I'm Here.

1.5K 80 33
                                    

Mickey hala hapishanedeydi. Buraya o sarışın kaltak yüzünden girmişti.Çıkınca acısını çıkaracaktı. Şimdiden planlamaya başlamıştı.Hatta onu tekrar öldürmeye teşebbüs edecekti. Bu sefer Debbie'nin yardım edeceğini zannetmiyordu. Geçen sefer çok korkmuştu. Ama bir yolunu bulup o sürtüğü öldürcekti. İsterse yeniden hapse girsin. Buna değerdi.

İlk defa içeride olmaktan mutluydu.(Ama bu Sammi'yi öldürmesini durdurmayacaktı tabi.) Çünkü 'ondan' uzaktaydı. Ian kalbini o kadar çok kırmıştı ki... Mickey onun için eşcinsel olduğunu açıklamıştı. Ian ise siktiğimin hastalığını bahane ederek onu terk ettmişti.

Mickey onu gerçekten çok sevmişti ama bu aralar bu hissi anlayamıyordu.Onun yüzünü uzun süredir görmemişti.Ve aklından silmeye çalışıyordu. Asla eskisi gibi olamayacaklarını biliyordu. Belkide burda birkaç kişiyi öldürüp hapis süresini uzatmalıydı. Onu gerçekten görmeyi istemiyordu. Hâlâ inanmıyordu ondan ayrıldığına. Ve hissedemiyordu artık bazı şeyleri. Çoğu şeyi. Kendisinin de bipolar falan olduğundan şüphe ediyordu. Bu hastalığı düşünmesi sınırsızca küfür etmesine neden oluyordu. Aklından düşünceleri de çıkaramıyordu.

"Bu yani , Benden ayrılıyorsun"

"Beni düzeltemezsin çünkü ben kırık değilim düzeltilmeye ihtiyacım yok. Ben benim!"

Gözleri dolmaya duygusallaşmaya devam etti. Hâli gerçekten perişandı.Onu özlüyordu ama bunu kendine bile belli etmiyordu.Onsuz daha iyi olacağını düşünüyordu ama onsuz olmak hayatında bir gelişme kaydettirmemişti açıkçası.

**

Ian mutluydu ya da mutlu olduğunu düşünüyordu aşık olduğunu düşündüğü biri vardı. Kendini ona aşık olduğuna inanmaya zorluyordu. Ian'ın hayatını bir itfaiyeci olarak kurtardığından beri onu sevdiğini ve onun ona iyi geleceğini düşünüyordu. Adı Caleb idi.

Mickey'i düşünmüyordu artık. Ama vicdan azabıyla da başa çıkamıyordu o da. Görüntüler ve sesler hiç durmadan başının içinde dönüyorlardı.O da özlüyordu. Ama bundan haberi yokmuş gibi davranıyordu. Ne zaman Mickey aklına gelse hemen başka bir şey düşünüyordu. O zaten hapiste diye düşünüyordu. Lithium'u almayı bırakmıştı. Fiona bunu farkedince son çare olarak yediği yemeğe koyuyordu. Eğer ilaçlarını almasaydı, iyice delirirdi. Ve hastanede olurdu yanında da Mickey olmazdı.

Mickey onu destekleyen tek kişi diye düşünüyordu. Aslında ona haksızlık etmiş olabilirdi. Mickey'i haketmediğini düşünüyordu. Evet onu gerçekten sevmişti ama aldığı ilaçlar sayesinde hiçbir şey hissetmiyordu. Ian ilaç almadığını düşündüğü için "ilaçsız bile bu kadar kötüyüm" diye diyordu kendi kendine. Artık iştahsızlığı başlayıp bir şeyler yemediğinde Fiona onun midesine ilaçları nasıl sokacağını düşünüyordu. Ruhsuz gibiydi. Hiçbir şey hissetmiyordu. Tek yaptığı sigara ve alkol almaktı. Mickey'siz olmak ona da yaramıyordu. Yataklardan çıkmıyor ve gün geçtikçe hastalığıdaha kötüye gidiyordu. Hatta intihar etmeyi bile istiyordu."Madem ilaçların bana yarayacağını düşünüyorsalar hepsini içiyim bitsin." şeklinde düşünüyordu. Daha fazla yaşamaka istemiyordu açıkçası Mickey'nin aksine onu özlediğini kabulleniyordu artık.

**

"Hey Milkovich eşyalarını topla çıkıyorsun. Şartlı tahliyedesin"
dedi gür bir ses. Mickey gözlerini açmakta zorlanıyordu ve yanındaki sigara izmaritleri ve boş paketlerden ayağa bile kalkamıyordu.

" Hızlı ol "

Yavaşça olduğu yerden kalktı gözleri kızarmış şişmiş berbat görünüyordu.Görevliyi takip ediyordu. Aslında burdan çıkmaķtan hoşlanmamıştı. Sanırım yine kalabalıktan uysalları çıkarıyorlardı. Mickey normalde hapiste de uysal olmazdı. Onu erken çıkarmazlardı. Ama son günlerde yerinden kıpırdamıyordu.Tek içtiği sigaraydı. (Sigarayı oraya nasıl soktuğu da ayrı mesele) Resmen onunla besleniyordu."Siktiğimin polisleri" diye sessizce düşündü. Sanki hayvana davranıyorlarmış gibi kollarından çekip dışarı çıkardılar.

