IN ISLAND 5

906 89 42
                                    


-

Bazen hayatında başına gelen kötü şeyleri unutmak istersin. Hayatım bir film olsaydı ve ben bunun üzerinde düzenlemeler yapabilseydim o geceyi silerdim mesela.

"Biliyorum, kızacaksın ya da benim seni kıskandığımı düşüneceksin ama ben bu çocuğa hiç güvenmiyorum Tuğçe. Yani yanlış anlama ama bu tür çocukların bizim gibilerle ne işi olur ki?"

Ayna karşısında son hazırlıklarımı yaparken bana müdahale etmeye çalışan Betül'e kızgınlıkla baktım.

"Bazen seni hiç anlayamıyorum Betül. Çocuk bana aşık. Bu hayatta başka ne isteyebilirim ki? Bence sen de bu saçma kuruntularını terk et artık. İyi olacağım."

"Bak Tuğçe sen benim arkadaşımsın diye söylüyorum. Bu çocuk seni yatağa atmak isteyen tiplerden. Böylelerini çok gördüm. Kendini fazla kaptırma, ben bunları seni düşündüğüm için söylüy-"

Çalan kapıya doğru adeta Pietro gibi koşuşum Betül'ün susmasına neden olmuştu. Üstümü iyice düzelttikten sonra kapıyı büyük bir gülümsemeyle açmıştım.

"Naber güzellik?"

Mükemmel dişleriyle gülümserken bunu dediğinde dudağıma minik bir öpücük kondurmuştu. Betül'ün bizi izlerken gözlerini devirdiğini tahmin edebiliyordum. Bana göre beni sadece kıskanıyordu.

"Koray seni sordu Betül. Bu gece istersen sen de bizimle gel."

Koray, Umut gibi yakışıklı ve zengin bir çocuktu. Ayrıca Umut ile çok yakındılar.

"Size iyi eğlenceler."

Yapmacık bir gülümseme yaparak bize elini sallayan Betül'e omuz silktim ve çantamı alıp Umut'la beraber evden çıktım.

Son model arabasına bindiğimizde heyecanla ona baktım.

"Nereye gidiyoruz?"

"Hayatının eğlencesini yaşamaya hazır mısın?"

"Tanrım..." Tom'un konuşması sessiz bir çığlık gibiydi. Hiçbir şey söyleyemiyordu. Sadece bana bakıyordu. Ben olanları anlatırken gözlerini bir an bile benden ayırmıyordu. Arada bir ellerini yumruk yaptığını görüyordum.


Her renkten ışıkların bulunduğu mekana girdiğimizde Umut'un elini sıkıca kavramıştım. Müziğin sesi kulak zarlarımı patlatacak şiddetteyken rahatsızlığımı belirtmek adına tek yaptığım şey kaşlarımı çatmak olmuştu. Mekanın köşesinde bizi bekleyen Korayların yanına vardığımızda Umut ve Koray erkeklerin yaptığı gibi selamlaşmışlardı. Korayla ben de selamlaştıktan sonra yumuşak koltuklara oturmuştuk.

"Betül neden gelmedi ya?"

Koray'ın müziğe karışan sesi zar zor duyuluyordu.

Umut bir elini arkamdan uzatarak omzuma koymuş, beni kendine doğru çekmişti.

"O benim kızım gibi değil."

Gözlerimi devirdiğimde kafamda "Ben nasıl bir kızım peki?" soru oluşmuştu ama sessiz kalmaya karar verdim.

Müzik şiddetlenip mekandaki herkes dans için ayağa kalktığında Umut da onlara katıldı ve elini bana doğru uzattı.

IN ISLAND | TOM HIDDLESTONDonde viven las historias. Descúbrelo ahora