13- Savaş ve Sezon Finali Gibi Bir Bölüm

899 39 9
                                    

-Bölüm 13- (Sezon Finali gibi bir şey)

Her şey tamamdı. Geçidi açtım. Bu sefer daha büyüktü. Sonuçta Karanlık da geliyordu. Onun gövdesindeki gösterişli ve güzel eyerde önüme Elena arkama annem oturdu. Emniyet kemerlerimizi sıkıca bağladık. Evet, emniyet kemeri vardı çünkü diğer türlü çok zor oluyordu. Düşmek istemiyorduk.

"Hazır mısınız?" diye sordu Karanlık.

"Tamam, hazırız." diye yanıtladım ben de.

Karanlık büyük bir hızla önümüzdeki geçide daldı. Biz de üstündeydik tabii ki. Geçit Büyücüler Şehrinin üzerinde açılıyordu. Geçitten geçtik.

OLAMAZ! Burada ne olmuş böyle? Her yer yanmıştı! Şehir tamamen kül olmuştu! Etrafta hiçbir şey yoktu küller dışında, belki bir de küllerin üzerindeki ayak izleri... Ama... Ama arkadaşlarım? Hepsi ölmüş olamazdı değil mi? Yok yok, onlar yetenekliydi, kaçarlardı. Kaçmış olmalılardı. Onları aramalıydım.

Annem ve Elena da dehşet içinde şehre daha doğrusu küllere bakıyordu. Arkadaşlarım... Umarım kaçmışlardır. Kaçamadılarsa... Bu düşünceyle gözümden bir damla yaş geldi.

"Tyron..."

Bu annemdi. Tabii arkamdan gördü. Hemen gözyaşımı bükerek uzaklaştırdım. Yanağımdaki ıslaklığını da buharlaştırdım.

"Bir şey yok anne." dedim. Sesim az da olsa titremişti. "Eminim kaçmışlardır, bir şekilde kurtulmuşlardır."

"Oğlum, biz... Sana yük olmayalım. Eminim arkadaşların kaçmışlardır. Sen onları bulursun. Biz geri dönelim."

"H-Ha-Haklısın." dedim. Sesim titriyordu resmen.

"Karanlık, aşağı in."

Karanlık aşağı indiğinde hemen emniyet kemerini çözen bağı çektim. Kemerim açılınca aşağı atladım.

"Anne, siz inmeyin. Karanlık sizi götürsün." dedim. Sesim güçsüz çıksa da bu sefer titremiyordu. Geçit açtım. Karanlık, sen onları götür. Eve ulaştıklarından emin olduktan sonra düşünce bağıyla geçit açacağım yeri görürüm. Geri gelirsin. Ama unutma, annemlerin eve ulaştığından emin ol!

"Tamam. Sen de toprak bükerek araştırırsın. Biliyorsun ne yapacağını."

"Evet. Hadi, git!"

"Aslında şu anda bütün düşünce konuşmalarımız daha bir saniye etmedi."

"Olsun. Çabuk ol!"

"Tamam tamam. Bir saniye oldu şimdi."

Karanlık uçup geçide girdi. Arkasından geçit kapandı. Tyron toprak bükerek olanları öğrenmeye çalıştı. Ancak tek öğrenebildiği evlerden bazılarının nasıl yıkıldığı oldu.

Bu sefer yer altını araştırdı Tyron. Yer altını yokladı. Yüzlerce kilometre uzaklara baktı. Yoktu. Bunun üzerine burayı yakanların izlerini izlemeye koyuldu.

İzler batıya doğru gidiyordu. Batıda büyücülerin olduğu krallığın başkenti vardı ama! Acele etmeliydi. Bu sefer yer altını değil üstünü araştırdı. Sadece büyük bir ordu vardı. Kesin bu ordu şehri yıkan orduydu. Ama çok büyüktü. Bu sefer milyona yaklaşmıştı. O kadar 100 000 kişilik orduyu yendikten sonra nasıl böyle bir ordu kurmuşlardı?

[TYRON'DAN]

Hemen işe koyuldum. Daha doğrusu uçuşa. Artık daha hızlı olduğumdan daha hızlı uçabilme yeteneği de kazanmıştım ama yine de Karanlık ile karşılaştırılamazdı bile. Ben yürüme bir günlük yolu 2 saatte gidersem o birkaç dakikaya varırdı. Ama en hızlı haliyle. En yavaş haliyle ise bir, bir buçuk saatte.

ÖZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin