Wendigo

199 16 5
                                    

Açık camdan giren hafif rüzgarın esintisi ile sallanan beyaz perde ve perdenin arasından sızan sabah güneşinin ışığı ile güne başlamıştı April. April kollarının arasındaki yastığı sıkarak, derin bir nefes aldı. Odadaki sessizliği kapının çalması bozdu. Sanki dünyanın sonu gelmişti de bir tek bu odadakiler yaşayacaktı. Dışarıda ki içeriye girmek için çok ısrarcıydı. April kollarında ki yastığı fırlatıp ayağa kalktı, kapıyı açtı. "ANNE!" April kapıyı annesinin içeri girebilmesi için açık bırakıp yatağına yürüyüp yüz üstü yatağına yattı.

"Domuz gibi uyuyorsun. Kalk hadi hazırlan kahvaltıya gideceğiz." Annesi bir yandan söylenirken bir yandan da yerdeki yastıkları toplayıp, April'ın kıyafelerini katlıyordu. - Süper Anne Güçleri-

"Bu kadar dağınık olursan temizlikçiler senin bu kıyafetlerini çalarlar."

April kafasını gömdüğü yastıktan kaldırıp, annesine bir bakış attı. " 5 Yıldızlı bir otelde çalışan temizlikçiler neden benim beyaz elbisemi çalsınlar ki. Hem onlara nasıl olsun ki o?"

"Of. Hadi kalk hazırlan. Sen bizle takılmak istemiyor musun? Otelde bir arkadaş bulsaydın bizle takılmak zorunda kalmazdın."

April, komodindeki tokasını alıp saçlarını topladı. "Bulmadığımı kim söylemiş?" Alaycı bir gülümsemeyle.

"Ne arkadaş mı buldun? Kız mı erkek mi? Bahsetmediğine göre erkek. Kızım dikkatli ol." April'ın annesi heyecandan aralıksız konuşuyordu. Eminem'le bile yarışabilir durumdaydı.

"Hayır anne erkek değil. Kız." April bir saniye durakladı. Bahsettiği arkadaşın Nick olduğunu söyleyemezdi. April, Nick'i arkadaşı olarak gördüğü için bir süre kendisine şaşırmıştı.

"Adı da şey... Mmm... Wen. Wendigo." April bu ismi söylerken çok düşünmüştü ona bir yerden çağrışım yapıyordu ama nereden oda bulamadı.

"Wendigo mu? Hangi anne baba kızına bir canavar ismi koyar ki?"

-Wendigo:Amerikan yerlilerinin varlığına inandığı bir canavar. İnsan eti yemesiyle ünlü.-

"Di mi? Çok tuhaf" April, Wendigo'nun anlamını öğrendikten sonra kendi kendine söylenmeye başladı. "Gerçekten mi? Wendigo? Aklına ilk gelen isim bu mu?"

"Kızım bir şey mi dedin?" Annesi, April'ın tuhaf davranışını fark etmişti.

"Yok annecim yok bir şey içimden konuşuyordum" April yine kendine kızmıştı.

"Neyse o zaman biz babanla gidiyoruz sende o canavar arkadaşınla yaparsın kahvaltını. Dikkat et bilirsin ben efsanelere inanırım." April'ın annesi odadan çıkmıştı.

April, içi rahatladıktan sonra balkona çıkıp dışarıya baktı. Hava bu gün çok güzeldi. Daha sonra içinden "Şimdi ne yapacağım iyice tek başıma kaldım. Nick'i de bulamam ki. Kızım sende iyice kafaya taktın bu Nick'i kendine gel!" April içinden konuşurken dışardan gelen seslenmeleri duymamış olduğu için aşağıdan balkona atılan taşın April'ın omzuna çarpması sonucunda aşağıda ki Nick, April'ın dikkatini çekmişti.

"AH! Ne yani şimdide taş mı atıyorsun. Sen ne psikopat bir insansın ya!" April kolundan sekip balkona düşen taşı alıp aşağı Nick'e fırlattı. Yani fırlatmaya çalıştı.

"Sende gök yüzüne dalmış bakıyordun. Seslendim duymadın. Şey diyorum beraber..."

"Tamam yeter daha fazla bağırma şimdi babamlar duyacak. Yukarı gel." April balkondan içeri girip, balkon kapısını kapatıp, Nick'i de kimse görmesin diye perdeyi çekti. Ardından hemen kapı çaldı. April gidip kapıyı açıp, Nick girer girmezde kapıyı kapattı.

Dudaklarını Kendine SaklaWhere stories live. Discover now