Sabah kalktığımda yanımda Burak yerine bir kahvaltı tepsisi ve not duruyordu "Seni uyandırmak istemedim. Dün gece rahatsız ettiğim için üzgünüm ama seni dans ederken hayal etmek hoşuma gitti..." notu tepsiye geri bırakıp portakal suyundan bir yudum aldım. Telefonuma bildirim gelmemişti, yalnızca indirim mesajları. Burak'ı arayıp aramama konusunda fazla kararsızdım ama en sonunda aramaya karar verdim. Bir kaç çalıştan sonra sekreter girdi "Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz" fazla ısrarcı olmadan bir mesaj yolladım "beni ara" telefonu kapatıp kenara koydum. Yataktan kalkıp yüzümü yıkadım, aynada kendime bakarken telefonum çalmaya başladı. Sakince gidip telefona baktım, ekranda kayıtlı olmayan bir numara vardı "Alo?" "Duygu ben Yiğit" "Yiğit. Nasılsın?" "Dikkatli ol. Patron çok sinirli, eğer eline geçersen bu sefer sana kibar davranmaz, kaba tarafını görmek istemezsin!" "Ne? Peki n-ne yapmam gerek?" "Buradan olabilidiğince uzaklaş" "Okulum var ve gidebileceğim başka bir yer yok" "Bir yer bulman gerek. En kısa zamanda. Eğer bulamazsan Burak'tan uzak dur" "Hayır! Ona ulaşamıyorum, ulaştığımda bir çaresine bakarız. Teşekkürler" "Bu konuşma yaşanmadı. Kendine iyi bak Duygu" telefon kapanınca Burak'ı tekrar aramayı denedim fakat her seferinde ulaşamıyordum! Ona yakın olan birini Cem'i aradım "Cem, Burak yanında mı?" "Hayır" "Ona neden ulaşamıyorum" "Duygu...bunu söylemek istemezdim" "Neyi? Başına bir şey mi geldi?" "Hayır ama artık onunla görüşmen mümkün değil" "Cem saçmalama! Ne oldu?" "Artık başka bir yerde yaşıyor" "Komik değil acil bir konu! Burak'a ver şu telefonu!" "Duygu üzgünüm ama bu şehirde ve bu ülkede değil. Onun için tehlikeli" "..." "Duygu?" "E-eğer ona ulaşırsan sadece başımın dertte olduğunu söyle. Görüşürüz" telefonu kapanınca ellerimin arasından kayıp yere düştü tıpkı yere düşen göz yaşlarım gibi. Beni belaya sürükleyip kaçıp gitmiş olamazdı, Burak böyle birisi değildi veya ben onu gerçekten tanıyamamıştım!
Esen rüzgar saçlarımı savururken keşke aklımdaki düşünceleri ve Burak'ı da savurabilseydi. Sabahtan beri deniz kenarında yalnızca oturuyordum. Artık düşünmekten ve ağlamaktan yorulmuştum. Uyuşmuş bacaklarımla zorla ayağa kalkıp düşe kalka yürümeye başladım.
Bir disko barın önünde sırayadaydım beni içeri almayacaklarını bile bile bekliyordum belki bir umutla. Sıra bana gelince, koruma gece taktığı güneş gözlüklerinin üzerinden bana baktı
Sen fazla küçüksün, giremezsin
Sadece biraz kafa dağıtmak istiyorum lütfen
İzin yok
Lanet herif, giriyorum dediysem girerim
İçeriye adımımı atmaya kalkışmıştım ki koca elli koruma belimden kavrayıp kenara itti ve ben de geri içeri girmek için atıldım
Bırak beni giricem
Zorluk çıkarma ufaklık
17 yaşıma az kaldı bence sorun olmaz bırakta gireyim, çok inatçıyımdır ha. Ya girerim ya da girerim!
Savaş vermeye devam ederken içeriden en fazla 28-30 yaşlarında karizmatik ve yakışıklı bir adam çıktı
Tolga, kız benimle kusura bakma haber vermedim
İsmi Tolga olan öküz ile birlikte yorgun bir şekilde karizmatik adama baktık. Tolga öküzü beni mahcup bir şekilde bırakırken ben içimde barış için hazırladığım beyaz bayrağımın sapını Tolga'nın...
Çok özür dilerim Alper Bey benim haberim olsaydı asla yapmazdım
Önemi yok biz içeri geçelim
Alper Bey içeri geçince arkasından onu takip etmeye başladım. Barın önünceki yüksek sandalyelerden birine oturunca ben de yanındakine oturdum.
Ne içmek istersin?
Şey...bira
Alper Bey ikimize de bira söyledikten biraz sonra biralarımız geldi
Teşekkür ederim
Bana neden teşekkür etmişti ki şimdi?
Bana mı?
Evet. Şu an bana eşlik ettiğin için
Şey...rica ederim. Ben de teşekkür ederim. İçeri aldığınız için ve bir de burada tek kalmak istemezdim.
İsmin ne?
Duygu. Sizinkini biliyorum Alper Bey
Alper...Neden kafa dağıtmak istedin?
Uzun hikaye önemli değil
Önemli bir şey olmasa buraya girmek için çabalamazdın. Anlat
Sevdiğimi sandığım adam başıma kötü işler açıp başka bir ülkeye kaçtı.
Alper kafasını kaldırıp bana baktı, süzdü.
Demek ki başına gerçekten kötü bir iş açmış
Malesef. Benim de buradan gitmem gerek ama gidemiyorum.
Ailen yüzünden mi?
Ailem yok. Maddi durumum iyi değil.
Sana yardımcı olabilirim
Hayır teşekkürler bunu isteyemem. Senin hikayen de sıra? Bugün sana eşlik edicek birisini boşuna istemiyorsundur
Bana dışarıdan nasıl gözüktüğümü söyle. Açık ol
Şey...karizmatik ve yakışıklısın, zengin duruyorsun, çevren insan dolu ama yalnızsın.
Alper tekrardan kafasını kaldırıp bana baktı, bu sefer gülümsedi. Güzel gülümsemesi beni de gülümsetti.
İyi ve doğru yorumladın. Umarım dışarıdan bu kadar çabuk anlaşılacak kadar basit bir herif değilimdir.
Güldüm. Çünkü şu an Burak'ı bir anlığına da olsa unutturmuştu bana
Hayır. Seninle konuşunca daha da anlaşılır oldun. Hikayeni bekliyorum
Karım 2 ay önce alkolik olduğum için beni terk etti. Zaten anlaşamıyorduk. Bırakmak için çok çabalıyorum. Kolay değil. Yalnızlık daha çok içmemi sağlıyor.
Alper bardağını kaldırıp içmek üzereyken bardağı tutup masaya geri koydum
Şu an yalnız değilsin. Bu çabalamak değil. Buradan çıkıp biraz dolanmak ister misin? Bu çabalamak olur bak
Alper gülüp ayağa kalktı ve karizmasını bozmadan ceketini giydi.
Sohbet ederek yürüyorduk. Burak'ı tamamen unutmuştum, şu an Alper'i tanımaya çalışıyordum. Saate bakmak için telenonu açtım, saat gecenin 2siydi!
Çok geç olmuş
Evde seni bekleyen birisi yoksa bunun pek önemi yok
Yarın okulum var
1 günlüğüne ekebilirsin veya geç gidebilirsin. Seninle konuşmak iyi geldi. Kendimi birisine anlatmamıştım
Ben de seninle konuşmayı sevdim ama dinlenmem lazım yorucu bir gündü.
O zaman seni evine bırakıyım
Ben taksiyle giderim zahmet etme
Hayır ben bırakıcam
Alper numaramı alıp beni evime bırakmıştı. Eve girer girmez aklıma yine Burak geldi. Burası bana onu hatırlatıyordu. Geceleri yeni insanlarla tanışıp dışarı çıkmak yerine Burak'la şu an birlikte uyuyorduk. Saat çok geçti ya gelidiyse ve beni bulamadıysa! Hemen bahçeye fırladım, etrafa bakındım, bağırdım. Kimse yoktu. Gerçekten gitmişti...