Bölüm 13 Geçmiş

8.7K 278 22
                                    

Uzun bölüm yazdım.Keyifli okumlar...Yorum yazın merak ediyorum

Elime tabağı alıp yavaş adımlarla yukarı çıktım.Kapının önüne geldiğimde iki kere tıkladım ama ses gelmedi.Tekrar tıkladım yine ses yoktu.

"Gele bilirmiyim?" Yine ses yoktu elimi kapını desteğine götürüp açdım.İçerde yoktu su sesi geldiğinde anlamıştım, duşdaydı.Ya çıkıp beni burda görürse kızarmı?Korkularım yine bir menegen gibi tüm vücudumu sarpımştı.Pastayı sehpanın üzerine koyup parmak uçlarımda kapıya doğru ilerledim.

"Nereye gidiyorsun?" Arkamdan gelen sesle yerimde durdum.Dudağımı kenarını ısırıp yavaşça ona döndüm.Sertçe yutkundum.Üzerinde sadece havlu var ve göğüsünden akan su damlaları dağınık sulu saçları nefes kesici görünüyordu.Kalp atışlarım kendiliğinden hızlanırken elimle gözlerimi kapatmıştım.

"Şey ben çaldım kapıyı ama açmadın duştaymışsın.Pastayı koydum oraya ben gidiyorum."

"Benden utandığını söyleme bana ayrıca ben sana gitmek için izin vermedim." Parmaklarımın arasında baktığımda üzerine eşorfman vardı çok şükür giyinmişti.

"Tamam gitmiyorum." Elimi yüzümden çektim.Koltuğa doğru ireleyip sigarsından yaktı.Hala kapıda bekliyordum.Bana aldırış etmiyordu bile kendi keyfine bakıyordu.

"Dikilme orda gel otur." Niye tişört giymiyor üzerine yanına yaklaştığımda sabun ve tıraş losyonu burnuma doldu.Kendi yavrusu gibi karşısındaki koltuğa oturdum.Bazen bebek suratlı oluyor,bazende seri katil gibi ama şuan bi heykelden farkı yoktu.Gözüm her seferinde yarasına kaçıyordu.Işıkta hiç görmemiştim.Çok eski bir yara gibi görünüyordu.Önce bıçak girmiş sonra yakmışlar gibi.Benim sırtımdaki yaradan daha kötüydü.Gözümü ordan çektiğimde bana bakıyordu.

"Neye bakıyorsun sen?" Dudağım kendiliğinden titremeye başlamıştı.

"Hiç bir şeye bakmıyorum ben." Pasta için koyduğum çatalı sertçe pastaya geçirip bir dilim alıb ağzına götürdü.Hiç bir şey söylemeden çatalı tekrar tabağa koydu.

"Ne zamandan beri pasta yapıyorsun?" Affalamıştım ve ne sorduğunu anlamadım.

"Efendim?" Bakışlarını pastadan çekip bana baktı.

"Sağır mısın?Ne zamandan beridir pasta yapıyorsun?"

"1 sene olmadı daha." Tekrar bir dilim aldı.

"Ne zaman istanbula geldin?" Niye bu kadar soru soruyor ki?

"19 yaşımda!"

"Ünversite?"

"19 yaşımda kazndım ilk verecektim sınav ama veremedim.Sonra kazandım ama devam etmedim etmekte istemiyorum zaten." Parmaklarımlarıma oynama başladım.

"Neden?"

"Sen neden bu kadar soru soruyorsun?İstemiyorum işte ordaki insanlar benim gibi değiller." Koltuğa yaslanım derin nefes aldı.

"Birincisi sana ben soru sora bilirim.İkincisi kendini çok küçümsüyorsun.Unutma seni bir tek ben küçümserim benden başka kimse, sen bile amladın mı beni?" Beni bile kendime yasaklıyordu.Nasıl bir ruh böyle.İç çekdim.

"Beni ne zaman bırakacaksın?"

"Seni? ne zaman istersem o zaman bırakırım." Tek kaşını havaya kaldırarak söylemişti.

Çıkmaz Sokak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin