bölüm-44(sen benimsin!!)

Start from the beginning
                                    

"dokunmadım!"söylediği şeyi idrak edemedim

"ne?"bana yaklaşıp elimde olduğunu dahi unuttuğum şamdanı aldı ve sehpanın üzerine koyup elimi tuttu.

"sadece göstermelikti tanem"dedi "beni unutman için yapılmış bir tezgahtı"içimde yeşermeye başlayan umutları öldürmek ve bu adama güvenmek isteyen taraflarımı yok etmek istiyordum.

"babam yüzünden seni terk etmek zorunda kaldım"dedi "asıl hedefi sendin hasan değil!"bakışlarım umutla dolarken aklımda minenin anlattıkları canlanıyordu.

'ahmet dedi kötüymüş baya,babası yüzünden terk etmiş'

"ben senden bir an bile vazgeçmezdim, eğer seni senden çok sevmeseydim"sözcükleri yumuşacıktı ve ılık bir su misali kalbime doluyordu.

"babam beni tehdit etmeseydi"dedi "gözlerindeki hayal kırıklığına nasıl katlanırdım?"diye sordu "eğer kendi isteğimle terk etmiş olsaydım,seni bu hale getirmenin vicdan azabıyla nasıl hayatta kalırdım?"gözlerim yanıyordu.boğazım yanıyordu ve susamıştım.aklımdan tonlarca düşünce geçerken kalbim çoktan ona inanmıştı bile.aklım mantığını koru derken kalbim kanatlanmış kuzeyin ela gözlerinin kızarıklıklarına konuyor ve minik öpücükler bırakarak onu iyileştirmeye çalışıyordu.

Elini kaldırdı ve baş parmağıyla gözlerimden akan yaşları silip burnuma bir öpücük kondurdu.şu Dakka bana söylediği her şeye inanmaya hazırdım. O kadar kırılgan bakıyordu ve o kadar muhteşem gülüyordu ki, ben gay'im dese en fazla ne zamandan beri diye sorardım.hafiçe kulağıma doğru eğildi.

"şimdi misafirlerimizle kahvaltı yapalım sonra konuşuruz"diye fısıldadı ve diklenip elini sırtıma koyarak kırık kapının önünde evrim geçiren maymun görmüş gibi şaşkınlıkla bize bakan arkadaşlarımıza dönmemi sağladı.yüzlerindeki ifade o kadar komikti ki istemeden kıkırdamaya başladım.

"hoş geldiniz ya" dedim sanki az önce cinnet geçirmemiş gibi "ne iyi ettiniz.hadi ayakta kalmayın buyurun masaya"herkes şaşkınlıkla bana bakarak masaya yürümeye başladığında bende onlara katıldım ve arkama dönmeden kuzeye seslendim.

"hayatım plazmayı hasanın üstünden kaldır da masaya gelebilsin"dedim ve ekledim "ayrıca o süpürge saçlı kızıl şıllığı kovala gitsin"kuzey plazmayı kaldırırken konuştu

"duydun hatunu Aysel"dedi "hadi şimdi naş kırık kapıdan çıkabilirsin"yüzümdeki sırıtma büyürken kuzeye döndüm ve tam plazmayı kaldırıp hasanın omzunu pışpışlarken gördüm.

"kalk hasan valla bu hatun yürek yemiş ikimizide siker"hasan panikle yalpalayarak kalkarken kuzeyin yüzündeki gülümseme büyüdü ve baktığımı hissetmiş gibi başını kaldırıp gözlerime bakmıştı.

Çok ilginç bir çifttik ve dengesizdik ama onun gözlerinde gördüğüm şey yalnızca aşk olarak tanımlanabilirdi.bu gerçeği hiçbir çakıcı değiştiremezdi ki aşık olan çakıcı da dahil.belki öldürülecektim ama aşkı tatmadan ölmeyecek olmanın verdiği rahatlığı yaşıyordum.ben onu bu dengesiz haliyle sevdim,bana bakarken kararan gözleriyle,sinirlenince atan damarlarıyla sevdim ve bu gerçeği hiçbir şey değiştiremez. ÖLÜM DAHİL!

Tabi ki o avuca alınan ve öpülen elin hesabını soracaktım,o orospuların yanında söylediği lafları götüne sokucam hatta bitti cümlesine tövbe edene kadar elimden geleni yapıcam ama bunları yaparken onu sevmekten bir an bile vazgeçmeyeceğim.

Ben tanem sözer,ecelim olacak olan adama aşıktım ve mutlu bir ceset olacaktım ama şu an misafirimiz vardı ve onlarla ilgilenmem gerekiyordu.MİSAFİRLERİMİZ!BİZİM MİSAFİRİMİZ.

AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)Where stories live. Discover now