"Orospu çocukları hepinizi sikeyim" diye bağırdı. En son burdan çıkarken bunun gibi bir şeyler bağırdığında yanında Ian vardı.Ve Mandy. Mandy'i de özlemişti Mickey. Ne kadar taşınmış olsada onu özlemişti.Hayatında her şey değişmişti Mickey'nin, biraz uysallaşmıştı. Bu hayatında ilk defa girdiği sonu bitmez depresyondan kaynaklanıyordu aslında. Bu depresyonun sebebi de Ian idi. Kafasındaki düşünceleri silerken yavaşca yürüyordu önüne bakmıyordu bile. Yürürken birine çarptı. Bu Ian'dı... Yoksa Ian onun çıktığını biliyor muydu? Yoksa bu saçma bir tesadüf müydü? Mickey tek kelime etmeden yürüyordu. Yüzünü görse daha da duygusallaşacaktı, bunu kendine bile belli etmiyordu tabii. Ceketinden tanımıştı onu eskiden çok sevdiği o içi turuncu ceketi. Bir iç çekerek evine doğru küçük adımlarla yürüyordu. Acaba Ian farketmiş miydi? Nefes alması hızlanmıştı. Ve yere oturdu. Avazı çıktığı kadar bağırmak bir şeyleri yumruklamak istiyordu. Biraz oturduktan sonra ayağa kalktı. Ve eve girdi. Svetlanayı gördüğüne sevinmişti. Svetlana da çok sevindi. Onu beklemiyordu, koşarak sarıldı. Mickey normalde eliyle geri iter ve " N'apıyosun amına koyayım" derdi. Ama o da karşılık verdi. Tabii üç saniyeden fazla sürmedi bu. Svetlana onu soru yağmuruna tutmaya, Mickey cevap vermeyince Rusça konuşarak onu sinir edip dikkatini çekmeye çalışıyordu. Svetlana'ya karşı bir şey hissetmiyordu. Hâlâ eşcinseldi. Yani ne beklediyse. Belki de gay olmasaydı hayatı daha kolay olurdu. Belki Svetlanayı gerçekten sevebilirdi. Ama buna değerdi. Ian'ı sevmişti... gerçekten çok sevmişti. Ama bu bir şeyi değiştirmemişti.Kafasındaki düşünceleri tekrar tartışılmak üzere beyninin bir köşesine iteledi.O sırada Yevgeny'i gördü. O küçük sarışın çocuk. Hani şu onun olmadığını iddia ettiği, ama aslında onun olduğunu bildiği çocuk. Nika'nın elini tutuyordu. Nika hâlâ burada mıydı? Mickey onu kucağına aldı. Ve sarıldı. Yüzündeki tebessümü gizliyordu. Sonra yere indirdi.

Hayatının o kadar da berbat olmadığı varsayımını kullanarak elindeki içki şişesiyle yıkık inşaata gidiyordu. Yavaşca yukarı çıktı ve oturdu sarhoş olmayı planlıyordu. Şu ana dek hiç olmadığı kadar sarhoş olmayı planlıyordu. Bir şeyleri uzun süreliğine unutmak sabahki baş ağrısına değecekti. Gerçekten sert içkiye ihtiyacı vardı. Hava yavaşça kararıyordu. Penceredeki güneşin batışını izlerken içki içmek tam güzeldi derken yine onu düşünmeye başladı. Acaba şimdi ne yapıyordu? O da beni özlemişmiydi? Yine bir iç çekti . Jack Daniel's şişesini yarılamıştı. Ama hala sarhoş hissedemiyordu.Minik Güneş ışınlarından Karşı binanın çatısına baktı. Ian'dı bu. Hayal gördüğünü düşünüyordu. Belki içkidendi. Belki kararan havadandı. Belkide bilinçaltına bu kadar kazınıp onu çok düşünmesinden dolayı halüsilasyon görüyordu. Pencereye yaklaştı ve dikkatli baktığında bunun gerçekten Ian olduğunu fark etti. Gözlerini kapamış ve kollarını açmıştı. Mickey kısa süreli şoka girdi. Yoksa Ian intihar mı edecekti? Tanrım. titreyen elleriyle telefonuna ilişti. Ve hemen şu tuşları cevirdi "9-1-1" açan telesekretere olayı anlattı konuşması bitince telefonunu yere düşürmüştü ama umrunda değildi. Koşarak diğer binanın çatısına çıktı o kadar korkmuştu ki.

"ian ! Bana bak " Sesi kuvvetli çıkmıştı ses tonunda korku ve endişe vardı.Ian onu duymamış gibiydi. Ruhsuzluğu devam ediyordu. Belli ki Fiona ona ilaçlarını vermenin başka yolunu bulamamıştı.

"Hey Ian bunu yapmak zorunda değilsin , Bana bak lütfen ben burdayım yanındayım Ian" dedi Mickey biraz daha yaklaşarak Ian'a . Gerçekten kalbinin atışlarını durduramıyordu.Ona bir şey olsa kendini asla affetmezdi. Belki kendi canına da kıyardı. Büyük ihtimalle kıyardı da.
Yavaşça Ian'ın omzuna dokundu.

"Mick" dedi Ian. Sesi açlıktan ölmek üzere olan bir kedi yavrusu gibi çıkmıştı.

"Hey burdayım ben bana bak Ian ." Polis arabalarının sesi geliyordu. Ian yavaşça Mickey'e döndü gözleri çökmüştü.

"Mickey, buradasın."

"Evet buradayım tamam. Hadi eve gidelim Ian."
Mickey Ian'ı durdurmasına sevinmişti. Ona sarıldı. Ellerini Ian'ın çok sevdiği saçlarının elinde gezdiriyordu. Artık Ian'a o bakacaktı. Ailesinin birşeye yaramadığı ortadaydı. Onu seviyordu. Bunu kabullenmeye devam etti.

***

Evet biliyorum biraz saçmaladım. Kısa oldu biraz da.Ama beğendiyseniz oy verin devamını istiyorsanız söyleyin belki yazarım xx :)

Gallavich - Ian&Mickey / I'm Here.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin