New York

690 27 5
                                    

LEENA
"Haydi Lydia! Seni bekliyoruz!"
Bu kardeşim o kadar süslü ki, hep geöç kalıyor. Bu arada, California'dan New York'a taşınıyoruz. Babamın işlerinden dolayı. Bu yıl üniversiteye başlıyorum. Lydia da lise 3'e gidiyor. "Abla! Gözlüğümü gördün mü? Anne! Bana yardım edebilir misin biraz?" diye seslendi bağırarak Lydia. "Ben aldım Lydia, arabada." dedim ve kapıya gidip onu çekiştirmeye başladım. "Bir dahaki sefere beklemem ama." dedi babam gülümseyerek. Lydia küçük bir özür ile arabaya bindi ve ben de arkasından.
Havaalanına geldiğimizde hemen valizlerimizi verdik. Eşyalar 2 gün önce oradaki evimize taşınıp yerleştirilmişti. Ben de aslında heyecanlıydım fakat şimdi değil. Oraya vardığımızda heyecanım başlayacaktı. Babam bir bankada genel müdür olarak çalışıyor. Şimdi başka bir bankaya geçmesi gerekti o yüzden biz de taşınıyoruz. Aslında bir nevi denk geldi çünkü bende Columbia Üniversite'sini kazandım. Annem de doktor olduğu için başka bir hastanede iş buldu ve dolayısıyla burfa kalmamızı gerektiren bir şey kalmadı. Biraz da kendimi tanıtayım. Adım Leena. Leena Martin. Sakin bir kızım ama yeri geldiğinde sakin olmam. Güzel miyim bilmiyorum ama giderim var. Modaya çok önem veririm. Kardeşim de öyle. Onunla hem kardeşiz ve aynı zamanda çok yakın arkadaş gibiyiz. Bu da kardeşlerin iyi yanlarından biri tabiiki.
5 buçuk saatlik uçak yolculuğundan sonra babamın yeni şöförü bizi almaya geldi. Ev havaalanına o kadar uzak değil. Etrafı inceliyordum. New York çok güzel. Bir taraf gökdelenlerle çevrili, bir tarafında ise sadece tek katlı veya iki katlı villalar var. Eve gelmiştik sonunda. Benim tercihim gibi, gökdelenlerde değil de villalarda oturacaktık. Evimiz güzel aslında. 2 katlı villamız beyazdı. Köşe taraflarında taş döşemeleri var.Uzun camlarıyla daha modern gözüküyor. "Dışı çok güzel, içini de görmelisiniz." dedi babam bavulları alırken. Taşınırken sadece evi değil, eşyalarımızı da değiştirmiştik. "Eminim güzeldir, dimi abla?" dedi Lydia oradan. "Tabiiki, hadi içeri girelim." dedim ve annemden anahtarı alıp kapıyı açtım. İçerisi çok güzel. Annemin zevkine güvendiğim için her şeyi ona bırakmıştık nerdeyse. Ama tabiiki biz de Lydia'yla kendi odamıza küçük dokunuşlar yaptık. "Kızlar hemen odanıza gidin ve eşyalarınızı koyun. Yarın için hazırlanmak istersiniz." dedi yemek hazırlamaya koyularak. Hemen odamıza çıktık ve yarın ne giyeceğimize karar vermeye başladık. Yarın okuluj ilk günü ve ben üniversiteye başlayacağım için güzel olmalıyım. Ama sakın böyle dediğime aldanmayın, sevgili arayışında değilim. Kıyafetlerimi hazırlayıp Lydia'ya baktım. Tabiiki benim canım kardeşim kendi prensibini yapıyor: herkesten güzel olmalıyım. Yarın için güzel ve tatlı bir elbise seçmiş. Lise 3 e geçti. Ona göre tabiiki güzel olmalı. "Ooo Lydia, güzel kıyafetler seçmişsin." dedim gülümseyerek. "Birlikte almıştık, hatırladın mı?" dedi ayakkabılarını göstererek. "Evet, yakışıyor sana. Arada ben de giyerim." dedim kahkaha atarak. "Tabii. Sen ne seçtin?" dedi odama girerek. "Kot pantolon ve gömlek. Altına da hafif bir topuklu. O kadar abartılı olmak istemiyorum." dedim. "İşte benim ablam." dedi ve başını onaylarcasına salladı.
"Ben kıyafetlerimi yerleştirmeye gidiyorum sonra da yatarım. Afiyet olsuun." dedim ve annemle babamı öptüm. "Abla bekle ben de yardım ederim sana." dedi Lydia ve beni takip etti. Odama gittik ve ben valizimdeki kıyafetlerimi askıya takıp asmaya başladım.
Lydia: Abla, bişey sorucam
Leena: Tabiiki
Lydia: Yarın yeni okullara başlıyoruz. Ve arkadaşlarımız olucak. Hatta yakın arkadaşlar. Hatta daha da yakın arkadaşlar. Belki de çok-
Leena: Tamam Lydia anladım ne demek istediğini. Bana açık açık söyleyebilirsin. 17 yaşındasın ve sevgilin olması normal. Sınırlarının olması şartıyla.
Lydia: Ablammm beniiiiim!
O sırada boynuma atladı ve beni yanaklarımdan öptü.
Lydia: Şeyy.. Abla biliyorsun benim daha önceden de sevgilim oldu sana söylüyordum. Ama artık senin de zamanın gelmedi mi? 2 yıldır sevgilin yok yani ben karışamam tabiiki ama senin de artık-
Leena: Lydia. Buna sen karışamazsın. Sınırlarını zorlama.
Bundan sonra ikimizin de suratı düştü ve kalbinin kırıldığını anladım.
Leena: Bak biliyorum benim hep iyi olmamı istiyorsun ama bu da benim seçimim sonuçta. Karşıma şuana kadar düzgün biri çıkmadı. Umarım yakında çıkar.
dedim ve yanına gidip sarıldım ona.
Sabah saat 7 de kalktım. Heyecandan tabiiki bütün bunlar. Hemen duşumu aldım, saçımı kuruladım, odamı topladım ve saate baktım. 7.50. Lydia'nın odasına onu uyandırmaya gittim. Ama odada yoktu. Aşağı kata indim.
Lydia: Günaydın abla! Hadi gel kahvaltını yap.
Leena: Üzerimi giyinip geliyorum.
Odama çıktım ve üzerimi giyindim. Fena görünmüyorum. Saçıma fön makinemle fün çektim ve makyajımı yaptım (hafif tabiiki).
Lydia: Ablacım çok şık olmuşsun.
Leena: Sağol canım. Haydi sen de üzerini giyin. Sabah sabah kahvaltıyı sen mi hazıradın?
Lydia: Ah hayır. Sabah annemle babam birlikte gitmişler işe. Annem kahvaltıyı hazırlamış erkenden ve nor bırakmış. "Yeni okulunuzda başarılar."
Annemle babamı çok seviyorum. Bizi her zaman desteklediler ve destekleyecekler.
Leena: Ne güzel. Lydia hadi bak geç kalıcaz 9 da okulda olmalıyız. Seni okula bırakıcak hadi amaaa.
Lydia: Tamam abla geliyorum hemen.

Love Me Like You Do (Stydia,Sheo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin