Bölüm 6 : Fark

100 7 0
                                    

Kadın ekranda boş sayfada gidip gelen imlece takılıp kaldı.Bu gece ne yazacağını, neleri seçip yazacağını düşünüyordu.Bir şeylerin gidip geldiğini fark etti sonra.Bulut gibi, güneş gibi, gece gibi.Kendisinin de bir yerden gidip geldiğini düşünmeye başladı.Gidipte gelemediğini.Yaşanan ya da yaşanacak bir şeyler olmamasına rağmen, yaşanmış şeylerde kaldığını düşündü.İnsan tekrar bir şeyler yaşaması için gitmeliydi.Ya da en azından bir yerde kalmamalıydı.Bir yere bağlı kalmamalıydı.Çünkü öyle olursa ordan bi yere gidemezdi.Hep orda olması demek, hiçbir yerde olmamasıyla denkti.İnsanın aklı bile bir şeyle değil, birden fazla şeyle doludur diye devam etti.Kadın, vaktini nasıl geçirebileceğini bulmuştu.Yazarak.Sürekli bir şeylerin adını koyarak, koymaya çalışarak.Hislerini anlamlandırmak önemliydi çünkü insan ne hissediyorsa oydu, bu yüzden hislerini bilmek kendini bilmekti.Kolaylıktı anlatabilmekte.Anlatmak istediği müddetçe.İnsan ne anlatmak istediğini, nasıl anlatmak istediğini bilse bile susardı bazen.Anlattığına değmeyeceğini bilirdi bazen.Bazen de anlatmazdı işte.


Adam boş bira şişelerine baktı, camdan gelen rüzgarın esintisi ve perdelerin hareketiyle.Bu gece ne yapsa diye düşünüyordu.Yapacak bir şey bulamıyordu.Elinin arada telefona gitmesinden ve anıları düşünmekten başka.Sigarasını sarmakta iyiydi.Başka da iyi olduğunu konu bilmiyordu.Varsa da o bilmiyordu.Yerdeki çöp birikintilerinin arasından geçerken, yeni sardığı sigarasıyla birlikte pencereye çıktı.Önce aşağı geceyi aydınlatan renkli ışıklara, arabalara, evlere, yürüyen insanlara baktı.Sonra da gökyüzüne yıldızlara baktı.En parlak şeyler onlardı.Gecenin lambaları.Ve adamın konuşabildiği tek varlıklar.Her gece çıkıp onlarla konuşurdu.Hepsiyle.Gözünün gördüğü bütün yıldızlarla.Sanki onlar anlıyordu onu, hatta ona cevap bile veriyorlardı.Gecelerini sigara sararak ve yıldızlarla konuşarak geçiriyordu.Arada da dışarı çıkıp yürüyordu.Gündüzleri de uyuyarak bitirmeye çalışıyordu.Gündüzlerin bi önemi yoktu.Fazla cadde gürültüsü, insan sesi demekti.Gereksiz aydınlıktı her yerin güneş görmesi.Güneş görmemesi gereken yanları vardı.Geceleri böyle olmuyordu.Sessiz, sakin ve karanlıktı.İhtiyacı olan bu muydu, yoksa yaşadığı için adepte olduğu bir durum muydu diye düşünüyordu ve ayırt edemiyordu bunu.Sonra sigarasını aslında hiç yakmadığını fark etti.Bir süre baktı sigaraya.Sonra diğer yakmadığı sigaraların yanına koyup, uyumaya gitti.Sigaraları sarıyordu ama içmiyordu.Hep ağzına alıyordu ama konuşmaya başlayınca kalıyordu.Sonra da yakmasına değmiyordu.Ve adam aslında hiç yaşamadığını fark etti.Bunu fark etmek, yaşamaktan daha çok acıtmıştı.Çünkü bu zaman kadar fark etmeden yaşayabilmişti.Fark ettikten sonra yaşanmıyordu.Ve o da yaşamamaya başlamıştı.

bulut avcısı

ŞAİR KADIN ŞİİR ADAMWhere stories live. Discover now