Hisler

25 2 3
                                    

Aklıma gelen düşünceler ile yüzümde farkında olmadığım bir gülümseme yayıldı. Ama yaşananlar aklıma gelince yüzümde ki gülümseme anında gitti ve gözlerim doldu taştı.

Merve, canım arkadaşım. Keşke seninle o lunaparka gitmeseydik de bir yaramazlık yapıp evde kalmamızı sağlasaydım.

Flash bellek

- Merve hadi seninle lunaparka gidelim.

Diyerek Merve'ye asla bana kıyamayacağı bir bakış atarak elini çekiştirmeye başladım. Ama tabi ki cevabı gecikir mi hemen cevap vardı bana zaten.

- Yonca biz artık 16 yaşındayız sence de lunapark için büyümedik mi biz? Hem annen bu sefer çok kızar, artık derslerini fazla boşluyorsun, annen bu sefer evden çıkmana hiç izin vermicek sonra.

Diyerek konuşmasını sonlandırdı. Ama ben daha çok üstüne gidince daha fazla itiraz edemedi. Keşke edebilseydi. Çıktık lunaparka gidiyoruz. Annelerimiz den habersiz bir şekilde.

🍀🍀🍀

Geldik lunaparka. Tutturdu Merve ben dönme dolaba binicem diye. Ama ben çocukluk yaparak atlı karıncaya binmek istedim. Keşke o da çocukluk yapmak isteseydi. Tamam dedik sen dönme dolaba bin, ben de atlı karıncaya.

Ben jetonları aldım Merve de hemen bindi dönme dolabına. O böyle şeylere binmeyi çok severdi. Ben pek sevmezdim korkardım. Ben de dönme dolabın biraz ilerisindeki atlı karınca oyuncağını bindim.

Her şey çok güzeldi. Merve'nin kahkaha sesleri buraya kadar duyuluyordu. Sebepsiz yere bunlardan çok zevk alıyordu, biliyordum.

Nereden bilebilirdi ki o kahkaha sesleri yardım çığlıklarına dönüşeceğini. Nereden bilebilirdi ki  onu kahkalara boğan oyuncağın onun sonu olacağını.

Birden yer sallanmaya başladı. Deprem oluyordu. O kadar şiddetliydi ki sallantı, elektrikler kesildi.

Elektrik olmazsa aletler çalışmaz ki.

Çalışmasına gerek kalmadı zaten. Ben zar zor aletten inmeyi başarmıştım. Peki ya Merve? Son hızda koşarak Merve'nin oldu dönme dolaba doğru koştum Merve den ses gelmiyordu ki neden gelmiyordu?

Birden büyük bir gürültü koptu. Dönme dolap, makas, kanguru gibi birçok alet yerle bir oldu. İçindeki insanlarla birlikte. Ama dönme dolap benim tam önüme düştü. Etrafta ki aletler yerle bir olmuştu.

Etraf kan gölüne dönmüştü.

Gülmekten gözleri yaşaran çocuklar şimdi acıdan gözleri yaşarıyordu.

Merve! Hemen gidip ona baktım. Bir tane kız vardı ama bu kızın boynu neredeyse izlerle kaplıydı.  Eli ve bacakları çizilmiş, yarısı da dolabın altında kalmıştı.

Kafası ise tam da gözlerini dikmiş bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerinden bir damla yaş süzüldü Merve'nin. Ama Merve gülümsüyordu. Sonra birden gözleri kapandı.

Sonra birden etraftan sesler gelmeye başladı. Annem direk yanıma koştu. Ama benim gözlerim Merve den ayrılmıyordu. Sonra gözlerim birisiyle daha birleşti.

Bana nefretle bakan Merve'nin annesi ile. Merve'nin annesi biliyordu. Benim buraya Merve'yi zorla getirdiğimi. Sonra zaten bir faciaydı

Merve'nin annesi hep bana onun kızını beni öldürdüğünü söyleyip duruyordu benim suçluyordu onu buraya ben getirmiştim. En yakın arkadaşımın ölümüne beni suçluyorlardı.

Flas bellek son

Kapının çalmasıyla kendime geldim. Zaten direkt Yağız'ın geldiğini anlamıştım. Gözyaşlarımı sildim zaten o günleri zor atlatmıştım tekrar hatırlamaya gerek yoktu.

Zaten o günden sonra bir daha lunaparka gidememiştim.

Kapıyı açmam da karşımda zaten beklediğim gibi Yağız'ı gördüm. Ama yapacağı hareketi asla beklemiyordum. Kolumdan tuttuğu gibi beni evin içine çekti,kapıyı kapattı ve dudaklarıma yapıştı.

Bu bölüm de içimden geldi. Okuldan gelince mutlu mutlu okuyun. Her ne kadar mutlu olursanız tabi? Ah şu polenler astımı olan insanları ( yani biri ben ) ne kadar da zorluyor. Hapşura hapşura bölüm yazdım bu arada finale bir iki bölüm tek kaldı neyse bay yazarınız okula kaçar

Bale HocamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin