Bölüm 55 : "Oğlumun vaftiz babası olana kadar yaşamalısın, Pati."

3.4K 194 33
                                    

Beklettiğimi biliyorum ama lise falan çok zor işler. Instagram'da aktif olmaya çalışacağım böyle Harry Potter Insta Fan sayfalarına merak saldım bu aralar neyse, sizi bölümle başbaşa bırakayııım.

Keyifli Okumalar...

Lily camın önünde duruyordu, yağmuru izliyordu. James 2 saat önce çıkmıştı ve hala geri dönmemişti. Başına bir şey gelmiş olmasından korkmamak elinde değildi. 

Pof! 

Şömineye baktığında bir kağıt parçasının tütsülenmiş halde durduğunu gördü. Bu bir Yoldaşlık mesajı olmalıydı, asasını kağıdın üzerine doğrultup bir büyü mırıldandı ve karışık halde duran harfler sıralandı. 

Büyük olay. 

Köprünün girişinde.

1. dereceden kırmızı alarm. 

1. dereceden kırmızı alarm... Yoldaşlık'tan birileri tehlikede demekti bu, Lily o an ne kadar bunu reddetse de, James'in de o işin içinde olduğundan emindi. Gitmeliydi. Bir kişi, bir kişiydi. 

Koşarak odasına çıktı ve üstüne daha kalın bir şeyler giymeye karar verdi, hava soğuktu ve o kargaşada soğuğu düşünmek istemiyordu. Gözü yatağın üzerine takılmıştı. Eski pelerin öylece serilmiş duruyordu, Lily bir saniye tereddüt etmeden pelerini aldı ve kendini dışarıya attı.

**

Geniş bir alana dağılmışlardı. Bu Yoldaşlık için iyi miydi tartışılırdı, kişi başına neredeyse 5 Ölüm Yiyen düşüyordu. Muggle kovucu büyüler olduğunu adım atar atmaz anlamıştı Lily. Yoksa bu kadar ilgi çekici bir olay nasıl gözden kaçardı? 

Önce kısa boylu arkadaşını Peter Pettigrew'u gördü, saldırı büyülerinden çok koruma büyüleri yapıyordu. Biraz daha dikkatli baktığında siyah saçları gördü, Sirius Black. Ona doğru ilerlemeden önce gönderebildiği kadar Ölüm Yiyen'e lanet gönderdi, kimse ne olduğuna bakmıyordu çünkü her yerden gelmiş olabilirdi. Pelerinin altından ani hareket yapmak zordu ve James kimsenin böyle bir pelerine sahip olduklarını bilmelerini de istemiyordu. Lily pelerini üzerinden çıkarttı ve ağaçlardan birinin dalına astı, burada kimse göremezdi. Koşarak Sirius'a doğru ilerledi ve sırtına yaslanarak birkaç lanet savurdu.

"Kimse sana düşmana sırtını dönmemen gerektiğini söylemedi heralde Black." Sirius son dakikada bir kalkanla onlara doğru gelen laneti engelledi.

"Senin burada ne işin var?" diye seslendi Sirius. "Daha önemli işlerin var!" 

"Sersemlet- ne gibi?" Lily nereden ne geliyor diye bakıyordu, etrafta cisimlenerek gelen birkaç Yoldaşlık üyesi daha gelince sevindi, Dumbledore neredeydi? En çok ihtiyaçları olduğu anda kaybolmaya ne hakkı vardı?

"5 numaraya sahip çıkmak gibi! Çıldırdın mı sen? O bizim kadar dayanıklı olamaz." Lily bir çığlıkla lanet yaptı ve Ölüm Yiyen devrildi. Acaba kimdi? Maske takıyorlardı ve her seferinde Hogwarts'ta her gün yüz yüze geldiği birine kalıcı hasar verdiği- belki de öldürdüğü ihtimali canını yakıyordu.

"O James ve benim bebeğim. Ayrıca senin de Vaftiz oğlun. Ondan daha dayanıklısı olmayacak, emin ol. Bir geleceği hak ediyor." Sirius o an dalgınlıkla sırıttı. Az ileride kuzguni saçlar gözüne çarptı. Görüntü hemen kaydı, James ağaca çarparak yere düştü ve o sırada Ölüm Yiyen'i Dumbledore'un devraldığını gördü, gelmişti. 

"James." diye fısıldadı Lily. 

"N'olmuş?" Sirius'un asasından çıkan ışıkla o an tanıdığı Rodolphus Lestrange'ın asasından çıkan ışıklar birleşti. Sirius ortada birleşen hüzmenin dağılıp ikisinin de büyüsünün etkisizleştiğini gördü.

Çapulcu Hatırası ღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin