bölüm altı: mesafe

1.4K 256 853
                                    

  selaamm, gecikme için özür diliyorum.
bölüm sonuna düşüncelerinizi yazmayı
unutmayın olur muu? <3
oy ve yorumu da hatırlatarak çekiliyorum,
keyifli okumalar. ❤︎


Ari Abdul, Slow Dancing


bölümden fotoğraflar:

                                     ★

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


       

Ona tokat attım.

Bu deftere, bu satırlara bu denli şeyler yazmam ilk oluyor biliyorum, ama yazmak zorundaymış gibi hissediyorum çünkü işin içinden nasıl çıkacağımı bilmiyorum.

Yanlış bir şey yapmadım ama neden böyle hissediyorum? Neden küçük bir çocuğun kalbini kırmış gibi ve neredeyse pişman olmak üzereymiş gibi hissediyorum? Bilmiyorum. Belki de bilmemeliyim çünkü buradan bir dönüşü olmayacağının bilincindeyim.

En başından beri istediğim şey buyken şimdi bir şeylerin yanlış hissettirmesi beni deli ediyor.

Gözlerimi kapattığımda beni karşılayan tek şey siyah bir boşlukken, o hayatıma girdiği andan itibaren o siyahlık sanki bulanıklaşmaya başladı. Sanki bir şeyler ortaya çıkmak istiyor gibi, sanki... Sanki onunla ilgili bir şeyler bilmem gerekiyor gibi...

Anlam veremiyorum, hiçbir şeye. Bir anlam vermem gerekiyor mu onu bile bilmiyorum fakat bu cümleleri yazarken beynimin içinde dönen kurtçuklar bana saldırırken bir sonuca varmam gerektiğini hissediyorum. Çünkü bir şeyler yanlış, hem de çok yanlış.

Hissetmek yetmiyor. Gözlerimi kapatıyorum, beni karşılayan karanlığa el sallıyorum ve yürüyorum. Ama yine bir yere varamıyorum çünkü o karanlıkta kayboluyorum. Her seferinde. Karanlıkta göremiyorum, ışık yakmaya çalışıyorum ama bir bakıyorum, baştan aşağıya simsiyahım.

Onu orada yalnız bırakıp gittiğimde tüm vücuduma yayılan öfke, zihnimde onun kalbini kırma ihtimalimi canlandırdığımda neden uçup gidiyor? Bu normal mi?

Belki de normaldir... Çünkü ben, daha önce bir insanın bana bu denli ne zaman yaklaşmaya çalıştığını hatırlamıyorum. Çünkü ben, kendi içinde bile kendisiyle savaş vererek buzdan bir duvara dönüşüyorum. Ve ben, o buzdan duvarı eritip kendimi ortaya koyarsam, bununla nasıl başa çıkarım, bilmiyorum.

Çünkü ben, hep yalnızdım. Yalnız bırakılan değil, kendisini yalnız bırakandım.

Bundan sonra nasıl olacak hiçbir fikrim yok fakat içimden bir ses bu sefer onun da sessizleşeceğini söylüyor. İstediğim buyken, beni bu kadar kelimeyi yazmaya iten şey ne o zaman?

İKİNCİ TESADÜFWhere stories live. Discover now