Bölüm 7: Unutulmuş satırlar ve yağmur

92 4 0
                                    

Alnını alnıma dayayıp, gözlerini gözlerime dikip, sağ elini boynumun soluna ensemle birleşecek şekilde koyup, sana inanıyorum dedin.Ne açıdan, ne biçimde ve nasıl inanıyordun?

Kadın uyandığında böyle düşündü.Yataktan kalkmadan bu düşüncesiyle başbaşa kaldı bir müddet.Tavanda o düşünce şekilleniyordu.Görüntüleşiyordu.Sonra kafasını sallayıp yataktan doğruldu.Saçlarını geriye attı.Pencereden gelen esintiyle, pencereyi açık bıraktığını fark etti.Ayağa kalktı pencereye yöneldi.Ayağında bir şey hissetti.Bir zarf.Eline alınca yazıp göndermediği mektuplardan bir tanesi olduğunu fark etti.Adama.Yatağa yöneldi.Dizlerinin üzerine oturup, çarşafı kaldırıp yatağın altına baktı.Saçları önüne düşmüştü.Gördüğü manzara gönderilmekten vazgeçilmiş mektuplar mezarlığıydı.Nereye yığıldığı bile unutulmuş mektuplar.Hepsi önceye dayanıyordu.Az önce üzerine bastığı mektuba baktı.Kalkmadan mektuba uzandı.Biraz baktıktan sonra mektubu açtı.

"Senin yanında elini tutarken o ana kadar her şeyin iyi geçtiğini düşünüyordum.Bunun bir rüya olduğunu fark edene kadar."Bu bir rüya." dedim yüzüm düşerek."Bu bir rüya ve ben birazdan uyanacağım.".Bana dönüp "Bu rüyadan kimse beni uyandıramaz." dedin.Gülümsedim ve sarıldım.
Sonra da uyandım.
Bu arada, kirpiklerim uzadı.Uzun kelimesinden daha uzunlar diyebilirim.Ben bu durumu sevemiyorum, sevmem gerekir mi hiç düşünmedim.Seninleyken kısaydılar.Kısa kelimesinden daha kısa.Uzayışlarını görmeni isterdim.Sensiz uzamalarının bir anlamı olmalı.Öyle değil mi? Senin kirpiklerinse hep uzundu.Kirpiklerin bende kalmış olmalı." ...

Devam etmeden mektubu zarfın içine oradan da diğerlerinin yanına koydu.Çarşafı indirip ayağa kalktı.Bu anın onu etkisi altına almaması adına üzerini değiştirip dışarı çıktı.Döndüğünde unuturdu muhtemelen.
Yürümeye başladı.Havada yağmur kokusu vardı.Hem geldiğini hem geleceğini bildiren.Derin derin nefesler aldı gözü kapalı.Derin derin ciğerlerine doldu serinlik.Gözlerini açtı yavaşça.Rüzgârdan bir tutam saç alnına düşmüştü.Kafelerin önünden geçti, sokağı döndü ve yürümeye devam etti.Yağmur eşliğinde.Yağmur bir ona mı farklı yağıyordu? Ona değen her yağmur damlası ayrı bir anlam taşırdı.Etrafında yağmurdan kaçan, şemsiye açan insanlar görüyordu.O telaşın içinde fark edilmiyordu kadın.O telaşa dahil değildi.Hiç dahil olmamıştı.

"Gitme, sana muhtacım gözümde nursun, başımda tacım, muhtacım.Beni öldür öyle git, yaşamak için senin sevgine muhtacım..."
Adam Zeki Müren dizeleriyle uyandı.Müzikle uyumuş, müzikle uyanmıştı.Gözlerini ovuştururken şarkı kafasında istemsizce tamamlanıyordu. Sağına dönerek gözlerini açtı.Birkaç kez kırpıştırdı gözlerini.Derin bir nefes aldı.Ayaklarını yataktan aşağı salladı.Sonra da yataktan güç alıp kalktı.Banyoya yönelirken geceleri bir şeyler yazdığı masasına ilişti gözü.Lambayı açık bıraktığını gördü.Lamba kapının arkasında kalıyordu bu yüzden her zaman fark edilmiyordu.Uzun süredir yanıyor olmalıydı.Masaya yaklaştı kolunu uzattı ve lambayı söndürdü.Kolunu çekerken defterinin açık olduğunu ve bir şeyler yazdığını fark etti.Dün gece yazmamıştı.Önceki gecede.Aslına bakarsanız bir süredir geceleri eve içkili gelip sızıyordu.En son ne yazdığını düşündü.Hatırlayamadı.Elini ensesine koydu.Sonra oturup en son ne yazdığına baktı.

"Bu gece, ayık olduğum nadir gecelerden biri.Merak etme, çok içmiyorum.Biliyorsun, derdim kadar.Çoklar içinde az.Neden merak edesin onu da bilmiyorum pek.Ama biliyor musun? Ben seni çok merak ediyorum.Kapında sabahlasam, seni sürekli takip etsem, senin bunu fark ettiğinde -ki fark ettirmem- seni rahatsız etmesinden çok beni kahreder.Görüp dokunamamak..Yakın olup uzak kalmak.. Yakın olup aslında hiç yakın olamamak.Arasam,mesaj atsam bir yere kadar.Hoş, pek yüzüm olmuyor bunları yaparken.Sonrasında görememek katlanıyor.Dokunamamak katlanıyor.Ve ben hiçbir şey yapamıyorum.Ben uzun süredir bir şey yapamıyorum.Ben çoğu zaman nefes aldığıma bile inanmıyorum."

O sırada Erkin Koray - Yağmur şarkısı çalıyordu.Müziği kapatmamıştı uyandığında. Sanki şarkı hüznüne ortak oluyordu.Ayağa kalktı gece yıldızlarla konuştuğu pencereye geldi, şuan yağmura karşı sustuğu pencere olmuştu.Cama çarpan yağmur damlalarını izledi.Sonra pencereyi açtı.Damlaların ona dokunmasına izin verdi.Şarkıya beden oldu sonra.

"Yağmurun sesine bak, aşka davet ediyor.Cama vuran her damla beni harap ediyor.Bu yağmur seni benden alıp götüren yağmur..."

Farkında olmadan şarkıya eşlik etmeye başladı.

"...Ne zaman kapım çalsa sen geldin sanıyorum.Korkarım ki aşkımı boş yere arıyorum.Yine yağmur yağacak beni benden alacak.En acı ızdırabın deryasına salacak..."

bulut avcısı

ŞAİR KADIN ŞİİR ADAMWhere stories live. Discover now