Kardeşimin hikayesi ALEN. Bir gidiş, bir geride kalışın hikayesi. Deniz ve Alen köklerinden çok uzakta, okyanus ötesinde bir ülkede Avustralya, Melbourne' de yaşayan iki kardeştir. Her şey Alen'in birgün hayallerini gerçekleştirmek için bir iş t...
Deniz derin bir nefes aldı. Alen'i tutup kaldırdı. Masaya oturttu. Karşısına da kendisi oturdu. Bir süre sessizce oturdular. Sessizliği bozan Deniz oldu.
"Alen bir süre buradan uzaklaşman gerekiyor kardeşim. Biraz hava değişimi sana iyi gelecektir. Ne dersin? Yenizellanda mesela orada Albert var. Ve uzun zamandır bizi davet ediyordu. Ne dersin sen şimdi git. Ben de işlerimi ayarladıktan sonra gelmeye çalışırım." dedi Deniz. Renk vermemeye çalışıyordu. Sakin bir ses tonu ile konuşmaya zorluyordu kendini. Oysa içinde fırtınalar kopuyordu. Haykırmak istiyordu gitmlisin kardeşim Jesi'den sonra seni de kaybedemem. Senin buradan kaçıp gitmen yeni bir hayat kurman gerekiyor. Elimde olsa seni bir an gözümün önünden ayırmam ama yaşaman için gitmen gerekiyor, diyemiyordu. Zaten nasıl söyleyecekti ki? Alen'in ölmek kalmak umurunda bile değildi. Bunu ona olduğu gibi anlatsa nasıl tepki vereceğini kestiremiyordu. Bir de yeni kimliği vardı. Onu nasıl verecekti. Ne söyleyecekti. Bu yeni kimliğin. Yeni bir hayata başlaman lazım. Bu ülkeden gitmen gerekiyor. Uzun süre birbirimizi göremeyebiliriz. Ben buna katlanırım ama ölmene dayanamam. Şimdi bunu al ve git! Nasıl söylenirdi ki bu... Belki de gemiye binmeden son anda vermeliydi kimliğini. O zaman vazgeçemezdi. Bir şekilde ikna ederdi Deniz gitmesi için. Aklı düşünceler ile dolup mantığını tıkıyordu.
"Ben gitmek istemiyorum. Jesi'den ayrılamam. Bu şehirde her yerde onun hatırası var. Başka bir şehir ülke umrumda değil. Sen istersen git abi." dedi Alen. Deniz'in sözleri tükenmişti. O an daha iyi anladı ki Alen kendi rızası ile asla gitmeyecekti. Bu haldeyken gitmek düşüncesi bile ona ağır geliyordu. Gitmek için zamana ihtiyacı vardı belki. Belki de hayatının sonuna kadar gitmeyi istemeyecekti. Ama zaten gitmezse hayatı sona erecekti...
"Tamam canım şimdi bunları düşünmeyelim. Sana güzel bir omlet yapacağım ve sen de yiyeceksin. Sonra biraz dinlenirsin. Çok yorgunsun. Lütfen beni kırma iki lokma bir şeyler ye." dedi Deniz. Her şeyi bir kenara koymuştu. Önceliği Alen'in güç toplamasıydı şimdi. Sonrası için yeni bir plan yapma zamanı gelmişti... Ama bu plan kesinlikle son şansı olacaktı. Ölüm kalım meselesi dedikleri işte buydu...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
