kalkıp kuzeyi kolundan çekerek kapıya yönlendirince,kapıda bekleyen kızları gördüm.imranın gözleri kızarmıştı,mineninse yüzünde kocaman bir şaşkınlık ifadesi vardı.ela kuzeyi çıkarınca kızlar içeri girip bana sarıldılar.kendimi bez bebek gibi hissediyordum.kollarım pelteye dönmüştü sanki,beynim durmuştu.

"gitti kuzum"dedi mine ağlak bir sesle,cevap veremedim onun yerine hıçkırdım.dış kapının kapanma sesi gelince rahatlayarak bastırmaya çalıştığım iç çekişlerimi serbest bıraktım.hüngür hüngür ağlamaya başladım.nefesim yetmeyince öksürüyor sonra yine devam ediyordum ağlamaya.ela yanıma geldi ve kızları kaldırdı.

"mine bir bardak su getir"dedi "İmran sende kes zırlamayı telefonumu getir"ikiside odadan çıkınca ela bana sarıldı.yatakta aşağıya kaydım ve kollarımı beline dolayıp başımı karnına yasladım.

"ela gidelim mi buradan?"diye sordum güçlükle çıkan sesimle.ela saçlarımı okşadı.

"gidelim bebeğim"dedi.imranın getirdiği telefonu alıp bir yeri aradı ve teli kulağına götürdü.

"alo anne"diye seslendi telefona "ben birkaç arkadaşımla gelicem haberin olsun-akşama doğru gelmiş oluruz-ev arkadaşlarım anne-tamam öpüyorum"telefonu kapatıp kenara koydu ve hafifçe gülümsedi.

"gidiyoruz bebeğim"diye fısıldadı kulağıma eğilip "her şey geçene kadar dönmemek üzere gidiyoruz"imranda elanın diğer tarafına uzanıp kolunu bana sardı.

"gidelim"dedim bomboş bir sesle "kaçalım ondan,bulamasın bizi..."

yazdığım en duygusal bölümdü sanırım,çok yorgundum o yüzden kısa tuttum malum diğerine de bölüm geldi...kendiliğinden oluşmuyor bu kitaplar naparsınız=)keyifli okumalar bebeciklerim.fırsat bulursam salıyı beklemeden yayınlarım yeni bölüm lakin fırsat bulamazsam beni idare edin...öpüldünüz=)


AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)Where stories live. Discover now