Otuz Dokuzuncu Bölüm: Bekle, O Spor Çantasındaki De Ne?

8.9K 896 431
                                    


Vakit geçirmek için sokaklarda arabayla geziniyorduk. 

Nedense harika hissediyordum. Birisiyle çıkmak, birisinin kız arkadaşı olmaktandı sanırım. Birisinin seni sevdiğini bilmek, birisinin her zaman destek olacağını bilmekti. Parker'a bakarak gülümsedim. 

Bana döndü, "Niye gülüyorsun?"

Omuz silktim, "Soru neden güldüğüm değil, neden gülmeyeyim?"

Parker güldü, "İyi cevap."

Şimdi ikimiz de gülümsüyorduk. Sol eliyle arabayı sürerken sağ eliyle elimi tuttu. Sonra kırmızı ışığa geldiğimizde durdu ve sabırla kırmızının yeşile dönmesini beklemeye başladık. Birbirimize bakışlar atmaya devam ediyorduk.

İç çekti, "Daha fazla dayanamayacağım."

Parker kimsenin izleyip izlemediğini kontrol etmek için çevreye şüpheci bir bakış attı. Ve sonra bana doğru yaklaşmaya başladı. En azından ikimiz de aynı şeyi düşünüyoruz diye sevinebilirdim. Ben de ona yakınlaşmaya başladım ama sonra birden durduk. Bir araba kornası falan değildi, telefonum çalıyordu sadece.

Nefesimi bırakarak telefonu açtım, "Alo?"

"HAYIR! Naomi, sakın sakın onu öpmeye cürret etme!" Diye bağırdı karşı taraftaki, sesinin tonuna karşı yalpaladım.

Gözlerimi kıprıştırdım, "Jordan?" diye sordum şaşkınlık içinde.

"Aklından bile geçirme!" Diye emretti.

"Bu da ne-" diye mırıldandım. "Onu öpeceğimi de nereden biliyorsun sen?" Diye sordum.

Parker bana baktı, "Ne?"

"Konuyu değiştirme genç bayan, hele de toplum içinde aile var demelik şeyler yapmak üzereyken."

"Ve tekrar soruyorum, nasıl-" jetonum düştüğünde durdum, "Hayır bunu yapmış olamazsın."

Cevap yoktu.

"Yaptın mı?! Sana inanamıyorum."

Tabi ki Trace Ace sayesinde olmuştu! Elime fırsatı geçtiği gibi GPSimi kapatmalıydım. Bu uygulamayı kurduğuma pişmandım!

Kafamı camdan çıkartarak etrafa bakmaya çalıştım, "Neredesin? Seni öldüreceğim!"

"Naomi, kızma, biz sadece-"

"-delirmiş stalkerlar oluyordunuz, öyle mi?" diye bağırdım. "Bu tamamen özel hayatımı istila etmek! Nasıl buna cürret edersiniz? Seni de diğer o ikisini de öldüreceğim!"

"Ben ne yaptım?" Diye sordu Bennett. "Yani tamam Jordan ve Declan'ı öldürmeni anlıyorum sonuçta Declan da beysbol sopalarını getirmeyi-" durdu gerçekten beysbol sopası demişti, "Sonuç olarak neden ben?"

"Çünkü arabayı süren sensin!" 

"Ah, anladım," dedi sakince. "Tamam o zaman, devam et sen."

Yeşil ışık yandığı gibi arabayı sürmeye devam etti.

"Bir sorun mu var hayatım?" Diye sordu Parker ilgilenerek.

"Hayır, sorun yok, tatlım." dedim sesimden alay akarken. "Sadece Jordan'la konuşurken diğer bir yandan en ince detayına kadar ona yapacağım suikastı hayal ediyorum." Diye telefona konuştuğumda karşı taraftan kısık sesli bir sızlanma geldi.

"Jordan ile mi konuşuyorsun?" Diye sordu Parker son kısmı görmezden gelerek. "Selamımı söyle."

"Erkek arkadaşımın selamı var," dedim Jordan'a.

The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin