5. Bölüm

14.9K 879 60
                                    

Multi:Ilgaz
(Not: Sonradan okuyanlar için Ilgaz karakteri değiştirilmiştir.)

***

Şoku hala atlatamamıştım. Boş boş Emre'nin suratına bakarken bir yandan da bu odada ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Dışarıya çıkmak için hamle yaptığımda kolumdan tutup beni içeri çekti. Ardından da kapıyı kilitleyip anahtarı cebine koydu. Kalbim vücudumdan kopacakmış gibi atarken
-Naptığını sanıyorsun sen! Diye gürledim.
Düşünceler beynimde cirit atıyordu.
Bana doğru iki adım atınca istemsizce geriledim. Sırtım duvara yapıştı. Aramızda sadece bir adımlık mesafe vardı. Ve aramızda ki mesafesizlik beni rahasız ediyordu.

Bu benim aşık olduğum Emre değildi. O bana kıyamazdı. O beni gözünden bile sakınırdı. Canımın yandığını hissettim. Gözlerimin içine içine bakması sinirimi bozuyordu.

Elleriyle çenemi tutup gözlerimi gözlerinde sabitledi. Gözlerinde çözemediğim bir şey vardı. Sinirlenmiş miydi.

-Bana dokunma!

Elini çenemden çekmedi.
-Elini çekmezsen bağırırım. 50 tane teyzenin yanlış anlamasını istemezsin değil mi?

Elini istemsizce çekti.

Ben kalbimi donduran gözlerine bakarken konuştu.
-Sevgili yapıyorsun, Egemen'le can ciğersin. Ama benden uzak durmak zorundasın? Ne demiştin..Nasip..nasibi beklerken babayı aldık be Leyla. Bana nasipte onlara gelince--

Devam etmesine izin vermedim.

-Çünkü aptalın tekisin sen! Ben daha 17 yaşındaydım. 17! Sana nasip dedim. Zamanı gelir kader bizi bir araya getirir dedim. Ne bekliyordun seninle yıllarca sevgili kalacağımı mı?
Ilgaz'ın teklifini kabul ettim Çünkü o benimle helal yoldan evlenmek istedi. Sense benimle yıllarca sevgili olmak istedin!

Boynunda bir damar seyirdi.
Derdi neydi bunun?
Ayrıca ne saçmalıyordu? Yok sevgili, yok Egemen!
Bana böyle bir şeyi nasıl yakıştırırdı?
Ben öyle bir kız mıydım?

Gözleri gözlerimi delip geçsede aldırmadım. Elini çenemden çekti.
Işaret parmağını omzuma bastırdı.

-Bizi sen bitirdin. Para harcar gibi harcadın bizi. Şimdi bu durumdaysak bu senin suçun. Affetme kendini.

Tükürür gibi söylemişti.

Gözlerim doldu ama akmasına izin vermedim. Gözlerime acıyarak baktıktan sonra
-O sözlüne de bana baktığın gibi baktın mı hiç.
Belki de öpmüşsündür onu!

Ellerini omuzlarıma yerleştirip hısla silkeledi.
-Söylese öptün mü lan onu? Belki--

Elim tokat atmak üzere yol almıştı ki yanağına ramak kala durdurdum.

-Sen günaha girmeme deymezsin.

Gitmek istedim. Engelledi.

-Hem sen hangi hakla benimle böyle konuşursun? Evlenen o gün beni dinlemeden çekip giden sensin. Kim suçlu söylesene.

Ağzımı doldurdum. Söyleyecektim "gitmeseydin beklersen evlenebiliriz diyecektim" demek istedim. diyemedim. Evlenmeye kalkan bir adamın aklını bulandırmaya hakkım yoktu.

Kapının zorlanmasıyla yüreğim ağzıma geldi. Emre önce bana sonra kapıya baktı. Büyük ihtimalle Rana gelmişti. Anahtarı uzatınca boş boş suratına baktım. Ne yani ben ne yapabilirdim.
-Gönder şunu. Demesiyle
kaşlarımı çatıp uzattığı anahtarı aldım. Kapının kilidini dönderip kapıyı içerisi gözükmeyecek şekilde açtım. Rana tam içeri girecekken kapıyı hızla çekip merdivenlere doğru sürüklemeye başladım.
-Napıyosun kızım ya.
Rana'nın cırlamasını aldırmadan sürüklemeye devam ettim.
-Kızım benim sana çok önemli birşey söylemem gerekiyordu nasılda unutmuşum.
Salona indirip sessizce annemin yanına oturdum. Oda yanıma oturunca bir bahane düşünmeye başladım.
-Anlat artık. Diye sitem etti.
-Unuttum, ama söz aklıma gelince anlatıcam. Dedim şeker görünmeye çalışarak. Bıkkınlıkla nefesini dışarı verdi.
-Sen bir işler karıştırıyorsun ama hadi hayırlısı.
Dediklerini duymazdan gelmeye çalıştım. Bu sırada da Emre de yavaş yavaş merdivenlerden iniyordu. Gözgöze geldiğimizde bana göz kırpıp karşı tarafa oturdu. Ne kadar ona bakmamaya gayret etsemde başaramıyordum. Saçını başını yolup yüzüne tırnaklarımı geçirmek istiyordum.
Ona karşı anlam veremediğim bir nefret büyümüştü sanki içimde.
Hislerimi saklayamadığımdan başımı önüme eyip halının desenini izlemeye başladım.
Yapay bir çiçekten farksızdım. Konuşmayan, duymayan, hissetmeyen.
Ölmeyen değersiz bir çiçek.
Ben buydum. Kaybetse de sesini çıkarmayan, savaşsa da belli etmeyen. Sevse de söylemeyen.
Kendini kapatan, gizleyen, güvenmeyen, biriydim.
Beni bu hale getiren Emre'ydi.
Duygularımdan besleniyordu. Vampir gibi kanımı emiyor, bedenimi halsiz bırakıyordu.

Unutursam Fısılda -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin